Maden Kanunu Tasarısı ne getiriyor?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Necati  YILDIZ / Maden Yük.Müh

Şu anda TBMM'de Anayasa  değişikliği ile ilgili çalışmalar nedeni  ile  Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji  Komisyonu'ndaki Maden Kanunu Tasarısı üzerindeki görüşmelere  Nisan 2010 sonuna  kadar ara verilmiştir.

Bu kanun tasarısı gündeme neden gelmiş ve madenciliğe neler kazandırmaktadır?

Tasarı 19 maddeden oluşmuştur. 19 maddenin bir maddesi intibak maddeleri içeren geçici maddeler, ikisi de  yayım ve yürütme maddelerdir. Geriye kalan 16 madde de madencilikle ilişkilidir.

Kanun tasarısının gündeme gelmesinin nedeni Anayasa Mahkemesi Ocak 2009'da aldığı kararla  Maden Kanunu'nun 7'nci maddesinin 1'inci fıkrasını  iptal etmiş, Danıştay da bu fıkrayı dayanak olarak alınıp hazırlanmış İzin Yönetmeliği'nin Mayıs 2009'da çoğu maddesinin yürütmesini durdurmuştu. Oluşan  hukuksal kaosu içinde madencilerin izin alınabilmesi için yasal  boşluğun doldurulması gerekmiştir. Bu yasal boşluk  12 aydan bu yana sürmektedir.  Esasen Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği  Maden Kanunu'nun 7'nci maddesinin ilk fıkrası fiili uygulamada olduğu gibi  "madencilik faaliyetleri için gerekli izinler ilgili mevzuatlarına göre alınır"  şeklinde değiştirilmiş olsaydı  sorun şimdiye kadar çoktan çözülmüş olacaktı.

Tasarıdaki 16 maddenin  3 maddesi Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı ile ilgili ortaya çıkan hukuksal kaosu  çözmektedir.  Geri kalan maddelerden biri zeytinlik alanlarla ilgilidir.  Tasarının  12 madde ile madencinin sorunlarının çözümünden  öte sektöre ek bürokrasi, ek maddi yük ve  ek cezalar getirilmektedir.

2010 yılı başında  TBMM'de "Madencilik Sektöründeki Sorunların Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi" amacıyla  Meclis Araştırması Komisyonu kurulmuştur.  Bu komisyon madenciliğin sorunlarını çözüm önerileri ile birlikte ortaya koyacaktır. Ancak Meclisteki Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji  Komisyonu'ndaki hükümet üyeleri madencilik sektörünün sorunlarının köklü çözümü için Araştırma Komisyonunun raporunu  bekleme  sabrı  göstermemektedir.

Tasarıda ruhsat teminatları 3.3 kat artırılarak, 10.000 TL  taban teminat bedeli getirilmektedir. Devlet hakkının alındığı ocak başı bedelinin tanımı değiştirilmiş bu bedelin "ocak maliyeti" yerine devlet hakkının "fatura bedelinden geriye doğru maliyetlerin çıkarılarak" hesaplanması öngörülmüştür. Bu yaklaşımla  ürettiği madeni değerlendiren, ek katma değer yaratarak ürününü daha yüksek bedelle satan madenciden, cezalandırır gibi daha çok devlet hakkı  alınacaktır. 

Maden Kanunu'nun 24'ncü maddesi ile izin alınamayan ruhsatların iptali  öngörülmüştür. Tasarının bu maddesi  keyfi uygulamaları  gündeme getirecektir. Maddenin uygulanmasında iktidar yanlısı kişiler dışındakilerin  madencilik faaliyetleri için izin alması biraz zor olacağa benzemektedir

Maden Kanunu'nda ruhsat gruplarına yeni bir grup  eklenmiştir. Yeni oluşturulan grup başka grup ruhsatların üzerine verileceğinden  bundan sonra ruhsat sahipleri arasında  yargıda bile  çözümlenmesi zor sorunlar yaşanacaktır. Mevcut ruhsat  gruplardan biri de ikiye ayrılmış, aynı madenler  her iki grupta da yer almıştır.  Bu ayırma işlemi ile daha sonra ruhsatlarla ilgili düşünülen valiliklere yetki devri için alt yapı hazırlanmıştır.  Yetki devri gerçekleştirildiğinde bir nevi Taşocakları Nizamnamesine dönüş olacaktır.

Tasarıda arama ruhsat dönemi  yeniden düzenleniş, arama faaliyeti  birkaç döneme ayrılmış, uluslararası firmalarla ülkemiz madencilerinin aynı dili konuşması sağlanması amaçlanmıştır. Bu değişiklik ile  bakanlık  özellikle "arama ruhsatı ticareti"nin engellemeyi amaçladığını ifade etmektedir.   Gerçekte bakanlık karşı olduğu "ruhsat ticaretini" 2007 yılı sonunda aldığı bir Olur"la madencilerin verdiği arama raporlarını  incelemeden 3 yıllık arama ruhsatı süresini 5 yıla uzatarak kendisi yaratmıştır. Yeni düzenlemenin ülkemiz madenciliğine  bir katkısı olmayacağı gibi  madencilere  gereksiz bürokrasi ve içi boş bu raporların hazırlanması için gereksiz maddi yük getirecektir. Bu düzenleme ile ülkemiz madenlerinin yabancılara sunulması için gerekli alt yapıyı hazırlanmaktadır. Komisyon üyesi, muhalefet  ve   iktidar partisi milletvekillerinin  masum görülen  bu maddenin amacının ve sonuçlarının ne olabileceğini   çok iyi düşünmeleri, araştırmaları gerekmektedir.

Tasarıdaki madenciliğin sorunlarını  çözebilecek en ciddi madde  Orman Kanunun 16.maddesinde yapılan değişikliktir. Ancak yapılan değişiklikle  madenciliğe şu anda olduğundan daha çok kısıtlama getirilmektedir.

Maden Kanunu'nun 7'nci maddesinde yapılan değişiklikle izin alınması  ile ilgili bazı  sorunlar  çözülüyor  gibi görülse de  bu Tasarı maddesi  madencilik için uygun olamayan hükümler de içermektedir.

Sonuç olarak; Şu anda Mecliste üzerinde görüşülen Maden Kanunu Tasarısı ülke madenciliğinin sorunlarını çözmeyecektir. Bu tasarı devlete ek gelir sağlayacak, ülke madenciliğine bir şey kazandırmayacağı gibi, yenilik adı altında getirilen düzenlemelerle bürokrasi daha da artırılacak, her maddesi ceza içeren bu Tasarının yasalaşması durumunda ülke madenciliği ve yerli madenciler  yok olma sürecine girecektir.