Kıdem tazminatı 'sil baştan'

Çalışma Bakanlığı'nın kıdem tazminatı ile ilgili hazırladığı kanun taslağında çalışanın işten çıkarılması durumunda kıdem tazminatı ödenmesi kaldırılıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

Mehmet KAYA

ANKARA - Kıdem tazminatı sistemini tamamen değiştiren ve Çalışma Bakanlığı tarafından hazırlanan "Kıdem Tazminatının İşçinin Bireysel Hesabına Yatırılması Hakkında Kanun Taslağı"nda, işten çıkarılma durumunda kıdem tazminatının çekilmesi uygulamasına son verildi. "Zorunlu tasarruf sistemi" benzeri yeni bir sistem öngörüldü.

DÜNYA'nın elde ettiği taslağa göre, işverenlerin yüzde 4 primleri, bireysel emeklilik sistemi ile aynı şekilde yönetilen tasarruf düzeni içine girecek. Çalışanlar paranın tamamını emeklilik ve malullük halinde çekebilecek. Paranın yarısı ise, 15 yıl çalışmak ve en az 3 bin 600 gün prim ödenmesi şartıyla çekebilecek. İşten çıkarılanlar, askere gidenler ve evlenen kadınların kıdem tazminatını talep etmesine yönelik düzenlemeler kaldırıldı. İkinci kez biriken paranın yarısını çekmek isteyenler, son çektikleri tarihten sonra bin 800 gün prim (5 yıl) ödenmesi şartıyla bu hakkını kullanabilecek.
Halen çalışanların mevcut hakları saklı kalacak ancak isterlerse geçmiş haklarını fon sistemi ile devam ettirebilecekler. Bunun için işverenleri ile sözleşme imzalaması şartı bulunuyor. Yatırılacak tutarlar ve geçişin nasıl olacağı yönetmelikle belirlenecek.

[PAGE]

Taslakta sürpriz maddelere de yer verildi. Halen İşsizlik Sigortası Fonu'ndan istihdam oluşturmaya yönelik aktif işgücü programlarına aktarılan kaynak miktarı, Fon "prim gelirlerinin yüzde 30'u" olarak hesaplanıyordu.
Taslaktaki öneriye göre prim gelirleri değil, fon gelirlerinin tamamının yüzde 30'u aktarılacak. Ayrıca, işsizlik sigortası fonuna yatırılan primlerin hesabında işverenin yüzde 2, devletin yüzde 1 olan ödeme miktarı, her ikisi için binde 5'e düşürülüyor. İşçinin payı ise yüzde 1 olarak korunuyor.

İşverenin prim yükü düşürülüyor

Taslağa göre, işverenler, çalışanlar adına kıdem tazminatı için sigorta primine esas ücretleri üzerinden yüzde 4 prim yatıracak. Ancak taslakta gelen ek yükü düşürmek üzere, işsizlik sigortası priminde ayarlama yapıldı. Halen işverenlerin yüzde 2 düzeyinde olan işsizlik sigortası primi, binde 5'e çekiliyor. İşsizlik sigortasına çalışan adına yatırılan yüzde 1'lik prim korunurken, devlet katkısı da binde 5'e düşürülüyor.
İşverenlere yönelik olarak primi düzenli yatırmaya zorlamayı amaçlayan hükümler kıdem tazminatı primi için de korundu. İşletmelerin, genç-kadın işçi, sosyal güvenlik primleri işveren hissesinin 5 puanlık kısmının Hazine tarafından ödenmesi, ek istihdam teşviki gibi teşviklerden yararlanması için şart koşulan primlerin düzenli ödenmesi ve prim borcu bulunmamasına yönelik zorlayıcı hükümler içine kıdem tazminatı priminin de düzenli ödenmesi, borcu bulunmaması hükümleri konuluyor.

[PAGE]

Halen çalışanlar ne yapacak?

