”Millet AKP'nin uygulamalarıyla korku tüneline sokuldu”
Bahçeli, Ergenekon soruşturmasında siyaset kurumunun gelişmeler karşısında çözüm kapısı olmaktan çıktığını ve güven kaybına uğradığını belirtti
ANKARA - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, milletin, AKP iktidarının siyasi uygulamalarıyla tam bir korku tüneline sokulduğunu belirterek, toplumu bir arada tutan ortak aklın işlemez hale geldiğini söyledi.
Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmasına, Milletin, AK Parti iktidarının siyasi uygulamalarıyla tam bir korku tüneline sokulduğunu belirterek, toplumu bir arada tutan ortak aklın işlemez hale getirildiğini bildirdi. Devletin kurumlar boyutuyla, millet fertlerinin ise düşünceler bağlamıyla bölündüğünü, ayrıştığını dile getiren Bahçeli, "Bu noktada en tehlikeli olan zihinlerdeki parçalanmışlık, hakim bir duygu olarak ortaya çıkmış ve gün geçtikçe mesafe almıştır. Endişemiz, toplumsal alanda alevlenecek bir çatışmanın bölünmeye kadar giden sürecin kapışım açabilecek olmasıdır. Türk toplumunun, böylesine büyük ve ciddi bir yükü daha uzun bir süre kaldıramayacağı, taşıyamayacağı ve tahammül edemeyeceği gün gibi ortadadır" diye konuştu.
"Siyaset güven kaybetti"
Devlet Bahçeli, Türkiye'de siyasi belirsizliğin ve gerginliğin endişe verici bir nitelik kazandığına işaret ederek, toplumsal tedirginlik, yılgınlık ve huzursuzluğun geniş bir tabana yayıldığını bildirdi. Korkunun toplum hayatının her alanına egemen olduğunu ifade eden Bahçeli, siyaset kurumunun bu gelişmeler karşısında çözüm kapısı olmaktan çıktığını ve güven kaybına uğradığını söyledi.
"Son dönemde işleyen bir yargı sürecini, hukuk dışı mecralara saptırma gayretleri ve bunun üzerinden yürütülen tartışma ve polemikler, bu bakımdan her yönüyle endişe ve üzüntü vericidir" diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
"Savcısı ve avukatı siyasetçi olan, gazete manşetlerinde ve televizyon ekranlarında izlenen ve soruşturma ile yargılama süreçlerinin parçalı olarak eş zamanlı yürütüldüğü bu dava, siyasi ve hukuki tartışmalara, polemiklere ve istismara alet edilmektedir. Yapılmakta olan bir soruşturma ve görülmekte olan dava hakkında kanaat bildirmek, kendi mecrasında akan hukuki sürecin bir tarafı olmak, hukuka ve kanunlara aykırı olacağı gibi, siyasi sorumluluk ve demokratik meşruiyet anlayışıyla da bağdaşmayacaktır. Genel olarak, bu konuya olan yaklaşımımız: Adalete sonuna kadar güvenmek, davanın hızla sonuçlanmasını beklemek, hukuki süreci ve yargıyı siyasileştirmemek, kişilik haklarına saygılı olmak, terörle mücadeleyi zaafa uğratmamak, bilgi kirliliğine itibar etmemek ve toplumda korku uyandırmamak olarak özetlenebilecektir."