KKDF artırımı belirsizliği sürüyor

Maliye Bakanı Şimşek, KKDF'nin artırılmasının 28 Ekim'den önceki kredileri kapsayıp kapsamadığı konusunu Gelir İdaresi ile görüşeceklerini söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
İSTANBUL – Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu (KKDF) oranının artırılmasının 28 Ekim'den önceki kredileri kapsaması konusunu Gelir İdaresi ile konuşmaları gerektiğini bildirdi. 
Şimşek, The Economist tarafından düzenlenen "Değişim Sürecinde Türkiye-Türk Hükümetiyle 18. Yuvarlak Masa Toplantısı" sırasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. 
"Vergi ve diğer alacaklarla ilgili yeniden yapılandırma çalışmasından Turkcell, Doğan ve TÜPRAŞ gibi firmalara kesilen cezalar da etkilenecek mi?" sorusu üzerine, Şimşek, bu konuda yorum yapamayacağını ifade ederek, "Taslak henüz son şeklini almadı" dedi. 
Garanti Bankası hisse satışından devletin kasasına ne kadar vergi gireceğine ilişkin bir soru üzerine, Şimşek, bu konuda bilgisi olmadığını söyledi. 
Şimşek, KKDF'nin artırılmasının 28 Ekim'den önceki kredileri kapsamasına ilişkin bir soru üzerine de, "O konuyu Gelir İdaresi ile konuşmamız lazım. Bugün gazetelerde gördüm. Yani muhtemelen onun bir mantığı vardır. Bu konuya arkadaşlarla görüşeceğim. Muhtemelen şöyle olmuştur; geleceğe denk düşen taksitler vardır. Muhtemelen o çerçevededir. Bu konuyu inceleteceğim" şeklinde konuştu. 
Vergi borçlarının yapılandırılmasında ihtilaflı dosyalardaki borçlar için uygulama tarihine ilişkin soruyu da Şimşek, "Genel olarak ben sayın Başbakanımızın bu konuda yaptığı açıklama öncesinden başlatılması gerektiğini prensip olarak önerdim. Şu anda o çerçevede gidiyor. Ama yine de son şekli verilene kadar size kesin bir tarih vermek istemiyorum" karşılığını verdi.  
"Sıcak para zorluk getiriyor"
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, basılan sıcak paranın bir kısmının Türkiye'ye geldiğini belirterek,"Biliyorum ki bu zorluk getiriyor" dedi.
Şimşek, The Economist tarafından düzenlenen "Değişim Sürecinde Türkiye-Türk Hükümetiyle 18. Yuvarlak Masa Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin oldukça sağlıklı bir kamu sektörü bilançosu bulunduğunu, konut sektöründe de anlamlı bir değer kaybı yaşanmadığını anımsattı.
Türkiye'nin sağladığı büyümenin aynı zamanda istihdam yaratabildiğine de işaret eden Şimşek, Türkiye'de istihdamın 1 milyon kadar arttığını hatırlattı.
Bankacılık sektörünün de gayet güzel bir şekilde devam ettiğini anlatan Şimşek, kamu sektörünün özel sektöre baskı uygulamadığını, özel sektörü içine çekmeye çalıştığını söyledi.
Şimşek, Türkiye'nin tasarruf oranının düşük olduğuna işaret ederek, cari açığın ise büyük olmasına rağmen yönetilebilir olduğunun altını çizdi.
Türkiye'nin enerji kalemi çıkarıldığında cari hesap dengesinin oldukça makul düzeyde bulunduğunu dile getiren Şimşek, mahkeme kararlarına rağmen özel sektörün hidrolik enerji santrallerine hız vermesini istediklerini anlattı.
Türkiye'nin şu anda nükleer enerji santrali bulunmadığını, buna yönelik Rusya ile anlaşma yapıldığını anımsatan Şimşek, Güney Kore ile de görüşmelerin sürdüğünü bildirdi.
Mehmet Şimşek, yenilenebilir enerji konusunda da birçok fırsat bulunduğuna işaret ederek, burada bürokrasinin yavaş gittiğini, süreci canlandırmayı istediklerini söyledi.
Şimşek, Türkiye'nin genç nüfusunun artı bir puan olduğunu, ancak bu nüfusa istihdam sağlamanın da önem taşıdığının altını çizdi.
Liranın epey değer kazandığını, bu konuda ihracatçıların da talepleri bulunduğunu hatırlatan Şimşek, bazı makroekonomik politikalara da bağlı kalmaları gerektiğini anımsattı.
