Meclis kredi kartlarını tartışıyor

ANKARA - Tüketiciyi Koruma Derneği eski Genel Başkanı Ali Çetin, bankaların 31 başlık altında tüketiciden 11 milyar 552 milyon lira tahsil ettiğini, tüm bankaların toplam personel, amortisman ve bina kullanım giderinin 11 milyar 476 milyon lira olduğunu belirterek, "Bankalar, giderlerini tüketicinin sırtından karşılıyor" dedi.

 

Bankaların kredi kartı aidatı, hesap işletim ücreti ve kredi dosya masrafı gibi tahsilatlarına ilişkin TBMM'ye gelen yoğun şikayetler üzerine oluşturulan TBMM Dilekçe Alt Komisyonu, ilk toplantısını yaparak, bu konudaki şikayetleri dinledi. Başkanlığını AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ürün'ün yaptığı toplantıya katılan tüketici dernekleri temsilcileri ve komisyona ilk şikayet dilekçesini gönderen Hüsamettin Kurt, karşılaştıkları uygulamaları anlattılar.

 

Toplantının başında konuşan Ürün, yapacakları çalışmanın amacının farkındalık yaratmak olduğunu söyledi. Dilekçe Komisyonu'na bankaların kredi kartı sahiplerinden aldığı kart aidatı, hesap işletim ücreti, komisyonlar ve kredi dosya masrafıyla ilgili çok sayıda şikayet geldiğini vurgulayan Ürün, "Bankaların aldığı haksız ücretler, karşılaştığımız sıradan olay haline geldi" dedi.

 

Komisyona ilk şikayeti yapan Kurt, 1999 yılında kredi kartı aldığını, sözleşmede kredi kartı kullanım ücretinin ilk yıl alınacağının belirtilmesine rağmen, her yıl bu ücretin tahsil edildiğini ifade etti. 2010 yılında Tüketici Hakem Heyeti'ne başvurduğunu ve ücretin iptal edildiğini anlatan Kurt, bankanın ertesi yıl yine ücret tahsil ettiğini belirtti. Buna itiraz ettiğinde, banka yetkilileri tarafından sözleşmenin güncellendiğinin söylendiğini ifade eden Kurt, "Bana verilen cevapta, 'Size elektronik posta attık, itiraz etmediyseniz kabul etmiş sayılırsınız' dediler. Aslında bu, sözleşmenin güncellenmesi değil, değiştirilmesidir. Bu durumda benim imzalamam gerekirdi" diye konuştu.

 

Tüketiciyi Koruma Derneği eski Genel Başkanı Ali Çetin de bankaların, kredi kartı sahipleri ve müşterilerinden hukuka aykırı olarak 31 kalemde tahsilat yaptığını söyledi. Çetin, bu ücretler arasında kredi kartı yıllık aidatı, hesap işletim ücreti, işlemsizlik ücreti, bakiye görüntüleme ücreti, ATM'den nakit çekim masrafı, arşivden belge çıkarma ücreti bulunduğunu kaydetti.

 

 

Türkiye'de 90 milyon banka hesabı ve 53 milyonun üzerinde kredi kartı bulunduğuna dikkati çeken Çetin, tüm bankaların bu 31 kalemde tüketiciden toplam 11 milyar 552 milyon lira para topladığını dile getirdi. Tüm bankaların personel, amortisman, bina kullanımı giderinin 11 milyar 476 milyon lira olduğuna işaret eden Çetin, "Bankalar giderlerini tüketicinin sırtından karşılıyor" diye konuştu.

 

Çetin'in verdiği rakamlarla ilgili değerlendirmede bulunan Alt Komisyon Başkanı Ürün, "Şu rakamlara bak, soygun bu. Bu millet de aptal değil. Bankacılık sektörümüzle elbette övünüyoruz ama bu cinliklerin bedeli halkın üstüne yığılmamalı" diye konuştu.

Tüketici Hukuku Enstitüsü Genel Başkanı Avukat Hakan Tokbaş da kart sahipleri ve kredi kullananların sahip olduğu hukuki haklardan bahsederken, bankaların yararlandığı yasal boşluklar olduğunu ifade etti.

Tokbaş, tüketicilerin hukuki mücadelesinin çok düşük seviyede olduğunu vurgulayarak, bankaların kredi kartı ücreti alamayacağına dair emredici yasa hükmü gerektiğini söyledi.

 

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Başak Şit, sosyal açıdan ciddi bir mağduriyetin söz konusu olduğunu, ancak serbest piyasa koşullarında bankaların bu tip ücretleri almasının belli bir yasal zemini olduğunu belirtti.

Bazı bankaların bilerek sözleşmelere haksız şartlar koyduğunu dile getiren Şit, "Binlerce sözleşmeden birkaç kişinin hakkını aramasının sonuçlarına katlanıyorlar. Bunun önüne yasal düzenlemeyle geçilebilir" dedi.

Tüketicinin bilinçlenmesinin önemine işaret eden Şit, bu yolla bankaların rekabete zorlanabileceğini, Merkez Bankası'nın Almanya'da olduğu gibi hangi bankanın ne kadar ücret aldığını açıklamasının da bankaları bu yola itebileceğini söyledi.

Şit, şikayetlerin kredi kartı aidatları üzerinde toplandığını, faiz oranlarının daha önemli bir sorun olduğunu da sözlerine ekledi.