”Komşuluk politikamız Orta Doğu'da varolmayı gerektiriyor”

AK Parti Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı Kınıklıoğlu, Tel Aviv Üniversitesi bünyesindeki Ulusal Güvenlik Etütleri Enstitüsünde düzenlenen konferansta konuştu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
TEL AVİV - AK Parti Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı Suat Kınıklıoğlu, Türkiye'nin izlediği komşuluk politikasının Orta Doğu'da varolmayı gerektirdiğini belirterek, bunun ne bir seçenek ne de bir lüks olduğunu vurgulayarak, bunun olması gereken bir durum olduğunun altını çizdi.
Kınıklıoğlu, Tel Aviv'de, Tel Aviv Üniversitesi bünyesindeki Ulusal Güvenlik Etütleri Enstitüsünde düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, Türkiye'nin dış politikasının ana hatlarını tanımlarken, Türk halkının Gazze hassasiyetine de vurgu yaptı.
Kınıklıoğlu, ülkelerin politik tarihlerinde var olan uzlaşmazlıkların daha sonra olumlu yönde değişebileceğinden örnekler vererek, PKK örgütünü barındırdığı dönemde Suriye'nin hem Türkiye ile ilişkilerinde, hem de dünyada itildiği yalnız konuma işaret etti.
Türkiye'nin bölgesindeki çatışmalara ve gerginliklere kayıtsız kalamayacağını, buraların istikrarlı bir duruma gelebilmesi için aktör olmaya devam edeceğini ifade eden Kınıklıoğlu, Türkiye'nin İsrail ile Suriye arasında, yılbaşındaki Gazze operasyonu başlayıncaya dek devam eden ve 5. turu geride bırakılan arabuluculuk müzakereleri yürüttüğünü hatırlattı. Bu müzakerelere büyük zaman ve enerji harcandığını kaydeden Kınıklıoğlu, (Gazze savaşı nedeniyle) bu müzakerelerin kesilmesinden dolayı üzüntü duyduklarını söyledi.
Suat Kınıklıoğlu ayrıca, Türkiye'nin arabuluculuk için hevesli olmadığını, arabuluculuk için her iki taraftan da talep gelmesi gerektiğini belirtti.
Türkiye ile İsrail ilişkilerine değinirken, Gazze savaşının bir dönüm noktası olduğunun altını çizen Kınıklıoğlu, Türk kamuoyunun Filistinlilerin acılarına çok büyük hassasiyetle yaklaştığını, kamuoyu araştırmalarının da bunu teyit ettiği bildirdi.
"Bize göre, Gazze'ye yapılan operasyon aşırıya kaçmıştır" diyen Kınıklıoğlu, Gazze Şeridi'nin bugün içinde bulunduğu insani durumun iyileştirilmesi, Gazze'nin yeniden imarı için bölgeye sokulmayan inşaat malzemelerinin girişine de izin verilmesi gerektiğini belirtti.
Suat Kınıklıoğlu, Gazze operasyonundan sonra İsrail'in çok daha yalnızlaştığına işaret edip, "Bu, bölgenin geleceği açısından bizi endişelendiriyor" diye konuştu.
Ancak Kınıklıoğlu, yine de geleceğe bakmak gerektiğini ve bunun için de daha fazla diyaloga ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Kınıklıoğlu, İsrail'in yılbaşındaki Gazze saldırılarından sonra Türkiye'den gelen ilk üst düzey siyasi isim oldu. Ekim ayı sonunda İsrail Ticaret, Sanayi ve Çalışma Bakanı Binyamin Ben-Eliezer de Karma Ekonomik Komisyon toplantıları vesilesiyle gittiği Türkiye'de hem Ankara hem İstanbul'da temaslarda bulunmuş, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından kabul edilmiş, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu başta olmak üzere bazı bakanlarla ikili görüşmeler yapmıştı.
İsrail Dışişleri Bakan Yardımcıs Ayalon: Suriye tarafları kandırdı
İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon da toplantıda yaptığı konuşmada, bölgede Türkiye'nin öneminin reddedilemeyeceğini, iki ülke arasındaki işbirliğinin de önemli olduğunu ifade ederek, İsrail-Suriye dolaylı müzakerelerinin başarısızlığa uğramasında Suriye'yi suçladı.
Ayalon, "Sorun ne Türkiye ne de İsrail'den kaynaklanıyor. Sorunun kendisinin Şam olduğu kanısındayım" dedi. Suriye'nin niyetinin barış olmadığını savunan Ayalon, Şam'ın dünyada karşı karşıya bulunduğu izolasyondan kurtulmak için barış müzakerelerini kullanıp, "herkesi kandırdığını" öne sürdü.
"Bugün geriye baktığımızda Türkiye'nin Suriye arabuluculuğunun bir hata olduğunu görüyoruz" diyen Ayalon, ülkeler arasındaki ikili ilişkilerle bölgenin geneli ile ilgili ilişkileri birbirinden ayırmak gerektiği görüşünde olduğunu ifade etti.
Ayalon, "bölgedeki ülkeler için bir model" olarak tanımladığı Türkiye'yi ziyaret etmek istediğini de vurguladı.
Toplantıda bir konuşma yapan, Gazze operasyonu döneminin Dışişleri Bakan Yardımcısı, muhalefet lideri Tzipi Livni ise Gazze operasyonunun gerekli olduğunu ve Dökme Kurşun operasyonunun İsrail'in caydırıcılık kabiliyetini yeniden sağlamasına yönelik hedeflerine ulaştığını belirtti. Livni, İsrail için neyin doğruysa bunun yapılması gerektiğini ve bunun da liderliğin görevi olduğunu kaydetti.