Yasa yürürlüğe girdikten sonra bütün çalışanlar, yeni hükümlere tabi olacak. Halen çalışmakta olanların daha önceki yasalara göre hakları devam edecek. Ancak çalışanlar, işverenleri ile sözleşme imzalayarak, daha önceki kıdem haklarını, yeni düzenlemedeki hak kazanmaya yönelik prim ödeme gün sayısı ve çalışma süresini koruyarak dahil edebilecek. Bu hakkın kullanımı konusunda fona aktarılacak primin miktarına ilişkin tutarların nasıl hesaplanacağı konusunda Bakanlık ayrıca bir yönetmelik çıkaracak.

Kıdem tazminatı tavanı değişiyor

Taslakta, halen yürürlükte olan kıdem tazminatı sistemiyle ilgili düzenleme de yer aldı. İşçilerin ücreti ne olursa olsun, memurlara bir yıl için verilen emeklilik ikramiyesi ile sınırlı olmak üzere tavan hesaplanıyor. Bu tutar, her yıl memur maaş artışlarına bağlı olarak değişiyor. Getirilen düzenleme ile 1 Temmuz 2012 için belirlenen 3 bin 33 TL 98 Krş. Tutar yıl sonlarında TÜFE kadar artırılarak kıdem tazminatı tavanı olarak uygulanacak.
Fondan çalışanlar tarafından çekilen birikimlerin, prim kısmı vergiden muaf, ancak nema kısmı gelir vergisi kesintisine tabi olacak. İşverenler ödedikleri primi gider olarak kaydedebilecek.

[PAGE]

Tazminata hak kazanma

Taslak, halen yürürlükte olan kıdem tazminatı düzenlemelerinde hak kazanma şartlarını tamamen değiştiriyor. Mevcut düzenlemelerde, kıdem tazminatı alabilmek için, en az bir yıl çalışmış ve 360 gün prim ödenmiş olmak kaydıyla, işten çıkarılma durumunda, askerlik için işten ayrılma, evlenen kadınların iş bırakma, emeklilik, ölüm ve 15 yıl sigortalılık süresi ve 3 bin 600 gün prim ödeme şartıyla, işten ayrılıp emeklilik yaşını doldurma amacıyla bekleyenler kıdem tazminatını alabiliyor.

Buna karşılık Taslak, işten ayrılma durumunda "tazminat" yönünü değil, işçiler adına bir sigorta sistemini öngörüyor. Buna göre, oluşturulan kıdem fonunda biriken parayı çekebilmek için, ilk kez çekeceklerse en az 3 bin 600 gün prim yatırılmış olmak ve 15 yıl sigortalılık süresi olmak şartıyla biriken tutarın yarısını çekebilecekler. İkinci ve daha sonraki birikim alma durumlarında, son çekilen tarihten sonra en az bin 800 gün (5 yıl) daha prim ödenmiş olması şartı bulunacak. Konut almak isteyenler de para çekebilecek. Bu durumlarda da biriken paranın yarısı çekilebilecek.
Paranın tamamının çekilmesi ise yaşlılık aylığı bağlanması, emeklilik ve malullük durumunda gerçekleşecek. Beş yıl boyunca adına hiçbir şekilde kıdem primi yatırılmamış olanlar, çalışanın ölümü halinde kanuni mirasçıları da paranın tamamını çekebilecek.
Paranın tamamının çekilmesi hakkı kazanılan tarihten sonra on yıl boyunca  çekilmeyen tutarlar Hazine'ye devredilecek.

[PAGE]

Sistem nasıl işleyecek?

