Merkez Türkiye Projesi’nin yerini iş dünyası belirleyecek

Merkez Türkiye’nin tek başına lojistik projesi olmadığını dile getiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, burada bilim üretileceğini, burasının hafif sanayi, kültür, bilim merkezi ile bir Mega Kent olacağını vurguladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Ahmet USMAN

İZMİR-İzmir Ticaret Borsası tarafından düzenlenen Borsa Söyleşileri programına katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, komuoyunda çok tartışılan Merkez Türkiye Projesi’nin yerini iş dünyasının belirleyeceğini dile getirdi.

Kaya Termal Otel’de gerçekleştirilen programda seçimlere hazırlanırken Türkiye’nin gerçeklerinden yola çıktıklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Seçim bildirgemizde ağırlıklı olarak kısa vadeli çözümler bulunuyor. Ama uzun vadeli projelerimiz de yok değil. Merkez Türkiye bunlardan biri. Bu projeleri hazırlarken Türkiye’nin üstünlüklerini, avantajlarını gözönüne aldık, ekonominin içinde bulunduğu girdaptan nasıl çıkarılacağını düşündük. Türkiye genç bir nüfus potansiyeline sahip ama gençler beklediğimiz verimi sağlamıyor. Bir diğer avantajımız coğrafi konumumuz ama onu da kullanamıyoruz” diye konuştu. Demokrasi ve hukukun üstünlüğünün bulunmadığı ülkeye yabancı yatırımcının gelmeyeceğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Bu nedenle Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları Kurtuluş Savaşı’ndan hemen sonra İzmir İktisat Kongresi’ni düzenlediler. Hazırladığımız Merkez Türkiye Projesi ile Türkiye’nin coğrafi konum ve genç nüfus avantajını birleştiriyoruz. Projeyi ‘2035’e kadar kim öle, kim kala’ diye eleştirdiler. 2035 projenin olgunlaşma tarihi. Bu tarihte Türkiye ‘yaşlı ülkeler’ sınıfına girecek. Biz Türkiye’yi insani gelişmişlik endeksinde 49 basamak öne çıkartarak ilk 20’ye sokmak istiyoruz. Bu süreci yakalayamazsak enerjimizi yitireceğiz” dedi.

Merkez Türkiye’nin ‘akşam yattık, sabah proje ürettik’ mantığı ile hazırlanmadığını belirten Kılıçdaroğlu, “Herşey rakamsal verilere dayanıyor. CHP dışında başka hiçbir parti böyle rakamlarla donatılmış bir proje üretmiş değil. Projeyi hazırlarken akademisyenlerden, iş ve finans dünyasından, lojistik sektöründen, maliyecilerden, planlamacılardan katkı aldık. Bizim gibi düşünmeyenlerle eksik var mı, yok mu diye değerlendirme yaptık. Bu proje tek başına lojistik projesi değil. Burada bilim üretilecek, burası hafif sanayi, kültür, bilim merkezi ile bir Mega Kent olacak. Kentin yönetiminde merkezden bir vali olacak ama iş dünyası da kentin yönetiminde bulunacak” diye konuştu.

Dünyada Merkez Türkiye benzeri 3 büyük proje olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Hazırlıklar sırasında bunları da inceledik. Şu ana kadar hiçbir iktisatçı projenin tartışılmadığını, rakamların yeterli olmadığını söylemedi. Projenin yerini de bilinçli olarak belirlemedik. Siyasetçi olarak yeri belirleseydik projeye gölge düşürürdük. Yeri belirleyecek olan iş dünyası. Bürokratlar ve iş dünyası bir araya gelecek ve ‘Mega kent burada kurulmalı’ diyecek. Kentin limanları yeniden gözden geçirilecek. Sadece İzmir’e değil 81 ile katkı koyacak. Bu proje ile Anadolu ayağa kalkacak. Burada istihdam yaratılacak. Dolayısıyla Ankara, İstanbul, İzmir rahatlayacak. Anadolu’ya yatırım, kültür götürmezseniz içini boşaltırsınız. Herkes büyük kentlere gidiyor. Biz ayağa kaldırmak istiyoruz” dedi.

Projenin 200 milyar dolara mal olacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, bunun 160 milyar dolarını özel sektör, 40 milyar dolarının da devlet tarafından karşılanacağını sözlerine ekledi.
 
İzmir Ticaret Borsası Başkanı Işınsu Kestelli de toplantıda yaptığı konuşmada, tarım ve hayvancılık konularına değindi. Bu iki sektörün 2001 krizinden sonra ülkede yaşanan ekonomik büyümeye ayak uyduramadığını ifade eden Kestelli, “2002’de yüzde 10.3 olan tarımın Gayri Safi Yurtiçi Hasıla payı, 2014 sonunda yüzde 7.1’e indi. Bu gerileme için kentleşme, tarım arazilerinin daralması, küresel rekabet gibi pek çok gerekçe sıralanabilir. Ama bu gerekçelerin hiçbiri tarım ve hayvancılıkta düşük verimi, düşük standardı, çağdaş pazarlama kanallarının eksikliğini, markalaşma noksanlığını, ülkede pek çok ürün dünyadan pahalıyken üreticinin yaşam standardının düşüklüğünü izah etmeye yetmez. Türkiye 57 milyar dolarlık hasılasıyla dünyanın 10 büyük tarımsal üreticisinden biri. Ama bu sektörde potansiyelimizin altında bir yerde olduğumuz çok açık. CHP’nin bu konulardaki çözüm önerilerini, tarımın Gümrük Birliği anlaşmasına dahil edilmesiyle yaşanacak yeni sorunlara dair fikirlerini de öğrenmek bizler açısından çok önemli” dedi.

Bu konularda ilginizi çekebilir