Kurucu iradenin ideallerinden vazgeçmeyeceğiz

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Ulus'taki Birinci Meclis'te tören düzenlendi.

Tören, Birinci Meclis'te ilk konuşmayı yapan Sinop Mebusu Şerif Bey'in konuşmasının seslendirilmesi, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın söylenmesiyle başladı.

TBMM Başkanı Çiçek, törende yaptığı konuşmada, TBMM'nin açılışının 93'üncü yıl dönümünün ve Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın coşkuyla kutlandığını belirtti.

93 yıl önce burada (Birinci Meclis) toplanarak küllerinden yeni bir devlet kuran İlk Meclisin Başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, kahraman milletvekillerini, şehit ve gazileri rahmet, minnet ve şükranla andığını ifade eden Çiçek, "Bugün Türk Milleti için tarihi bir gündür. Bugün milletimizin istiklalini ve istikbalini yine milletin azim ve kararlılığıyla teminat altına alınması için dünyaya haykırdığımız kutlu bir gündür" diye konuştu.

Meclisin açılışının milli mücadelenin en önemli safhalarından biri olduğunu vurgulayan Çiçek, bu tarihe kadar dağınık ve lokal vaziyetteki Kuvay-i Milliye birliklerinin, Meclisin açılışıyla tek bir merkezden yönetilmeye başlandığını kaydetti.

Birinci Dünya Savaşı'nın ardından, mübarek vatanın her köşesinin müstevlilerce işgal edildiğini, ordularının dağıtıldığını, tersanelerine girildiğini, silahlarına el konulduğunu ve aziz milletin işgale, haksızlığa ve sömürgecilere karşı emsalsiz bir direniş göstermeye başladığını belirten Çiçek, konuşmasına şöyle devam etti:

"Türk Milleti'nin ve yirminci yüzyılın en büyük liderlerinden Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün öncülüğünde bu milletin kahraman evlatları bağımsızlık meşalesini Samsun'dan, Havza'dan, Amasya'dan, Erzurum'dan, Sivas'tan yaka yaka Ankara'ya gelmiş, kesilen kurbanlar, edilen dualar ve dökülen gözyaşları eşliğinde milli meclisi açarak, millete ümit ve heyecan vermişlerdir.

İçinde bulunduğumuz bu kutsal çatıdan yükselen 'Ya İstiklal, Ya Ölüm' çağrıları Anadolu'nun her köşesinde yankı bulmuş, kadın, çocuk, genç, yaşlı topyekun bu millet İnönü'de, Sakarya'da, Polatlı'da, Afyon'da, Dumlupınar'da büyük zaferler kazanarak bize bu mübarek vatanı, ardından da Cumhuriyetimizi ve demokrasimizi armağan etmişlerdir. Hepsine minnet borcumuz var ve hepimiz bunun farkında olmalıyız.

93 yıl önce burada büyük emperyalist oyun bozulmuştur. Büyük oyunu bozan kadro ve büyük milletimiz, her türlü yokluğa ve yoksulluğa göğüs gererek son haçlı seferine 'Dur' demiştir."

 

 

Meclisin "milli egemenlik" kavramı üzerinde yükseldiğini, bunun her şeyden üstün olduğu ve bu gücün devredilemeyeceğini vurgulayan Çiçek, "Bu yüzden 'Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir' anlayışı bizim düsturumuz haline gelmiştir. Cumhuriyetimiz ve demokrasimiz bu temel üzerine inşa edilmiştir. O sebepledir ki milli egemenliği güçlendirmek, ülkemizi geliştirmek ve Türkiye Cumhuriyetini modern devletler safında en güçlü yere oturtmak bizim en başta gelen görevimizdir. Milletvekilleri olarak bu ideal boynumuza borçtur" diye konuştu.

Çiçek, şunları kaydetti:

"Türkiye bu ulvi hedefe ulaşabilmek için kardeşliğini daha da derinleştirecek, birlik ve beraberliğini ebediyen sürdürecektir. Çünkü, Balkanlar'da, Kafkaslar'da, Ortadoğu'da, Yemen'de, Fizan'da, Çanakkale'de, İstiklal ve bağımsızlık mücadelemizde birlikte kan verdik, can verdik, gözyaşı döktük. Acımız, hüznümüz, sonuçta sevincimiz birbirine karıştı. Bir olduk, iri olduk, diri olduk. Unutmayalım ki kuvvet birliktedir, dirlik birliktedir.

