Maliye müfettişleri, hesap uzmanları artık şehrimize gelmeyecek
Bülent ÖZATAY / Yeminli Mali Müşavir
Sadece Maliye Müfettişleri ve Hesap Uzmanları değil, Gelirler Kontrolörleri de artık şehrimize gelmeyecek. Sadece şehrimize değil, ülkemizin hiçbir şehrine gitmeyecek, yukarıda saydığım seçkin kişilikler.
Artık vergi denetmenleri de sizleri vergi incelemesine almak üzere yazı göndermeyecekler, vergi inceleme raporu düzenlemeyecekler.
Yukarıda saydığım unvanlarda görev yapan "maliyeci"leri sizler, genellikle yaşadığınız, duyduğunuz veya şahit olduğunuz "vergi incelemeleri"nden tanıyorsunuz. Dolayısıyla soruyorsunuz kendi kendinize; "acaba artık vergi incelemeleri yapılmayacak mı?" "Maliyecilerin elinden kurtulduk mu?"
Vergi incelemeleri tabii ki bitmedi sayın okurlar. Tabii ki devlet olmanın gereği "vergiler" ve hukuk devleti olmanın gereği "vergi incelemeleri" yine var.
Biten Maliye Müfettişleri. Biten Hesap Uzmanları. Biten Gelirler Kontrolörleri.
Vergi incelemeleri yapan ve Maliye Bakanlığı gelir birimlerinin denetimini gerçekleştiren Gelirler Kontrolörleri artık bitti.
Kuruluşundan bu yana, titiz ve temiz vergi incelemeleri yaparak Türk mali tarihinde tartışmasız yer edinen hesap uzmanları bitirildi.
Ve nihayet, 1879 yılında Sultan II'nci Abdülhamid Han döneminde kurulan Maliye Teftiş Kurulu çöktü. 132 yıllık çınar devrildi.
Gerek Osmanlı döneminde gerekse Cumhuriyet döneminde; mümtaz üyeleriyle, duruşuyla, ödün vermez ve objektif hizmetleriyle, ülkeye olan tartışmasız katkılarıyla vatanımıza kök salmış o muhteşem çınar artık yok.
Sadece bakanlık gelir birimlerinde değil, Maliye Bakanlığı'nın tüm birimlerinde; sadece Maliye Bakanlığı'nda değil, Milli Savunma ve Dışişleri bakanlıkları dahil tüm devlet birimlerinde; objektifliği ile kendisini kanıtlamış ve ihtiyaç duyulan her dönemde istenilen mali denetimleri genel, katma ve özel bütçeli tüm kuruluşlarda, yani devletin her kesiminde büyük bir özveriyle gerçekleştirmiş; yaptığı çalışmalardaki tarafsız duruşuyla ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşların güvenini kazanmış olan, bu arada vergi incelemeleri de yapan Maliye Teftiş Kurulu artık yok.
10 Temmuz 2011 Pazar günü yayımlanan 646 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 173 Maliye Müfettişi, 334 Hesap Uzmanı, 368 Gelirler Kontrolörü ve 3.854 Vergi Denetmeni bir torbanın içine konulmuş, karıştırılmış ve her biri vergi müfettişi olarak yeni isimleriyle yeni bir kimlik kazandırılmıştır.
Belki Maliye Bakanlığı'nda bazı çok başlılıklar ortadan kalkmıştır. Ancak her biri bir bakanlık cesametinde olan ve genel müdürlükler bünyesinde yer alan denetim birimleri halen yerini korumaktadır. Korumalıdır da. Her genel müdürlük bünyesindeki kontrolörlükler çok başlılık değil, işin gereği ve denetim birimlerinin zenginliğidir. Muhasebat kontrolörlerinin işini Milli Emlak Kontrolörü'nün yapması beklenemez. Ancak Maliye müfettişleri gerek nitelik, gerek kapasite, gerekse yetiştirilişleriyle hem Milli Emlak, hem Muhasebat, hem Bütçe Mali Kontrolörleri'nin yaptığı işleri yapmakta; kendisine verilen yetkilerle devlet müfettişi yetki ve salahiyetini kullanmaktaydılar.
Görüldüğü gibi Maliye Teftiş Kurulu'nun ortadan kaldırılmasıyla aslında Maliye Bakanlığı çok büyük yara almış, yetki kaybetmiştir. Çünkü Maliye müfettişleri kullandıkları sınırsız yetkileri Maliye Bakanlığı adına kullanmışlardır.
Maliye Bakanlığı tarihindeki müsteşarların (bugünkü dahil) hemen hemen tamamı Maliye Müfettişi kökenli olup, 51 adet müsteşarımız Maliye müfettişi kökenlidir. 3 Maliye müfettişi büyükelçilik yapmış, 7 Maliye müfettişi yüksek yargı organları (Anayasa Mahkemesi, Sayıştay, Danıştay) üyeliğinde bulunmuş, 49 Maliye müfettişi TBMM'de milletvekilliği görevini ifa etmiş, 31 Maliye müfettişi ise değişik hükümetlerde bakanlık koltuğunda oturmuştur.
Bendeniz de her zaman mensubu olmaktan gurur duyduğum bir Maliye Teftiş Kurulu üyesi olarak, Maliye Müfettişliği'nin nasıl bir şey olduğunu anlamanız için bir küçük anımı sizlerle paylaşabilirim.
1978 yılı Aralık ayı. Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni bitirdikten sonra, her mülkiyelinin rüyasında olan Maliye Müfettiş Yardımcılığı sözlü sınavındayım.
Yüzlerce kişinin yazılı sınava girip, üç gün süren sınavlar sonucunda yazılıyı kazanan 14 kişi, akşam saatlerinde sözlü sınav sonuçlarını bekliyoruz. Nihayet Teftiş Kurulu Başkanı Sayın Selahattin Zorlu 8 kişinin ismini açıklıyor. Kazananların içinde ben de varım. Sonrasında, sınavı kazanan biz 8 kişiyi, Ankara Mithatpaşa Caddesi'nde Maliye müfettişlerine ait "Gezgin Evi"ne götüreceğini söylüyor, Başkan. O akşam, Maliye müfettişlerinin bir toplantısı varmış; bizleri onlara, onları da bizlere tanıtacakmış.
Gezgin Evi'ne giriyoruz. Tesadüf içerdekilerden birisi bana soruyor. "…Saral aranızda yok mu? Yoksa kazanamadı mı?" …Saral sınıf arkadaşım. Kaybettiğini söylüyorum. Üzüldüğünü söylüyor, Müfettiş. Sonradan öğreniyorum. O sırada Maliye Başmüfettişi olan Talat Saral olduğunu, o Müfettişin. Daha sonra Maliye Müsteşarlığı da yapan Talat Saral, öz yeğeninin kazanıp kazanmadığını bile Teftiş Kurulu'na soramıyor. Sormuyor.
Evet böyle bir ocak, böyle bir okul artık söndü. Daha doğrusu sönmedi, söndürüldü.
Sevgili dostlar.