Kötü yemek, iş barışını bozuyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 


İSTANBUL - Eğer öğle yemekleriniz lezzetsiz ve çeşit olarak kısır döngüde ise ve bu durum uzun süredir devam ediyor ve iyileşmiyorsa personeliniz değersizlik algısına kapılabilir.

İşyerlerinde yenen yemeklerin en büyük sıkıntısı yemeklerdeki lezzet eksikliği ve kısır döngülerdir. "Yine mi kuru fasulye, yine mi tavuk, dolmanın yanında pilav olur mu, çok lezzetsiz" gibi sesler birçok çalışanın hiç yabancı olmadığı yakınmalardan bazılarıdır. Keyveni Catering İnsan Kaynakları Yöneticisi Sevcan Daşdan" tüm yakınmalara rağmen bu gibi durumların düzelmemesi, personelin işvereninin kendisine değer vermediği için iyileştirmeye gitmediği yönünde düşüncelere kapılmasına ve firma içerisinde kulislerin oluşmasına yol açmaktadır" diyor ve şöyle devam ediyor;

sevcandasdan.jpg

"Bazen bu hissiyatın doğruluk payı olabiliyor yani bazı işletmeler gerçekten de çalışan memnuniyetine uzak mesafede bir tutum sergileyebiliyor. Fakat özellikle kurumsal şirketler ve küresel firmalarda çalışan memnuniyeti günümüzde önemli bir konudur ve çoğu zaman bu memnuniyetin arttırılması yönünde çalışmalar yapan bir departman mevcuttur. Fakat çalışan memnuniyetine önem veren şirketlerde de maalesef zaman zaman çeşitli nedenlerden ötürü değersizlik algısı oluşabiliyor. Bu algı memnuniyetsizliğe yönelik farkındalığın oluştuğu ilk zamanlarda bireysel ve düşünsel boyutta iken süreç uzun zaman devam ettiğinde bireysel düşünsellikten çıkıp kulislerin oluşmasına neden olmaktadır. Kulisler imaj ve prestij açısından bir işletmenin başına gelebilecek en kötü şeylerden birisidir. Ağızdan ağza yayılım anlamına gelen viral konuşmalar olumsuz temellerde çok daha etkili ve hızlı yayılımlar gerçekleştirmektedir. Bir işletmenin yıllar yılı emeklerle edindiği kurumsal ya da prestijli imajının, çözülmesi mümkün konulardan ötürü zedelenmesi istenmeyen bir durumdur. Bu konulardan biri de yemek memnuniyetidir.

İ.K departmanları yaptıkları iş gereği personelin motivasyon ve performansından sorumludur. Motivasyon ve performansı olumsuz yönde etkileyecek her seçim İK departmanının genel başarısı açısından risktir. Bu nedenle öğle yemeği tedarikçi seçimi idari işler ya da satın alma departmanları tarafından değil İ.K departmanları tarafından yapılmalıdır. Bu seçim idari işler ya da satın alma gibi kadrolar tarafından yapıldığında seçim kriteri fiyata odaklı olmaktadır. Oysa tedarikçi seçimlerinde yemekten memnuniyeti sağlayan kriterler olarak fiyattan önce lezzet, kalite, sağlık ve hijyen ön planda tutulmalıdır. Dengeli bir fiyat da mühim bir seçim kriteri olmakla birlikte önem sırasına göre diğer kriterlerden sonra gelmelidir. Pahalı ve kalitesiz değil dengeli fiyatla gelen kaliteli, sağlıklı ve lezzetli yemekler tercih edilmelidir. Ucuz fiyatla yapılan yanlış rekabetlerin tuzağına düşülmeden İK departmanları ve diğer çalışan temsilcileriyle birlikte yerinde ziyaretler yapılarak tedarikçi seçimleri en doğru şekilde gerçekleştirilmelidir.

Bir yemeği yediğinizde ondan keyif almıyorsanız, sizi doyurmuyor ya da ihtiyacınız olan enerjiyi sağlamıyorsa onu bir daha yemek istemezsiniz, mecburiyetten dolayı istemeye istemeye yerseniz bu artık bir yerden sonra dayatma olarak algılanır. Ve personel şu çıkarıma ulaşır; " Bu işletme bana kötü yemek yediriyor, o halde bana değer vermiyor, o zaman ben de ona değer vermem. " Bu çıkarım bir işletmenin başına gelebilecek en kötü şeylerden biridir. Bu şekilde oluşan değersizlik algısı mutlaka çalışan motivasyonunu dolayısı ile de performansını olumsuz etkileyecektir. O zaman çalışan memnuniyeti önemli bir konudur ve bu konu içerisinde personelin yemeğinden aldığı haz ve memnuniyet önemli ve üzerinde durulması gereken bir konudur. Bizim personel yemeği seçimi ve organizasyonu ile ilgilenen kişilere önerimiz seçimlerini kalite, hijyen, lezzet ve çeşitlilik bakımından değerlendirmeleri ve kendilerine sunulan menülerin besin değerleri ve kalori değerlerine dikkat etmeleridir.

Personel dengeli, yeterli ve kaliteli beslenirse, yediği şeylerden mutluluk duyarsa hem fiziksel hem de zihinsel verimi yüksek olur kaliteli iş yapar işverene kazanç sağlar, tam tersi durumda ise gerek fiziksel gerek zihinsel düşüşler ile performans kaybeder.

Bir öğündeki çeşitlerin toplamının % 50 karbonhidrat, %20 protein ve %30 doymamış yağ oranı dengesinde olmasına dikkat edilmelidir. Ayrıca menülerin kalori oranları da çok önemlidir. İnşaat, maden işçileri gibi çok ağır işlerde çalışan personellerin günlük kalori ihtiyacı 4500 kalori, ağır işlerde çalışanların ki 3500 kalori, garsonluk, tezgâhtarlık gibi yarı ağır işlerde çalışanların ki 2.500 kalori ve ofis personeli 2000 kalori civarındadır. Dolayısı ile çalışanların öğle menüleri günlük 3 öğün toplamının ortalama 3’te biri oranında hazırlanmalıdır. İhtiyaçtan daha az ya da daha çok verilen kaloriler personelin sağlığını olumsuz etkileyeceği gibi psikolojik ve bedensel etkileri ile de performans kayıplarına neden olacaktır.