İşverenler, Hazine Müsteşarlığı'ndan kıdem tazminatı fonu yönetmek üzere ruhsat alan, bireysel emeklilik şirketlerinden birini seçecek. SGK'ya verilen aylık bildirimlerdeki ücretlerin yüzde 4'ü oranında kıdem tazminatı primini bu şirkete, çalışanın adına bireysel olarak açılan hesaba yatıracak. SGK, kendisine gelen bildirimlerdeki bilgileri Emeklilik Gözetim Merkezi ile paylaşacak. İşveren primi yatırmamış olsa dahi, SGK ile Emeklilik Gözetim Merkezi bilgi paylaşımı yapıldığı anda prim "tahakkuk etmiş" sayılacak. İşveren aylık olarak primleri yatırmazsa, daha sonra nema farkını da ekleyerek yatırabilecek. Herhangi bir şekilde tahakkuk eden prim yatırılmamışsa, işçinin hakkını fon ödeyecek.

Yatırılan primin nemalandırılması için emeklilik şirketi çeşitli fonlar kurabilecek. İşçi bu fonlardan birini seçebilecek. Herhangi bir seçim yapmazsa, birikimler otomatik olarak en az yüzde 40 oranında Hazine borçlanma araçları ya da kira sertifikası (sukuk) kağıtları bulunan fonda nemalandırılacak.

Emeklilik şirketi, çalışanların hesaplarındaki birikim ve nemaya ilişkin verileri takip edebilmesini sağlayacak. Bunun internet aracılığıyla gerçekleşmesi bekleniyor. İşveren, emeklilik şirketini değiştirebilecek. Çalışanlar, iki ayrı işte çalışıyorlarsa iki ayrı kıdem tazminatı hesabı olabilecek. İş değişikliği durumlarında, farklı hesaplar birleştirilebilecek.

[PAGE]

İşsizlik sigortası fonundan işsizliğe yönelik aktarılan kaynak artırılıyor, GAP ve diğer bölgesel kalkınma için alınan paralar geri ödenecek
Taslakta, işsizlik sigortasına yönelik olarak dikkat çekici iki düzenleme de yer aldı. Buna göre, İŞKUR tarafından uygulanan istihdamı artıramaya yönelik aktif işgücü programına İşsizlik Sigortası Fonu'ndan aktarılan kaynaklar artırılacak. Bu amaçla, daha önce yalnızca Fon'un prim gelirlerinden alınan yüzde 30 tutar, fonun prim, ceza, nema gibi bütün gelirlerinin yüzde 30'u haline getirilecek.
Hükümet, daha önce GAP başta olmak üzere bölgesel kalkınma projelerine aktarılan paraları da 2014 bütçesinden itibaren geri ödemeye başlayacak. 2013 sonu itibariyle çekilen para hesaplanarak, 2014 bütçesinden itibaren eşit taksitler halinde 15 yıl içinde fona geri verilecek.

[PAGE]

Uzman Görüşü / Dünya Gazetesi Yazarı Prof. Dr. Cem KILIÇ

Herkesi kapsaması olumlu, hesaplama tutarında hak kaybı var

Getirilen düzenlemenin, bütün herkesi kapsayacak olması, mevcut sistemde yüzde 7-8 yararlanmaya kıyasla oldukça olumlu bir yöndür. Çünkü mevcut kıdem tazminatı hakkından yararlanma oranı çok düşüktür. Diğer taraftan, kıdem tazminatı da tıpkı memurlarınki gibi bir ikramiye ödemesine dönüştürüldüğü de söylenebilir.

Mevcut sistemde kıdem tazminatında tutar bir yıl için bir ücret şeklinde hesaplanıyor. Prim ile ilişkilendirmek için bunu 100 (birim ücret) / 12 (ay) hesaplarsak 8,33 prim yükü olur. Oysa, düzenleme yüzde 4 prim öngörüyor ki bu da mevcut durumda her yıl için 12-15 günlük bir ödemeye karşılık gelir. Burada bir hak kaybından söz edilebilir. Ayrıca, kıdem tazminatınızın 15 yıl, 3600 gün prim ödedikten sonra yarısını çekebiliyorsunuz. Ya da ev alınacaksa yarısı çekilebiliyor. Tamamının ödenmesi ise emeklilik, ölüm halinde mirasçılarınız ya da adınıza 5 yıl prim yatmamışsa yani çalışmamışsanız alabiliyorsunuz. Bu gibi durumlarda bir kayıptan söz edilebilir. Sistemin olumlu yanı ise sistemin herkesi kapsamaması.