"3. dönemde iktidara geleceğimize inanıyorum"
Mehmet Şimşek, önemli bir anayasa paketini parlamentodan geçirdiklerini, bu paketin mükemmel olmasa da ileriye doğru atılmış önemli bir adım olduğunu vurgulayarak, bugünkü kamuoyu yoklamalarının halkın hükümete güven duyduğunu gösterdiğini söyledi.
Şimşek, partisinin üçüncü dönemde iktidara geleceğine inandığını belirterek, "Benim partim ve Hükümetim başkalarından daha akıllı olduğu için değil bütün bu başarıların elde edilmesi... Tek neden, güçlü, dayanışma içinde bir siyasi gruptuk. Koalisyon hükümetleriyle mücadele etmemiz gerekmedi. Önümüzde bir gündemimiz, programımız var. Kriz yılında gayet başarılı olduk" diye konuştu.
Kendisinin iyimser olduğunu ifade eden Şimşek, şöyle devam etti:
"Çünkü Anayasa'yı öyle bir şekilde değiştirdik ki artık bu yeni temel reformlara da yol açabilir. Bunlar derhal gerçekleşecek diye beklemeyin. Pek çok şeyin seçimlerin sonrasını beklemesi gerekecek. Gerçekçi olan da bu. Çünkü elimizde bütün bu reformları yapabilecek o kadar çok zaman kalmadı. İyi politikalar ve iyi uygulamalar yapmaya devam edeceğiz. Ama önümüzdeki 6-8 ay içinde de muazzam gelişme beklenmemeli. Ama yine de partim üçüncü dönem seçilecek diye düşünüyorum. O zaman Türkiye sadece geçmiş 8 yıldaki kazançlarını konsolide etmekle kalmaz gerçek bir sistem oluşturur. Umuyorum ki önümüzdeki dönem çok daha güçlü bir ivme içinde olacağız."
"Dolaylı vergiler konusunda yapılacak çok şey var"
Konferans katılımcıların da sorularını yanıtlayan Şimşek, dolaylı vergilere ilişkin bir soru üzerine, dolaylı vergilerin diğer ülkelerden daha yüksek olduğunu ifade etti.
Şimşek, "Evet itiraf ediyorum. Bu konuda yapılacak çok şey var. Vergi oranlarını artırma şeklinde değil ama kayıt dışı dışı ekonomik faaliyetlerle daha güçlü bir şekilde mücadele edebilmeliyiz. Vergileri daha hızlı toplayabilmeliyiz ve doğrudan vergileri artırmalıyız" dedi.
Buradaki zaafı bildikleri, bu nedenle daha fazla insanı Gelir İdaresi'nde istihdam ettiklerini anlatan Şimşek, kaynakları koordine etmek için daha iyi bir sistem geliştirdiklerini, daha proaktif bir Gelir İdaresi sağlamaya çalıştıklarını anlattı.
Mehmet Şimşek, ABD Merkez Bankası'nın verdiği kararın ihracatçılar açısından sonuçlarına ilişkin bir soru üzerine şunları söyledi:
"Bütün bu olanlar bize tabii ki dış şartlardan dolayı ortaya çıkıyor. Bizim yaptığımız şeyler değil bunlar. Bazı şeylerin üzerinde kontrolümüz daha sınırlı. Pek çok para basıldı daha da çok para basılacak. Bunun bir kısmı Türkiye'ye geliyor anladığım kadarıyla. Biliyorum ki bu zorluk getiriyor. Bu benim hükümetimin politikası değil. Geçmişte herkes 'yüksek faiz oranı ve düşük döviz kuru sizin politikanız' diyorlardı. Bugün gerçek faiz oranları negatif ve eğrinin kısa çizgisinde. Merkez Bankasına borçlanma, 8 artı seviyelerinde. Peki ne yapılabilir? Evet incelememiz gereken bir durum. Kolay bir çözüm yok buna. Başka önlemler iyi sonuç verir mi bilmiyorum ama en iyisi ülkeyi daha rekabetçi hale getirmek. Mali unsurları kullanarak istihdam üzerindeki yükü azaltmak. Eğer mümkünse daha fazla mali destek vermek. Bu işin kolay bir çözümü yok. Seçtiğimiz yol uzun vadeli taahhütler gerektiriyor. Sonuçta Türkiye'nin başaracağına inanıyorum. Önümüzdeki yol bizi refaha çıkaracak bir yol. Ama tabii vakte ihtiyacımız var. Uzun vadede aslında başka alternatifler iyi sonuç vermeyecek."
Türkiye'nin Çin, Bangladeş veya Hindistan ile ücretler konusunda yarışamayacağının altını çizen Şimşek, "Biz AB'ye erişmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla bizim sürekli olarak bir takım niş pazarlar ve ürünler bulmamız ve farklı odak noktalarına eğilmemiz gerekir" diye konuştu.