Ayrılığı ve ayrımcılığı reddedip birliği ve kardeşliği savunacağız. Birlikte rahmet olduğu inancını daima diri tutacağız. Gönül köprülerimizi güçlendirip, Yunus'un dediği gibi gönüller yapmanın mücadelesini vereceğiz. Bin yıldır bu topraklarda inşa ettiğimiz kültürün ve muhteşem medeniyetin özü budur. Ülkemizin karşılaştığı her sorunun üstesinden bu ruh ve inançla galip geleceğiz. Tarihimiz daima bize ışık tutacak, yolumuzu aydınlatacaktır. Kurucu iradenin belirlediği ideallerden, güçlü bir ülke heyecanından vazgeçmeyeceğiz. 93 yıl önce buradan ayağa kalkan millet, var olmaya, hem de en güçlü şekilde var olmaya devam edecektir. Bundan kimsenin kuşkusu olmamalıdır."

 

 

 

 

Bugün, çocuklara bayram armağan eden tek ülke olmanın gururu ve coşkusunun da yaşandığını dile getiren Çiçek, şunları ifade etti:

"Çocuklarımızın başarılı olmalarını, dünyada saygın bir yer edinmelerini istiyoruz. Onların demokrasi ve kardeşlik bilinciyle yetişmelerini amaçlıyoruz. Yunus Emrelerin, Mevlanaların, Anadolu Erenlerinin bu toprakların mayasına çaldığı sevgi felsefesini öğrenerek barışçıl bir şekilde yetişmelerini istiyoruz. Ekilmeye çalışılan düşmanlık tohumlarına rağmen birbirlerini severek, bu ülkenin değerlerine kültürlerine sahip çıkarak yetişmelerini amaçlıyoruz. Çünkü bizim birbirimizi sevmekten başka çaremiz yoktur. Birbirimizi sevmekten, korumaktan, incitmemekten ve birbirimize güvenmekten başka çaremiz yoktur. Tarihimiz, kültürümüze geleneklerimiz ve bu çağın gerçekleri bunu emretmektedir."

Bugün dolayısıyla dünyanın çeşitli yerlerinden ülkeye gelen çocukların birer barış armonisi oluşturduğuna işaret eden Çiçek, şöyle devam etti:

"Burada dostluklar ediniyor, birbirlerini tanıma fırsatı yakalıyorlar. Bu deneyimin dünya barışına büyük katkı sağlayacağına inanıyorum. Barış kültürüyle yetişen çocuklar ilerde barışa, kardeşliğe hizmet edeceklerdir. Bizim çocukların barış ve kardeşlik ortamlarında büyümelerini sağlamak gibi bir yükümlülüğümüz vardır. Onları kavga ve çatışma içerisinde büyütmek, onlara yapabileceğimiz en büyük kötülüktür ve tarih de bunu affetmeyecektir."

Dünyanın çeşitli yerlerindeki şiddet olaylarında en büyük acıyı çocukların yaşadığını, bu durumun insanlığın vicdanını kanatması gerektiğini belirten Çiçek, "Dünyanın çocuklarımızın kalpleri gibi temiz olmasını, savaşların, kan ve gözyaşının durmasını temenni ediyorum. Başta milli mücadelemizin lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Birinci Meclisimizin milletvekilleri olmak üzere milli mücadelemizin tüm kahramanlarını saygı ve rahmetle anıyorum. Milletimizin, çocuklarımızın ve tüm dünya çocuklarının Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutluyorum" değerlendirmesi yaptı.

 

 

Çiçek, konuşmasının ardından, Birinci Meclis özel defterine şunları yazdı:

"TBMM'nin açılışının 93'üncü yıl dönümünü millet olarak büyük bir heyecan ve coşkuyla kutluyoruz.

Dönemin zor koşullarında büyük bir vatanperverlikle düşmana direnen, ideal ve heyecanlarıyla bu çatı altında toplanan İlk Meclis'in kahraman üyeleri milletimizin gönlünde unutulmaz bir yer edinmişlerdir.

İlk Meclisimizin kahraman milletvekillerinin, milli iradenin üstünlüğü üzerine kurduğu Cumhuriyetimizi, başlangıçta belirlenen kalkınma ve çağdaşlaşma hedeflerine ulaştırmak için çalışıyoruz.

93 yıl önce burada toplanan milletvekillerinin sağlam temeller üzerine kurduğu ülkemiz her geçen gün gelişmekte ve güçlenmektedir.

Dönemin zor koşullarında vatan sevgisiyle koşup, buraya gelen milletvekillerinin bağımsızlık mücadelemizde gösterdikleri ruh bizim için daima yol göstericidir.

Başta TBMM'nin ilk Başkanı ve milli mücadelemizin lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Birinci Meclisimizin tüm milletvekillerini saygı ve rahmetle anıyorum."

Törene Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, kuvvet komutanları, TBMM Başkanvekili Mehmet Sağlam, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM Başkanlık Divanı üyeleri ile AK Parti, MHP ve CHP'den milletvekilleri katıldı.

