Kredi başvurusunda 2 saat bekletilen görme engelliye tazminat
Anayasa Mahkemesi, kredi başvurusu yapan görme engellinin şubede uzun süre bekletilmesi üzerine tazminata hükmetti.
Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yer alan karara göre, özel bir bankaya kredi kullanmak için giden görme engelliye, işlemlerinin tamamlanabilmesi için düzenlenen sözleşmeyi, "Bir nüshasını elden aldım." cümlesini yazarak imzalaması gerektiği söylendi.
Görme engelli olduğunu, bunu yapamayacağını, görme engelli alfabesi, kamera kaydı gibi farklı yöntemlerle bu eksiklikleri giderebileceğini belirten kişi, 2 saati aşan süre şubede bekledi ancak krediyi kullanamadan şubeden ayrıldı.
Yaşadığı olay nedeniyle banka aleyhine manevi tazminat davası açan kişi, mahkemeden 7 bin 500 lira manevi tazminat kazandı.
Bankanın istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi, kredinin kullanılabilmesi için banka personeli tarafından çözüm arandığı, müşterinin internet bankacılığına yönlendirildiği, haksız fiil niteliğinde, nezaketsiz bir davranışın olmadığı, sözleşmeye yazılması gereken metinle ilgili tereddüde dayalı gecikme yaşandığı gerekçesiyle yerel mahkeme kararını bozdu.
AYM de haklı buldu
Bunun üzerine görme engelli, ayrımcılık yasağı ihlali iddiasıyla Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.
Başvuruyu inceleyen Yüksek Mahkeme, Anayasa'nın 17. maddesinde düzenlenen kişinin maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkıyla bağlantılı olarak Anayasa'nın 10. maddesinde güvence altına alınan ayrımcılık yasağının ihlal edildiğine hükmetti.
İhlal kararının, ayrımcılık yasağının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak amacıyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine gönderilmesini kararlaştıran Anayasa Mahkemesi, başvurucuya net 7 bin 500 lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
'Özel ihtiyaçları dikkate alınmadı'
Anayasa Mahkemesinin kararında, başvurucunun görme engelli olması dışında kredi kullanmak isteyen diğer bireylerle benzer durumda olduğu, engelli olması nedeniyle de kredi kullanamamasının farklı muamele teşkil ettiği ifade edildi.
Başvurucunun maruz kaldığı farklı muamelenin nesnel ve haklı bir temelinin bulunduğunun banka tarafından ortaya konulamadığı değerlendirmesine yer verilen kararda, ulusal ve uluslararası düzenlemelerde engelli bireylerin ayrımcı muameleye karşı korunması konusunda mutabakat bulunduğuna işaret edildi.
Başvuru konusu olayda görme engelli olan başvurucunun özel ihtiyaçlarının dikkate alınmadığı kaydedilen kararda, şunlar kaydedildi:
"Gerek banka tarafından gerekse de bölge adliye mahkemesince söz konusu banka işlemine ilişkin olarak başvurucunun durumunu gözeten alternatif bir tedbirin etkili bir biçimde uygulanması yönüyle gereken özenin gösterildiği de ortaya konulamamıştır. Bu durumda başvurucunun kredi kullanamamasının temel nedeni, görme engelli olmasına ve bu durumda uygulanacak mevzuat hükümlerinin anayasal ilkeler gözetilerek uygulanmamasına dayanmaktadır."
Kararda, "Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 17. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen kişinin maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkıyla bağlantılı olarak Anayasa'nın 10. maddesinde güvence altına alınan ayrımcılık yasağının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir." ifadelerine yer verildi.