KOBİ'ler, inovasyon, Ar-Ge ve katma değer yaratma becerisi
Celal BEYSEL / TÜRKONFED Yüksek Danışma kurulu Başkanı
Ekonomi Bakanı Sayın Zafer Çağlayan çeşitli demeçlerinde, ülke refahını artırabilmenin yolunun katma değeri yüksek üretim olduğuna işaret ediyor. Sanayi Bakanı Nihat Ergün ise konuşmalarında ülkede inovasyon ve Ar-Ge yapılması için gerekli ortamın yaratıldığını ifade ediyor, ancak sanayici ve/veya üniversitelerin bu durumdan yeterince faydalanamadıklarından yakınıyor. Kalkınma Bakanı Sayın Cevdet Yılmaz, kalkınma ajanslarının KOBİ'lerin bölgesel becerilerini artırması için desteklenmeleri gerektiğini vurguluyor. Ajansların kuruluş gerekçesinde, belirli sektörlerde uzmanlaşmış ve kendi aralarında bütünleşmeyi sağlamış KOBİ'lerin dünya ekonomisinde önemini giderek artırdığına işaret edilmiş.
Devlet desteklerini yönlendiren siyasetçilerin Ar-Ge ve inovasyonun önemini ve bu tür becerileri olan firmaların desteklendiğini gündemde tutmaları, bu konuda sanayici ve üniversiteleri uyarmaları, bürokrasinin de konunun önemini kavraması çok önemli. Çünkü Sayın Çağlayan'ın işaret ettiği "ihracatımızın kilo bedelini yükseltme" hedefine ulaşmamız, küçük büyük tüm sanayi kesiminin uzun vadede Ar-Ge ve inovasyon için el ele çalışmaları, kopyalamak yerine yaratıcı olmaya çalışanların tüm aktörlerce desteklenmesi ile mümkün.
İnovasyon ve katma değer yaratma ilişkisi
Global serbest piyasanın acımasız rekabet ortamında çalışan firmalar için İnovasyon, katma değerli üretim yapabilmenin en önemli şartıdır. Firmasında inovasyon yapamayan yönetici, bir süre sonra ürünlerinin yaşam sürecini tamamladığını, kâr etmez hale geldiğini görecektir. Bir firmada seri üretimin ve günlük işlerin yapılması için çalışanlar genelde "ana işe yoğunlaş, kaynak israf etme" iddiasındadırlar. Çünkü kısa vadede ölçülebilir başarı, firmanın ana işinin iyi yapılmasıyla mümkündür. Üst düzey yönetici ise konuya geniş açı ile bakmak ve günlük işlerin iyi gitmesini sağlamanın dışında, firmasına yeni ve katma değeri yüksek ürünler kazandırmak için belli riskler içeren, dönüşü kısa vadede olmayan harcamalara neden olan yeniliklerin önünü açmak durumunda olmalıdır.
İnovasyon konusunda KOBİ'ler mi daha yetkindir, yoksa büyük firmalar mı?
İnovasyon hangi boyutta firmaların işidir sorusuna verilen yanıtlar çoğu kez yanıltıcı keskinliktedir. Her konuda olduğu gibi bu konuda da siyah ve beyaz yoktur, grinin tonları vardır. Yani " Her durum, her konu ayrı değerlendirilmelidir. Bazı durumlarda büyük, bazı durumlarda küçük firmaların, bazı konular içinse sırf bir inovasyon peşinde koşmak gayesiyle kurulmuş firmaların işidir" şeklinde ucu açık bir yanıt daha doğrudur. İnovasyon konusunda dünyada ilk sıralarda olan ABD'de bazı büyük firmalar kendi Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarını, bedelini ödeyerek ve gizlilik anlaşmaları çerçevesinde çevrelerindeki küçük firmalara yaptırmaktadırlar. Bazıları da kendi içlerinde kurdukları küçük grupları kullanırlar, İnovasyon yapmak için.
KOBİ'lerde inovasyonun önündeki engeller nelerdir?
KOBİ'ler, yapıları itibarıyla narin kuruluşlardır. Hatalar büyük firmalarda küçük sarsıntılara neden olup, kolayca atlatılabilirken, KOBİ'lerde küçük bir hata dahi ölümcül sonuçlara neden olabilir. Dolayısıyla günlük sıkıntılar ile boğuşan bir KOBİ'nin İnovasyon yapması, bir büyük firmanın inovasyon yapmasından çok daha risklidir. İnovasyon riski almak uğruna işini kaybeden, batan pek çok örnek mevcuttur. Buna rağmen pek çok KOBİ, girişimcisinin risk alma iştahı yüksek olduğu sürece, boyundan çok büyük riskler alıp esnek yapıları, karar verme becerileri nedeniyle başarılı inovasyonlar yapabilir. Bunun en güzel örneklerini ABD'de görmekteyiz. Ülkemizde de bu örnekler, özellikle son 10 yılda yapılan -örneğin ulusal inovasyon girişimi gibi - farkındalık yaratma çalışmaları ile verilen devlet destekleri sayesinde çoğalmaktadır. TÜBİTAK, KOSGEB, TTGV ile Sanayi, Çalışma ve Kalkınma ve Ekonomi bakanlıkların verdikleri destekler sayesinde KOBİ'lerin inovasyon becerilerinin arttığını görmemek mümkün değildir. Bir STK olarak TÜRKONFED üyesi federasyon ve derneklerle kalkınma ajanslarının kuruluşlarından beri birlikte yaptığı çalışmalar da KOBİ, Ar-Ge ve inovasyon kavramları hakkında bölgesel farkındalık yaratma konusunda önemli bir hizmettir.
