Mobilya sektörünün hedefinde Angola var

Daralan Avrupa pazarlarına alternatif arayışlara giren ihracatçılar, gelişmekte olan farklı ülkelere yönelmeye başladılar. Hedefte ilk olarak Angola yer alıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Taylan BÜYÜKŞAHİN
 
DÜNYA - Kendisine tasarım odaklı büyüme hedefi koyan mobilya sektörü, yeni pazarlara yönelerek dünyada daha fazla adını duyurmak istiyor. En son geçtiğimiz Eylül ayında dünyaca ünlü tasarımcı Karim Rashid’i Antalya’daki ‘Tasarım Buluşmaları Konferansı’na konuşmacı olarak getiren mobilyacıların hedefinde, 2023 yılında 10 milyar dolarlık ihracat yapmak var. Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) bu konuda oldukça aktif çalışmalar yürütüyor.
 
 Tasarımın ağırlığını artıracak etkinlikler düzenleyen MOSDER, mobilya sektörünün daha önce gitmediği ülkelere de giderek yeni pazarlar yaratmaya çalışıyor. Bunlardan birisi de Afrika’daki Angola. 
 
Afrika’nın en geniş petrol rezervlerine sahip ülkelerinden birisi olan Angola son yıllarda yaşadığı gelişmelerle dikkatleri üzerine çekiyor. 27 yıllık iç savaşı 2002 yılında bitiren Angola, artık huzurlu bir hayat sürmek istiyor. Doğal kaynaklarını değerlendirerek kalkınmaya başlayan Angola’da kentleşme hızla artıyor. Üretim olanakları oldukça sınırlı olan ve halkın çoğunun tarım ve balıkçılıkla uğraştığı ülkede, her türlü ürüne ihtiyaç var. 
 
dsc_0619.jpgYeni pazarlara açılma hedefiyle Afrika’ya gittiklerini ifade eden MOSDER Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Güleç, şunları söyledi: "Angola’ya satamayacağımız iki şey var: Kalorifer peteği ve deri mont. Geri kalan her alanda Türkiye’den mal götürülüp satılabilir. Paranın çok canlı olduğu bir ülke. Yalnız sabırlı olmak lazım. Yani bir günlük pazarlar değil, geleceği olan pazarlar. Angola’da petrol ve elmas var. Ekonomisi kapalı. Kapalı olduğu için devletle işbirliği içinde olan şirketler var. Çok güçlü zenginler var. Bu zenginler çok kaliteli ve lüks mal alıyorlar. Her şeyin satılabileceği ve değerinin yüksek olduğu bir ülke. Domatesin kilosu tahmin edemeyeceğimiz kadar pahalı. 18 dolar civarı... Ürün azlığı var Angola’da. Dolayısıyla her şey kıymetli. Ama günlük 3 dolara da geçinen halk da var." 
 
Afrika ülkeleri gelişiyor
 
Kara kıta olarak bildiğimiz, yaşadığı açlık ve iç savaşlarla hafızalarda yer edinmiş olan Afrika, tüm olumsuzluklara rağmen ayağa kalkmayı başardı. Petrol ve maden başta olmak üzere doğal kaynaklarını değerlendiren Afrika ülkeleri büyümeye geçti. MOSDER Başkanı Ahmet Güleç de buna dikkat çekti. Kendilerine ilk başta "Neden Afrika?" diye çok soru sorulduğunu belirten Güleç, Afrika pazarlarının yeniden kurulduğunu vurguladı. Güleç, "Afrika’nın geleceği var. Biz olmadığımız vakit başkaları gelir. Bakın Afrika Avrupa’nın sömürgesiydi. Avrupalılar zaten oralarda vardı. Mesela Angola’nın resmi dili Portekizce. Portekiz sömürgesi gibi hareket etmiş. Dolayısıyla her şeyi Lizbon’dan Porto’dan düşünüyor. Bunları İstanbul’a getirebilmemiz için zaman ve sabır gerekiyor. Gidip gele gele Türkiye gerçekliğini kabullenecekler ve oralarda olacağız. Yani Afrika pazarları zengin, para var. Bunun getirdiği bir dönüşüm var. Bu dönüşüm varken de bizim, Türk ihracatçısının da orada olması lazım. Global krizden sonra Avrupa gibi canlı pazarlar sönmeye başladı. Biz mobilyacılar da bu nedenle gelecek vadeden, paranın ve pazarın canlı olduğu bölge olarak Afrika’yı keşfettik. Afrika’ya gittiğimiz zaman büyüyen, gelişen şehirler gördük. Bizim 20 yıl önceki halimizde gibiler. Bu yüzden bizim için pazar olmaya başladılar" dedi. 
 