 

 

Çiçek, Bahçeli ve beraberlerindekiler daha sonra Ankara Kulübü seğmenlerinin gösterisini izledi. Çiçek ve beraberindekiler, gösterinin ardından seğmenlerle fotoğraf çektirdi.

TBMM'nin açılışının 93. yıl dönümü dolayısıyla Meclis Tören Salonu'nda tebrikleri kabul eden Çiçek, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Cemil Çiçek, 23 Nisan'ın çok önemli ve tarihi bir gün olduğunu ifade ederek, iki bayramın birlikte kutlandığını söyledi. Türk milletinin, 23 Nisan 1920'de varlığına, bağımsızlığına ve bütünlüğüne karşı sürdürülmeye çalışılan işgale karşı tüm dünyaya örnek olacak bağımsızlık mücadelesi verdiğini dile getiren Çiçek, "Bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşları olarak nelere sahipsek, hangi imkanları kullanıyorsak bunların hepsinin temelinde o gün verilen mücadelenin katkısı vardır" diye konuştu.

Herkesin başta Aziz Atatürk olmak üzere Birinci Meclis'in milletvekillerine ve bu mücadeleye destek verenlere borcu olduğunu belirten Çiçek, şunları söyledi:

"Onun için her geçen gün coşkuyla kutlamak, bir manada hakkı teslim etmektir. Bu bayramı biraz daha coşkulu kutlamamızın sebebi çevremizde olup bitenlerdir. Eğer bugün Türkiye, tüm çevresindeki olumsuzluklara rağmen bir barış ve istikrar ülkesi olarak varlığını sürdürüyor, kalkınma çabalarını sürekli hale getiriyorsa, bu, o gün atılan adımların sonunda elde ettiğimiz kazanımların sonucudur. Şimdi bunun kıymetini daha iyi anlıyoruz, daha çok anlamalıyız. Bu coşku, bu anlamı ifade ediyorsa hepimizin bundan kıvanç duyması gerekir."

Çiçek, 23 Nisan'ın aynı zamanda Türk çocuklarına ve tüm dünya çocuklarına armağan edildiğini anımsatarak, bunun gururunun da ayrıca yaşanması gerektiğini vurguladı. Türkiye'nin, tek çocuk bayramı olan ülke olduğunu dile getiren Çiçek, "Çocuklar bizim geleceğimiz. Onlara ne kadar önem verir, ne kadar iyi eğitir, ne kadar donanımlı hale getirirsek geleceğimiz de o kadar teminat altında demektir. Çünkü uluslararası rekabette dünya devletleri arasındaki sıralamada yerimizi tayin edecek, daha ileriye noktaya taşıyacak olan çocuklarımız, gençlerimizdir" dedi.

 

 

Cemil Çiçek, "Çözüm süreci önemli bir aşamaya geldi. Böyle anlamlı bir günde sürece yönelik mesajınız olur mu?" sorusunu yanıtlarken, Türkiye'nin terör sorunuyla yarım yüzyıldır uğraştığını belirtti.

Bu süreçte nelerin kaybedildiğini hesaba dökmenin mümkün olmadığını ifade eden Çiçek, kaybedilen insan sayısının 40 binin üzerinde olduğunu, ekonomik ve sosyal yaralar meydana geldiğini söyledi.

Sorunu çözeceklerini vurgulayan Çiçek, şöyle devam etti:

"Çözmek için geçmişten beri görev alan hükümetler elinden gelen çabayı gösterdi, Anayasa'daki olağan yollarla sorunu çözmeye çalıştı, olmadı. Olağanüstü yönetim şekilleriyle çeyrek asır bu belanın üstesinden gelmeye çalıştı. Sonuçta yine bugünkü can yakıcı sorun varlığını sürdürmeye devam ediyor. Demek ki edindiğimiz tecrübelerden yola çıkarak, aynı yol ve yöntemle bu sorunu çözme imkanı olmadığını görmemiz gerek.

İkincisi çevremizde ciddi otorite boşlukları, siyasi boşluklar var, iç çatışmalar var. Bunlar hem bölücü terör örgütüne hem başka terör örgütlerine önemli imkan sağlıyor. Bunları da hesaba kattığımızda Türkiye, bu sorunu ne kadar erken çözebilirse o nispette beladan Türkiye'yi uzak tutmuş olacaktır. Bunu da kendi gücüyle kendi imkanlarıyla, kendi insanlarıyla çözecek. Herkesin bu süreci iyi değerlendirip ne düşünülüyorsa çözüme katkı anlamında, onu ortaya koyması lazım. Demokrasi buna imkan verir, fırsat verir. Bunları Meclis'te veya dışarıda olumlu bir yönde değerlendirip, katkı vererek çözmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Bugün bayram olduğuna göre, inşallah bu sıkıntıları bertaraf etmiş bir ülke, millet olarak gelecek bayramları daha huzur, sükun içinde kutlama imkanı olur."