Mesleki eğitim ve sertifikasyonun global endüstrideki yeri ve Türkiye için önemi

Tolga DIRAZ - Kimya Mühendisi/ Sertifikalı Boya Uzmanı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Son dönemde bilmem farkında mısınız: Ekonomi sohbetlerinde en çok konuşulan konulardan biri, büyüyen 'işsizlik oranları ve kalifiye iş-gücü eksikliği.' Hatta televizyon ve gazetelerde bunlarla ilgili bir haber mutlaka duyuyor veya okuyorsunuzdur. Aslında bu durum, yeni değil. Ancak, artık dünya ile birlikte Türkiye’de de, bu konulara çözüm için farklı fikirler ortaya atıldığına siz de şahit oluyorsunuzdur.

Sanayileşmesine gıpta ile baktığımız ABD ve kurumsal yönetim sistemi ders olarak okutulan TOYOTA otomotiv şirketi, bu konulara çözümü çoktan bulmuş: TWI (Training within Industry: Endüstri Içinde Eğitim/Talim) ya da daha bildiğimiz ismiyle 'Mesleki Sertifikasyon'. Bu, son derece basit ama aynı derece etkin bir sistemidir ve uzun yıllardır AB, ABD, Kanada,  Avustralya ve Japonya gibi gelişmiş ülkelerde uygulamaktadır.

Mesleki sertifikasyon nedir?

Sertifikasyon, Fransızca kelime anlamı olarak “tasdik etme/onaylama” anlamına gelir. Mesleki sertifikasyon ise, standartları belli olan bir iş kolundaki çalışanların/kurum ve kuruluşların standartlara uygunluğunun teyidinden başka bir şey değildir.

Sertifikasyon programlarına neden ihtiyaç var, temel faydaları ne?

Türkiye gibi, gelişmekte olan ülkelerin eğitim sisteminde (Örgün veya Açık-öğretim) son derece büyük kalite farklarının olduğunu sanırım hepimiz biliyoruz. Bu durumun engellenmesi güçtür ancak mesleki sertifikasyon programlar sayesinde, endüstride görev alacak kişilerin o iş-kolu için gereken asgari bilgi ve yetenekleri yazılı/pratik sınavlar ile kontrol edilerek, kişinin o işe uygun olup olmadığı kanıtlanabilir. Bir nevi mesleki ehliyet. Ayrıca, bu sertifikasyon programları belirli sürelerde (örneğin 4 yılda bir) güncellemeyi gerektirdiği için, o işte çalışan kişinin mesleki yeterliliği koruması ve hatta geliştirmesi istenmektedir. 

Mesleki sertifikasyon sisteminin bir diğer önemli faydası, mesleki yetenek ve bilgilerine göre kişilerin iş bulmasına olanak verdiği için sosyal adalet duygusunu güçlendirebilir. Bu konuda güzel bir öneri, 13 Kasım tarihli DÜNYA gazetesinde Ferit B. Parlak'ın köşe yazısında Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin ile söyleşisinde belirtilmiştir; “Türkiye’de çalışanlar için belgeli / sertifikalı bir yükselme sistemi geliştirilebilir!” 

Yukarıda bahsedilen Mesleki Yeterlilik Belgesi/Sertifikası süreci Avrupa Birliği (AB), 1999 yılında İtalya Bologna’da başlatılmış “Avrupa Yeterlilikler/Kalifikasyonlar Çerçevesi-AYÇ” ile başlamış ve AB uyum süreci kapsamında 07.10.2006 tarihli Resmi Gazete'de 5544 Kanun numarası ile Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) çatısı altında bizde resmiyet kazanmıştır. 

Bu mesleki sertifikasyonlar, sanayinin her sektöründe (otomotiv, tekstil, metal, gıda, ilaç,vb.) çalışanların asgari yeterlilik/kalifikasyonlarının belirlenip, buna göre derecelendirilerek sertifikalandırılmasına dayanmaktadır. 

(Örneğin; 1. Seviye çalışan, temel genel bilgiye sahip iken; 8. Seviye çalışan, bir alan ve alanlar arasındaki etkileşim hakkında en üst düzeyde öne çıkan bilgiye sahiptir; en üst uzmanlık seviyesi)

Şuanda, mesleki sertifikasyon zorunluluk hale gelen tüm mesleklerin listesine şu web adresinden erişebilirsiniz. (www.portal.myk.gov.tr/index.php?option=com_yeterlilik_ara&belge_zorunlu=1)

Ülkemizde, mesleki sertifikasyon programlarının TÜRKAK tarafından yetkilendirilmiş özel sanayi kuruluşları ve meslek birlikleri tarafından düzenlenmektedir. Bu kuruluşların tam listesine MYK’nın websitesinden ulaşılabilir. (http://portal.myk.gov.tr/index.php?option=com_kurulus_ara&view=kurulus_ara#&Itemid=322a)

Türkiye’de durumu bu iken dünyada durumu biraz daha farklı. AB ve ABD’de bu sertifikasyon programlarını, konusun uzman ve güvenilir, uluslararası akreditasyon sürecinden geçmiş, mesleki kuruluşlar/meslek birlikleri tarafından düzenlenmektedir. 

Örneğin, sanayi boyaları (ing. Protective coatings) sektörü global mesleki birliklerinden SSPC (Society for Protective Coatings) organizasyonu, bu alanda çeşitli mesleki sertifikasyon programı düzenlemekte, bu sertifikasyon programları aracılığı ile kişi ve kurumları sertifika sahibi olabilmeleri için eğitime tabi tutmakta ve bu eğitimler sonunda sanayi boyacıları, kumlama operatörleri gibi meslek erbapları uluslararası geçerli sahip akredite meslek sertifika almaya hak kazanabilmektedir:

(http://www.sspc.org/training/SSPC_Certification_Programs_from_A_Z/)

Akreditasyon nedir?

Latince kökeni kredi vermek/inandırıcı kılmak olan, bir çeşit kalite güvence sürecidir. Eğer kurumun veya eğitim programı denetimler aracılığı ile standartlara uygunluğu teyit edilirse, ilgili denetimci kuruluş tarafından Akredite unvanı verilir. Bu konuda dünyada öne çıkan kuruluşlar ISO, International Association of Continious Education and Training (IACET) ve American National Standard Institute (ANSI) olarak gösterilebilir.

Avrupa Birliği ve benzeri diğer uluslararası birliklere türkiye’nin dahil olma sürecinde, iş dünyasında dünya ile daha bütünleşik bir Türkiye istiyorsak, yukarıda bahsettiğim mesleki eğitim ve sertifikasyon konularını anlayıp uygulamaya geçirmemiz son derece önemlidir. Zira önümüzdeki yıllarda küresel endüstride bu konuda gelişecek trendleri takip edebilirsek, iş dünyası olarak çok daha verimli, yaratıcı ve güçlü bir Türkiye yaratabiliriz! 

Böylelikle, bir zamanlar rahmetli Rauf Denktaş’ın dillendirdiği “Bir usta, bir memleket…” deyişinin tüm Avrupa Birliği ülkeleri ve Türkiye’de hayata geçirilmesi, bilgi ve yetenek tuğlalarımızı sertifikasyon harcı ile örüp, sağlam bir mesleki gelecek inşaa etmemiz mümkün olabilecektir!