”Kriz öncesine dönüş diye bir şey yok”
Dünya Bankası Asya Bölgesi Baş Ekonomisti Yenal, kriz sonrası dönemin önceki dönemden çok farklı olacağını söyledi
İZMİR - Dünya Bankası Asya Bölgesi Baş Ekonomisti Oktay Yenal, kriz sonrası dönemin önceki dönemden çok farklı olacağını, Türkiye'nin gelecek 50 yıl içinde büyük bir felaket olmazsa zenginleşeceğinden şüphesinin bulunmadığını kaydetti.
Dünya Konsoloslar Birliği Federasyonu tarafından İzmir Hilton Oteli'nde düzenlenen 9. Dünya Konsoloslar Kongresi'nin "Küresel Finansal Krizin Sosyo Ekonomik Etkileri" başlıklı oturumunda konuşan Yenal, krizin bir kaç yılın değil 1970'li yılların sonuyla başlayan olayların bir sonucu olduğunu belirtti.
Kriz sonrası dönemin kriz öncesiyle karşılaştırılamayacağını belirten Yenal, şöyle konuştu:
"Durum önceki haline dönmeyecek, kriz öncesine dönüş diye bir şey yok. Kriz sonrası, kriz öncesi yıllara benzer olmayacak. Bu kriz bir gün bitmeyecek, önümüzdeki yıl V şekli de olmayacak, tüm dünya yeni baştan gelişecek. Hepimizi zor günler bekliyor.
Gelecek, Çin, Hindistan ve Türkiye'ye ait gözüküyor. Henüz Afrika'ya paye biçilemiyor, çünkü onlar temel aşamayı tamamlayamadılar. Büyüme modelleri krizden sonra aynı olmayacak. ABD, Avrupa, Kanada ya da batı dediğimiz ülkeler artık çok küçük bir büyüme yakalayabilecekler. O da yakalayabilirlerse. Merak edilen bir nokta ise batı ülkelerinin bu sabit ekonomilere alışıp alışamayacağı. Her neslin artı refah getirmesi ve çocukların hep daha iyi arabalara binmesi... Batı, çocuklarının kendileriyle aynı yaşam seviyesini sürdüreceği yeni ortamı kaldırabilecek mi ?
Türkiye, çok büyük bir felaket olmazsa tüm artı ve eksilerine rağmen gelecekte 50 yıl içinde çok daha zengin bir ülke olacak, buna hiç şüphe yok. Daha mutlu bir ülke mi olacaktır, asıl mesele bu."
FED'in sorumluluğu
John Hopkins Üniversitesi Ekonomistlerinden Profesör Steve Hanke, yaşanan krizinin nedenlerini araştırmak için 30 yıl öncesi gitmek gerektiğini, bugün yaşananların kökünde Çin'in 1979 yılında liberalleşmeye başlaması, İngiltere'de Thatcher döneminde serbest piyasa koşullarının genişletilmesi ve Berlin Duvarı'nın yıkılmasının etkilerinin bulunduğunu ifade etti.
Yaşanan krizde en büyük sorumluluğun ise deflasyon tehdidi nedeniyle faizleri düşürme politikası izleyen ABD Federal Merkez Bankası'nın (FED) olduğunu dile getiren Hanke, uygulanan politikalarla piyasalarda likidite bolluğunun yaşandığını, bunun konut kredileri gibi alanlarda balon etkiler yarattığını söyledi.
Krizin piyasanın değil ABD devletinin bir başarısızlığının sonucu doğduğunu ileri süren Hanke, giderek daha fazla devlet müdahalesinin söz konusu olduğunu, bunun pek çok kişiyi tedirgin ettiği ve bir rejim değişikliği anlamına geldiği düşüncelerinin ortaya çıktığını ifade etti. Hanke, şunları kaydetti:
"Önümüzde büyüme oranlarının düşeceği, yavaşlayacağı bir dönem var. Kim karlı çıkacak? Asya. Özellikle Çin. Çünkü onlar sürecin aslında nasıl gideceği tahminini doğru şekilde yaptılar. Hong Kong, Singapur, Endonezya. Ne işe yaradıysa onu yaptılar. Hindistan'ın performansı ise büyük olasılıkla tüm ülkelerin ötesinde oldu. Dünyada en iyi puanı devlet ve para politikaları bakımından Hindistan almıştır. Özellikle Hindistan'ın krizden çıkışı daha belirgin şekilde olmuştur. Bu krizde çok iyi bir iş çıkardılar. Bu sürecin en büyük kaybedeni de ABD olacak. İlerlemek için ne gibi reçeteler sunarız ? Liberalizasyona bağlı kalınması çok önemli bir reçete olmalı. Liberalize olunmazsa tek tek toplumların çıkarı olumsuz etkilenecektir."
Eski Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel
Oturumda konuşan Eski Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel, krizde ülkelerin istihdam, enflasyon ve büyüme rakamlarını irdeleyerek, krizin küresel anlamda en büyük etkisini sabit ücretliler üzerinde yapacağını ifade etti.
Erçel, yeni dönemde piyasa ve devletler arasında yeni bir denge kurulmasının zorunlu olduğunu kaydetti.
Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü Genel Sekreteri Leonidas Chrysanthopoulos, örgüte üye ülkelerin ekonomik performansı hakkında bilgi verirken, Marmara Grubu Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı Başkanı Akkan Suver ise kriz sürecinde Avrasya ülkelerinin durumu hakkında bilgilendirme yaptı.