Güvenlik sıkıntısı yok
 
Şimdiye kadar Kenya, Nijerya, Güney Afrika ve Angola’ya gittiklerini anlatan Güleç, Gana ve Tanzanya’da da pazar araştırmaları yaptıklarını kaydetti. Güleç, Tanzanya’dan heyet getirmeyi düşündüklerini ve Gana’ya da bir ticari fuarın yapılmasının da gündemlerinde olduğunu dile getirdi. Ahmet Güleç’e "Peki, bu ülkelere girerken çekinceleriniz olmadı mı? Ne de olsa çoğundaki savaş görüntüleri halen hafızalarımızda" diye sordum. Güleç’in yanıtı çok net bir şekilde ‘hayır’ oldu. Güleç, iç savaşı geçmişte bırakan Afrika’nın güvenliği hakkında şunları söyledi: "Afrika ülkelerinde güvenlikten çekinilmesine gerek yok. Güvenlik sorununu çözmüşler. Çünkü iç savaşlardan çok çekmişler. Bu insanlar ciddi iç savaşlar yaşayıp, nüfuslarının yarısını kaybettikleriden güven onlar için çok önemli. Özellikle gelen yabancılara karşı çok kibarlar. Yanlış yapmamak için hızlı hareket etmiyorlar. Biz sokaklarda çok rahat dolaştık ve hiçbir sıkıntı görmedik. Dil sorunu da büyük bir sorun değil" dedi.
 
Angola’da Doğtaş’ın mağaza açtığını, İstikbal’in de showroom için çalışmalara başladığını söyleyen MOSDER Başkanı Güleç, "Biz bir ülkeye gittiğimiz zaman orada adeta Türkiye’nin halkla ilişkilerini yapıyoruz. Pazarı etkileyen ne kadar tüccar, VIP insan varsa herkesi biz ziyaret ediyoruz. Davet ettiğimiz insanlara da sadece mobilya sektörümüzü değil, diğer sektörlerimizi de gösteriyoruz. Angola’da ciddi anlamda dönüşen bir ekonomi var. Eski şehirler yeniden yapılanıyor. Kentleşme hızlanıyor. Bir bakıyorsunuz gecekonduların yanında lüks binalar yükseliyor. Dolayısıyla inşaat sektörü çok canlı. Bu nedenle bizim inşaat sektörümüze ciddi anlamda iş var" diye konuştu. 
Ahmet Güleç, Angola’daki iş fırsatlarını büyük heyecanla anlatıyor. MOSDER Başkanlığı görevine gelmesinin üzerinden henüz 2 ay geçmemesine rağmen oldukça aktif. Sürekli dolaşıyor ve araştırmalar yapıyor. Güleç’in bu yoğun çalışma temposunun arka planında aslında, MOSDER’in tüm üye sanayicileriyle birlikte çizdiği vizyon yatıyor. Mobilya sanayicilerimizin Angola çıkarmasına da bu gözle bakmakta fayda var. 
 
Türkiye’yi tanımıyorlar
 
Farklı sektörlerdeki sanayicilerin Afrika’daki gelişmelerden yararlanması gerektiğini dile getiren Ahmet Güleç, Türkiye’nin bölgedeki imajının da yükseldiğini kaydetti. Güleç, şunları söyledi: "Açıkçası ne Ankara’yı ne de İstanbul’u tanımıyorlar. Bu ürünler Türkiye’den deyince şaşırıyorlar. Bize diyorlar ki ‘Tamam siz Türksünüz de, bunlar Türkiye’de mi üretiliyor?’ Evet deyince şaşırıyorlar." 
 Ekonomi Bakanlığı’yla odlukça uyumlu çalıştıklarını ifade eden Güleç, yurtdışındaki ticari ateşeliklerin kendilerine önemli yararlar sağladığını söyledi. Angola konusunda tek sıkıntılarının ulaşım olduğunu anlatan Güleç, sözlerine şöyle devam etti: "Bir tane talebimiz var. Angola’nın Ankara Büyükelçiliği açıldı ancak vize vermiyor. Vize almak için Yunanistan’a gidiyoruz. Bir de Türk Hava Yolları doğrudan Angola’ya direk uçsun istiyoruz. Çünkü direk uçmadığımızda vakit kaybediyoruz. Dubai, Paris ya da Amsterdam üzerinden Angola’ya uçuyoruz. Bu da 10 saatlik yolu 20 saate çıkarıyor. THY direk uçarsa Angola’ya ihracatımız daha da hızlı artar. Kısa bir sürede 10 kata kadar büyüyebileceğimize inanıyoruz. Bu yıl Angola’ya 1 milyon dolar ihracat yaptık. 2013’te en az 5 milyon dolar yapacağız ve bu daha da artacak."
 
MOSDER’in yeni pazarlar bulmak noktasındaki çalışmaları önemli. Mobilya dışındaki sektörler MOSDER’in tecrübelerinden faydalanabilirler. Başkan Ahmet Güleç ve ekibi, her türlü yardımı vermeye hazır. Çünkü sadece kendilerinin değil, ülkenin kalkınması için çalışmalarını sürdürüyorlar. 
 
 
Mobilya sektörü büyüyor
 
Türkiye’nin dış pazarlarda tasarım, teknoloji ve kalite ülkesi olduğunu tanıtması gerektiğini vurgulayan Ahmet Güleç, "Mesela mobilyada Avrupa’da firmalar büyümezken, biz büyüyoruz. Sektör olarak dış ticaret fazlası vermemizin sebebi de bu aslında. Daha moda, daha trend, tasarım odaklı mallar üreterek büyüyoruz. Biz bunu yapmasaydık, tasarım odaklı büyümeseydik, gittiğimiz ülkelerde belki de başka ülkelerden mallar alınacaktı. Biz bir de kaliteli ve uygun fiyata mallar üretiyoruz. Şöyle söyleyeyim, bazı ülkeler gibi şu kadar kardan aşağı mal satmam demiyoruz. Biz diyoruz ki mal satalım, az kara da olur" dedi.
Bu konularda ilginizi çekebilir