”Makine imalat sanayi, ülke hedeflerinde belirleyici bir sektör”

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Küçük "Dolayısıyla, sektör öncelikli bir sektör olarak kabul edilmeli" dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, "Makine imalat sanayi, ülkelerin küresel güç olma hedefleri üzerinde belirleyici bir sektör niteliğindedir. Dolayısıyla, sektör öncelikli bir sektör olarak kabul edilmeli" dedi.

Küçük, İSO'nun sektör stratejileri geliştirilmesi projesi kapsamında hazırladığı çalışmalarının 6'ncısı olan "Makine İmalat Sanayi Sektörü" raporunun tanıtımı amacıyla düzenlenen basın toplantısında, raporun Doç. Dr. Ruhi Gürdal tarafından hazırlandığını bildirdi.

Makine imalat sanayi sektörünün, ürettiği yatırım ve ara malları ile diğer sektörlerin üretim yeteneklerini belirleyen ve ekonomik gelişmede çarpan etkisi yaratan bir sektör olduğunu ifade eden Küçük, üretimin, toplam sanayi ve imalat sanayi üretiminden daha hızlı arttığı sektörün, toplam imalat sanayi katma değeri içindeki payının, üretim içindeki payından yaklaşık yüzde 20 daha yüksek olduğunu kaydetti.

Tanıl Küçük, makine imalat sanayinin, yatırımlarda da inşaat sektöründen sonra, yüzde 18,4 ile ikinci sırada geldiğini, yarattığı istihdam açısından da imalat sanayi içinde ilk sıralarda olduğunu vurguladı.

Sektörün 2003 yılında 2,2 milyar dolar olan ihracatının, beş yılda 3,6 kat artarak, 2008'de 7,6 milyar dolara ulaştığını ifade eden Küçük, 2009 yılında ise krizin etkisiyle bu miktarın, 6 milyar dolar civarına gerilediğini söyledi.

Makine imalat sanayinde son yıllarda birçok sektörde olduğu gibi bir göç hareketi yaşandığına işaret eden Küçük, şunları kaydetti:

"AB, ABD gibi gelişmiş ülkelerde artan işgücü maliyetleri ve çevre faktörü, diğer taraftan, Çin, Hindistan, Brezilya gibi ülkelerin atılımı, sektörün üretim merkezlerinin yer değiştirmesine neden olmaktadır. Bugün, birçok ülke, gelişmiş ülkelerin kaybettiği düşük ve orta teknoloji alanında pazardan pay kapmaya çalışmaktadır. Bu ülkeler arasına Türkiye de katılmıştır."

Makine sektöründe adeta, iğneyle kuyu kazılarak sağlanan gelişmelerin yanında, pek çok problem de bulunduğuna işaret eden Küçük, bunların bazılarının finansman ve sermaye yetersizliği, ölçek ekonomisinden uzak işletme büyüklükleri gibi, aşağı yukarı, sanayideki tüm sektörleri olumsuz etkileyen genel problemler olduğunu belirtti.

Tanıl Küçük, makine sektörünün güçlü yanları ve önündeki fırsatlarla ilgili olarak da "AB'nin sektörden uzaklaşma eğilimi, Türkiye otomotiv ve yan sanayindeki büyüme kapasitesi özellikle önemli fırsatlar olarak karşımıza çıkmaktadır" diye konuştu.

"Destekleyici düzenleme ve iyileştirmelere ihtiyaç var"

Raporda, Türk makine imalat sanayi için, dört stratejik amaç geliştirildiğini vurgulayan Küçük, şunları belirtti:

"İlki, özgün, kaliteli, katma değeri yüksek, uluslararası pazarlarda bilinen ve aranan makine ve teçhizat üretimini gerçekleştirmektir. İkincisi, ülkede istihdam yaratılmasına katkıda bulunmak, üçüncüsü hızla gelişen teknolojilere sahip olmak ya da geliştirerek uluslararası düzeyde Ar-Ge yapar duruma gelmek; dördüncü stratejik amaç ise güçlü güvenilir ekonomik ölçeği yakalamış makine ve teçhizat imalatçısı olmak. Bu hedeflere ulaşılmasında, sektörün önündeki fırsatların iyi değerlendirilmesinde, hem hükümet ve ekonomi yönetimine hem de sektörümüzün kendisine önemli görevler düşmektedir."

Mevcut durum itibariyle hızlı adımlarla ilerleyen makine sektörünün, hedeflendiği, arzu edildiği şekilde koşar hale gelebilmesi için sektörün gelişmesinin can damarı olan Ar-Ge ve teknoloji geliştirme yeteneği başta olmak üzere pek çok alanda destekleyici düzenleme ve iyileştirmelere ihtiyaç bulunduğuna işaret eden Küçük, ayrıca, sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesi, rekabetçi finansman imkanlarının sağlanmasının makine sektörünün gelişmesi açısından son derece önemli olduğunu söyledi.

Küçük, "Makine imalat sanayi, ülkelerin küresel güç olma hedefleri üzerinde belirleyici bir sektör niteliğindedir. Dolayısıyla, sektör öncelikli bir sektör olarak kabul edilmeli ve sektöre yönelik kamu politikaları, mutlaka bu anlayış temelinde geliştirilmelidir" diye konuştu.

Bu konularda ilginizi çekebilir