Madem ihracatın lokomotifi KOBİ'ler
KAYSERİ'DEN / Mahmut SABAH
Türkiye İstatistik Kurumu 2010 yılı Girişim Özelliklerine Göre Dış Ticaret İstatistikleri'ni yayımladı. Buna göre geçen yıl ihracatın yüzde 60.1'ini Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler, yani kısa adıyla KOBİ'ler gerçekleştirmiş. Bu işletmelerin ithalattaki payı ise yüzde 42.1 olmuş.
Evet; KOBİ'ler ülke ekonomisinin kılcal damarlarını oluşturan işletmeler. İşlevlerini, "KOBİ" kimliği altında yürüterek büyüme uğraşı veren bu kuruluşlar, gerek sinai üretim gerekse ihracatta önemli bir paya sahip. Sadece Kayseri'de sinai kuruluşların büyük bölümünü KOBİ'ler oluşturuyor. Başka bir deyişle, 1.5 milyar dolarlık yıllık ihracatın yüzde 70'i bu işletmelerin tezgahından çıkan ürünler sayesinde sağlanıyor. Ancak ne var ki; yüz ağartıcı bir görüntü sergilemelerine karşın, sürdürülebilir hızda 'büyüme' imkanları yok gibi… Dahası; çoğu 'sürekli' rekabet edebilirlilik gücünden yoksun.
Doğru… Büyümenin yolu ihracattan geçiyor. Üretemiyor, ya da ürettiğinizi satamıyorsanız, ne rekabet ve büyümekten söz edebilir, ne de işsizlik sorununa çare olabilirsiniz. Kısacası ürünü "marka" ve de "imaj" sattırıyor. Şayet, rekabet edebilmenin ön koşulu olan bu iki unsur ön plana çıkarılmadan üretim yapılıyorsa, kusura bakılmasın, o ürünü hiçbir pazarda satma şansınız olamıyor.
KOBİ gerçeği artık ayan beyan ortada. Önemi düne göre bugün daha iyi anlaşılıyor. Ekonomi yönetimi peşi peşine destek programları açıklıyor. Bankalar finans kuruluşları deyim yerinde ise KOBİ avında… İyimserlik esintileri bunlarla da sınırlı kalmıyor. Finans musluklarını açan banka sayısı sürekli artıyor. Kredi limitlerindeki artışlar da öyle. İki yıl öncesine kadar, toplam kredi içinde yüzde 10'ların altında seyreden KOBİ kredi payları, bugün nerede ise yüzde 30'lara varıyor.
Verilere göre Kayseri'de 10 bin dolayında KOBİ var. Bu işletmelerden 2 bin kadarı 'büyüme', 174'ü 'ihracatı destek' kredisinden yararlanmış. Keza, Orta Anadolu Kalkınma Ajansı, 2011 yılı mali destek programı kapsamında KOBİ'lere hibe olarak 11.5 milyon liralık kaynak aktarıyor. Bu program, 'yenilikçilik - Ar-Ge', 'jeotermal - madencilik' ve 'turizm altyapısı'nın geliştirilmesi alanlarında proje hazırlayarak, ajansa başvuruda bulunacak işletmelere verilmek üzere hazırlanmış. Tabii, başvuruların 18 Kasım 2011 gününe kadar yapılması gerek.
Bitmedi; ING Bank'ın yeni Türkiye CEO'su Pınar Abay Kayseri kökenli bir işletmeci. ING Bank'ın, Türkiye'de 'büyüyeceğini' söylüyor ve de "Ben Kayserili bir ailenin kızıyım. Genlerimde hep bir şeyler yapma azmi var. Banka olarak KOBİ'leri çok önemsiyoruz. Çünkü Türkiye'de, girişimciliğin ve büyümenin KOBİ'lerden geçeceğine inanıyoruz. Önceliğimiz, KOBİ'lere tam destek" diyor. Hani, "uzayan kol bizden yana!..." örneği, uzanan kollar artık hep KOBİ'lerden yana olacak gibi duruyor!
Elbet sadece, finans kaynaklarının hareke geçirilmesi ya da kredi musluklarının sonuna kadar açılması 'sürdürülebilir büyüme'nin önündeki engelleri kaldırmaya yetmiyor. Sağlıklı gelişim için KOBİ-üniversite işbirliği ile geliştirilecek projelerin de tez elden harekete geçirilmesi gerekiyor. Ve tabii, gelişime endeksli eğitim ve kredi destek programlarının organizasyonundan sorumlu KOSGEB'in de, görevinin gereğini aksatmadan yerine getirebilmesi için, tüm sorunlarından arındırılmış olması gerekiyor.