"Kaldırılmayacak, hak kaybı olmayacak" mesajı verilmişti

- Hükümet üyelerinin tamamı kıdem tazminatı fonu kurulmasına yönelik olarak yaptıkları açıklamalarda, hak kaybının olmayacağı ya da kıdem tazminatının kaldırılmayacağını belirtmişti. Oysa taslak düzenlemede uygulamanın "tazminat" fonksiyonu tamamıyla ortadan kaldırılarak yerine "emeklilik sigortası" getirilmesi dikkati çekti.

- Mevcut sistemde bir yıl için bir aylık ücret (brüt) tutarı uygulanırken, yeni fon sistemindeki yüzde 4 prim aynı tutarı karşılamıyor. Dolayısıyla önerilen sistem, tazminat-sigorta birikimi farklılığı nedeniyle tam karşılaştırmaya imkan vermese de bir yıla 30 günlük ücret yerine bir yıla 15 günün altında bir hesabın ortaya çıktığı söylenebiliyor.

- Fon sisteminde, hak kazanma şartları, mevcut sistemin oldukça gerisinde bulunuyor. Mevcut sistemde askerlik, kadınlar için evlilik, emekliliği bekleme, işveren tarafından işten atılma durumlarında kıdem tazminatı alınabiliyordu. Kıdem tazminatı ödemesi de derhal yapılıyordu. Tarafların uzlaşmasıyla faiz işletilerek taksitlendirme imkanı bulunuyordu. Önerilen fon sisteminde ise bu durumların hiçbirinde kıdem tazminatı talep edilemiyor, derhal ödeme imkanı verilmiyor. İşten atılan bir kişi eğer 5 yıl işsiz kalırsa ve bu süre içinde hiçbir kıdem primi yatırılmazsa birikmiş parayı talep edebiliyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Aralık 2011'de yapılan ve kıdem tazminatının kaldırılması halinde genel grev yapma kararı bulunan Türk-İş Genel Kurulu'ndaki konuşmasında şunları söylemişti: "Şu anki kıdem tazminatından yararlanan işçi sayısı ne kadar, alt işverende çalışıp mahrum olan işçi sayısı ne kadar? Kıdem tazminatını alamayan işçilerimize nasıl teşmil ederiz onu düşünüyoruz. Kıdem tazminatını kaldıran yok ki. 426 bin kamuda, 400 bin özel sektörde çalışan taşeron var.

Neden bir işçi 1 yıl çalışıp tazminat alıyor da 1 ay çalışınca alamıyor. Peki sayın bakan senin kafanda bununla ilgili oluşmuş bir yol haritası var mı? Bu yol haritasını sosyal taraflarla ortaya koyacağım o zaman açıklama imkanım olabilir"

Bakan Çelik, yaklaşık iki hafta önce bir gazetedeki açıklamasında ise Türkiye'de çalışanların sadece yüzde 10'unun kıdem tazminatından faydalandığını, hükümet olarak kıdem tazminatı reformu üzerinde çalıştıklarını söylemişti. Bakan Çelik, "Bir ay çalışan da kıdem tazminatı almalı. İşvereni iflas eden çalışan bu haktan yararlanamıyor. Fon kurulduğunda primler bu fonda değerlendirilecek ve hiçbir çalışan hakkından mahrum kalmayacak. Ayrıca taşeron işçiler için de çalışma yürütüyoruz. Bunların sigortaları yok. Maaşları asgari ücret, çalışma saatleri en az 12 saat. Bu insanlar neden yıllık izin kullanmasın, sigortalı çalışmasın, 8 saat çalışmasın" diye konuştu."