Tabii, bu konuda sorunların tamamının çözülmesi için gidilecek daha çok yol vardır. Ar-Ge ve inovasyon yapma arzusu ve becerisi olan KOBİ'lerin karşılaştıkları sorunların aşılabilmesi için atılması gereken adımların bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
1) KOBİ'lerin Ar-Ge bölümü kurmasının önüne dikilmiş olan "50 kişilik ekip kurma" mecburiyeti. 50 kişi alt sınırı nedeniyle inovasyon ve Ar-Ge hakkı adeta sadece büyük firmalara verilmiştir. "Teknoparklara gitsinler" yaklaşımını pek çok KOBİ "ekmek yoksa pasta arasınlar" demekle eşdeğer kabul etmektedir. Büyük şirketlerin tercih etmediği yaklaşımı, küçükler neden kabullensin?
2) Bürokrasi ile KOBİ'nin arasında işe bakış açısı ve frekans farklılığı. Proje değerlendirmesinde, desteklerin ödenmesinde, bürokratik işlemlerin yürümesindeki sorunlar, son günlerde artmış olan gecikmeler bıktırıcı olabilmektedir. Pek çok KOBİ, destekler zamanında ödenmediği ya da değerlendirme sürecinin uzunluğu gerekçesiyle Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarından imtina etmektedir. Özellikle kalkınma ajanslarının bu konudaki çeşitli zaafları, caydırıcıdır.
3) Fikri ve mülki hakların korunamıyor olması , kanunlarımızla ve mahkeme kararlarının caydırıcı olmaması. İnovasyon için kaynaklarını seferber eden KOBİ'lerin, bu konuda doğru dürüst çaba sarf etmemiş, ter dökmemiş, genelde "merdiven altı" tabir edilen rakipleri tarafından kanuni hiçbir yaptırıma tabi olmadan kopya edilmeleri, bu becerinin gelişmesi önünde engeldir.
4) Birçok büyük firmanın tüm etik değerleri bir kenara bırakarak ürünün fiyatlarını düşürebilme adına onlar için İnovasyon yapan yan sanayilerinin kopya edilmelerine aracı olmaları. Bu durumun kendi bindikleri dalı kesmek olduğunun firmaların üst yönetimlerce görmezden gelinmesi, yapısal bir sorundur. Bu engel bir taraftan KOBİ'leri kötürüm yaparken uzun vadede daha verimli ve ekonomik Ar-Ge ve inovasyon yapabilecek KOBİ'lerin varlığını tehdit ettiğinden, aslında büyük firmaların da aleyhine çalışmaktadır.
5) Kopyalama, yani komşudan fikir ve ürün çalmayı olağan hale getiren hatalı kanunlarız ve onların hatalı uygulanması. 1999 yılında çıkmış olup bugünlerde alabildiğine kötü kullanılan 1475 Sayılı Yasa, KOBİ'lerin araştırma yapması önünde görünmez bir engeldir. Bu yasa sayesinde çalışma hayatında 15 yılını dolduran bir kişi, önce "artık çalışmayacağını, emekliliğini bekleyeceğini " beyan edip KOBİ'den tazminatını almaktadır. Sonra da, bu kanunun ruhuna ve tüm ahlaki kurallara aykırı olarak, yıllarca maddi manevi fedakarlık ve çalışmalarla oluşturulan bilgiyi KOBİ'nin aleyhine kullanarak rakip firmada çalışma hayatına devam etmekte, böylece KOBİ karşısına öldürücü bir haksız rekabet engeli yaratılmış olmaktadır.
6) TTK'ya ilave edilen 1530 sayılı "Büyük firmaların KOBİ'lere geç ödemeyi engelleyici" maddesinin uygulanabilirliğinin olmaması. Geçtiğimiz aylarda TÜRKONFED'in tespitlerini değerlendirmiş olan Sanayi Bakanı Sayın Nihat Ergün'ün destekleri ile çıkarılmış olan kanun satın alma gücü yüksek firmaların aba altından gösterdikleri sopa nedeni ile mümkün olamamaktadır. Bu durumda KOBİ'lerin kendilerini geliştirmeye, Ar-Ge ve inovasyon yapmaya ayırabilecekleri kaynağın bir kısmı, satılan malın finansmanında kullanılmaya devam etmekte, kanun hedefine varamamaktadır.
Sonuç:
Özet olarak büyük küçük inovasyon becerisi olan firmalar, ülkenin göz bebeğidir. Kalkınma planında ülke gelişiminde oynadıkları önemli rol vurgulanmış olan KOBİ'lerin inovatif olmalarına, katma değeri yüksek yeni ürünler üretebilmelerine destek olmak, ülke ihracat rakamlarını yükseltmek anlamına da gelecektir. Ancak tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de KOBİ'lerin narin yapıları gözden uzak tutulmamalıdır. İnovatif KOBİ'lerin siyasiler ve bürokratlarca desteklenmeleri, mahkemelerin kararlarını yeni çıkan kanunların ruhunu göz ardı etmeden vermeleri, satın alma gücü yüksek firmaların da -etik kuralları ihlal ederek, sadece kısa vadeli karlarını düşünerek- inovasyon riskini alan KOBİ'lerin kopya edilmelerine ve İnovasyon iştahlarını kaybetmelerine vesile olacak davranışlardan vazgeçmeleri şarttır.
Tabii, bu konuda "haksız rekabet"in önlenmesi adına çıkartılması gereken daha pek çok yasa da meclisin ele alması gereken konular arasındadır.