Kopenhag kriterleri arasında 'din' yok

Avrupa halkının ikna edilmesi gerektiğini ifade eden Silva, Türkiye'nin barış, güvenlik, istikrar ve enerji açısından Avrupa için stratejik öneme sahip olduğunu vurguladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL- Portekiz Cumhurbaşkanı Anibal Cavaco Silva, AB üyeliği için dinin bir engel teşkil etmediğini belirterek, "Din kesinlikle bir Kopenhag kriteri değil" dedi.

Boğaziçi Üniversitesi'nde öğrenci ve öğretim üyelerine hitap eden Silva, Portekiz'in üyelik deneyimini anlatarak, soruları yanıtladı.

Silva, AB müzakere sürecinde bazı Avrupa ülkelerinin yöneticilerinin Türkiye'nin tam üye olamayacağına dair görüşlerini dile getirdiğinin hatırlatılması üzerine, üyelik sürecinde Portekiz'in de benzer engellerle karşılaştığını belirtti.

Avrupa halkının ikna edilmesi gerektiğini ifade eden Silva, Türkiye'nin barış, güvenlik, istikrar ve enerji açısından Avrupa için stratejik öneme sahip olduğunu vurguladı.

AB üyesi 28 ülkede 7 Haziran'da Avrupa Parlamentosu için sandık başına gidileceğini hatırlatan Silva, "Şu an ne söylendiğine bakmayın, Avrupa seçimlerini bekleyin" dedi.

Silva, büyük bir ülkenin katılımının küçük bir ülkeden daha zor olduğunu hatırlatarak, Portekiz'in müzakerelerde Türkiye'ye destek vereceğini söyledi.

Türkiye'nin pek çok açıdan üyeliğe kabul edilen ülkelerin ilerisinde olduğu belirtilerek, üyelik sürecinde karşılaşılan engellerde dinin rolü olup olmadığının sorulması üzerine Silva, "Din kesinlikle bir Kopenhag kriteri değil" dedi.

AB'nin, kültürel çeşitliliğin birleşimi olduğunu dile getiren Silva, Portekiz'de de birçok kültürden insan yaşadığını belirterek, Türkiye'nin de özellikle Orta Asya'ya açılan bir köprü olması sebebiyle çok önemli olduğunu ifade etti.

Silva, iki tarafın da anlaşmaya varmak için uzlaşı göstermesi gerektiğini belirtti.

Gelişme AB olmadan olmazdı

Konuşmasına başlarken Portekiz'in AB ile müzakere deneyimini anlatan Silva, AB'yi, demokratik rejimin Avrupa toplum modeli ve piyasa odaklı ekonomiyle birleştirilmesine ihtiyaçları olduğu için seçtiklerini söyledi.

Bu süreçte Avrupa'nın, Afrika ve Latin Amerika ile yakın bağları olan ve kıtanın Atlantiğe bakan yüzü olan Portekiz'in jeostratejik değerinin farkında olduğunu vurgulayan Silva, müzakereye 1978'de başladıklarını, 1986'da Avrupa Topluluğu üyesi olduklarını anlattı.

Tarım, balıkçılık ve işçilerin serbest dolaşımı gibi konuların kendileri için en zor fasıllar olduğunu söyleyen Silva, Portekiz'de bu süreçte bazı çevrelerin ulus kimliğinin kaybedilmesine ve dünyanın diğer bölgeleriyle bağların kopacağına dair korkuları olduğunu dile getirdi.

Korkuların gerçekleşmediğine işaret eden Silva, 1986'da Başbakan olduğunu ve üyeliğin ilk 10 yılında Avrupa Konseyi'nde hükümetini temsil ettiğini söyledi.

Silva, Portekiz'in, Avrupa ile bütünleşmeyi, ekonominin özel sektöre açılması, serbest ticaret, vergi sisteminin modernizasyonu, emek piyasasının reformu için bir kaldıraç olarak kullandığını, Avrupa yapı fonları ile altyapıyı modernize ettiklerini anlattı.

AB üyeliğinin ekonomilerine katkılarına değinen Silva, bu gelişmelerin AB olmadan gerçekleşemeyeceğinin açık olduğunu vurguladı.

AB'nin çok kutuplu dünyada etkin bir rol oynadığını söyleyen Silva, yaşanılan finansal krizde Avrupa bütünleşmesinin öneminin daha belirgin olduğunu ifade ederek, "Avrupa'ya daha az değil, daha çok ihtiyacımız var" dedi.

Genişlemenin AB'nin DNA'sının bir parçası olduğunu belirten Silva, AB'nin barış ve istikrarın garantörü olduğunu, katılmak isteyen ülkeleri iyi karşılamanın birliğin bir görevi olduğunu vurguladı.