Milli tank Altay tanıtıldı
Başbakan Erdoğan, yerli tank Altay'ın tanıtımında yaptığı konuşmada, "Kurulan tuzakların farkındayız. Elbette birilerinin bizi çekmek istediği bataklığa girmeyiz" dedi.
SAKARYA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin hiçbir ülkeye karşı hasmane tutumu olmadığını, buna karşın kurulan tuzakların farkında olduklarını ve "gerektiğinde bütün imkanlarla barış, güvenlik ve istikrar için gereken karşılığı vermekte bir an bile tereddüt etmeyeceklerini" ifade etti.
Milli tank Altay görücüye çıktı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Altay Ana Muharebe Tankı Prototip Töreninde yaptığı konuşmada, Altay Projesi'nin imza töreninin 4 yıl önce yapıldığını, bugün savunma sanayi için atılan tarihi adımın yapılan prtotiple ete kemiğe büründüğünü ifade etti. Türkiye'nin de Altay'la, yüksek teknolojili ana muharebe tanklarını tasarlayıp üretebilen sınırlı sayıdaki ülkeler arasına girdiğini belirten Erdoğan, proje için 78 aylık takvim belirlendiğini, yetkililerle yaptığı görüşmede bunun 1-2 yıl kadar öne çekmenin mümkün olabileceğini öğrendiğini ifade etti.
Altay için 2013 yılında test sürecinin başlayacağını anlatan Erdoğan, "Bu konuda irademiz tamdır. Gereken kararları zamanında alacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın" diye konuştu. Erdoğan, Altay'ın geliştirilmesi sürecinde bir çok yeni yatırımın da yapıldığını anlattı.
Bugüne kadar neden yapılmadı?
Son yüzyıl içinde Kurtuluş Savaşı'nda yaşanan sıkıntıları hatırlatan Erdoğan, Osmanlı ordusunun çektiği sıkıntıları anlattı. Başbakan Erdoğan, "Rahmetli büyük dedemin de şehit olduğu Sarıkamış'ta, askerlerimizi düşman kadar, açlık ve yokluk kadar bütün vücutlarını saran bit tüketiyordu. Buğday tanelerinin sac üzerinde kavrulmasıyla elde edilen bir avuç kavurga Mehmetçik için bulunmaz bir nimet olarak görülüyordu" diye konuştu. Avrupa ordularında uçak gelişmiş savaş aracı olarak kullanılırken Osmanlı askerinin uçağı ilk kez kendi semalarında bomba yağdırırken gördüğünü söyleyen Erdoğan, İnebolu'dan Kastamonu'ya top mermisi taşırken soğuktan şehit düşen "Şerife Bacı'nın" hikayesini anlattı. Türkiye'nin o günlerden bu günlere geldiğini söyleyen Erdoğan, "Şu özeleştiriyi yapmak durumundayız. Şerife Bacı'nın kağnısı üzerinde donarak şehit olduğu günden 2002 yılına kadar tam 81 yıl geçti. Bu yıllar boyunca, savunma sanayinde gerekli adımların neden atılmadığını, gerekli yatırımların neden yapılmadığını sorgulamak zorundayız" diye konuştu. Gazi Mustafa Kemal'in savunma sanayindeki girişimlerinin akamete uğradığını anlatan Başbakan Erdoğan, "Türkiye'nin kendi silahını, uçağını, helikopterini, tankını, gemisini yapmaktan neden uzak kaldığını ya da neden uzak tutulduğunu detaylı şekilde sorgulamak zorundayız. Bunu sorgulamazsak son 10 yılda atılan devasa adımları geleceğe taşıyamayız" dedi.
Gizli bir el engelledi
Nuri Demirağ'ın yerli uçak sanayinin temellerini attığını ama "gizli bir elin" bu girişimleri engellediğini kaydeden Başbakan Erdoğan, "Bunları sorgulayacağız. Bunları Çanakkale'de, Sarıkamış'ta, Hicaz'da, Dumlupınar'da düşman mermisinden ziyade imkansızlıkla, yoksullukla şehit olan Mehmetlerimiz adına sorgulamak zorundayız" diye konuştu.
Barış için gerekirse karşılığını veririz
Türkiye'nin son 10 yılda savunma sanayinde önemli gelişmeler yaşadığını, savunma sanayine desteğin sürdürüleceğini ve savunma sanayinde ihraç eden ülke olma yolunda emin adımlarla ilerlemeye devam edeceklerini belirten Başbakan Erdoğan şunları söyledi:
"Bizim ne komşumuz olan ne bölgemizde olan ne de dünya üzerindeki herhangi bir ülkeye karşı hasmane tutumumuz yok. Biz barışın, istikrarın, huzur ve güven ortamının sadece bir ülke için değil tüm bölge için hayati derecede önemli olduğuna inanıyoruz. Kendimiz için istediğimizi ayrım yapmadan tüm bölge ülkeleri için de istiyoruz. Ancak, bizim iyi niyetimizi, sağduyulu ve sabırlı yaklaşımımızı hiç kimse pasiflik ve çekingenlik olarak algılamasın. Her ülke bilsin ki bizim de sabrımızın bir sınırı var. Elbette kurulan tuzakların farkındayız. Elbette birilerinin bizi çekmek istediği bataklığa girmeyiz. Ama gerektiğinde bütün imkanlarımızla dünyanın en güçlü, en mücehhez ordularından biriyle barış, güvenlik ve istikrar için gereken karşılığı vermekte bir an bile tereddüt etmeyiz."