MÜSİAD'ı örnek gösterdiler TÜSİAD'a yüklendiler
MÜSİAD heyeti bugün Başbakan Yardımcısı İşler ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık'ı ziyaret etti. MÜSİAD'a övgüde bulunan İşler ve Işık üstü kapalı olarak TÜSİAD'ı eleştirdi
ANKARA - MÜSİAD heyeti, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık ve Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler'i ziyaret etti. Ziyaret sırasında MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, faiz artışından memnun olmadıklarını dile getirdi. İşler ve Işık ise MÜSİAD'a övgülerde bulundu.
MÜSİAD ilk ziyaretini Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık'a yaptı.
Işık, buradaki konuşmasında, bugüne kadar gerçekleştirilen istişare mekanizmalarını artırmak istediğini belirten Işık, "Bunu yaparken tabandaki o dip dalgayı hisseden, o dip dalganın yönetimde yankı bulmasını sağlayan güçlü sivil toplum örgütleriyle yakın işbirliği çok önemli. Sadece siz böyle yaparsanız yabancı yatırımcı gelmez sığlığından kurtulmuş, Türkiye'nin her tarafından haberdar olan, oralarda neler yaşandığını istendiğini bilen yapılarla istişare çok önemli. Bu noktada MÜSİAD'ı çok önemsiyoruz" dedi.
Yerli üretimi ileriye taşıma konusunda çalışmalar var
Işık, daha nitelikli ve katma değeri yüksek ürün ihracatına yönelmenin gayreti içerisinde olduklarının altını çizdi. Cari açığın azaltılması için ithalatı yapılan ürünlerin yerli üretimi noktasında daha fazla ne yapılacağı üzerinde yoğunlaştıklarını bildiren Işık, "Kalem kalem malları çıkarıyoruz, bu ürünlerin yerli üretimi noktasında 'daha fazla neler yapabilirizi" araştırıyoruz. Bakanlığımız uzun yıllardır sürdürülen bir çalışmayı tamamladı. Türkiye'de güçlü bir girişimci bilgi sistemimiz var. Bu sayede 2006'dan bugüne kadar firma bazında, sanal kodlarla oluşturulmuş her türlü veriye sahibiz. Önümüzdeki süreçte politikalarımızı belirlerken bu verilerden faydalanacağız" diye konuştu.
Türkiye'de sanayi üretiminde karlılık oranlarının azaldığını belirten Işık, bunun temelinde Türkiye'nin düşük ve düşük-orta teknoloji düzeyinde üretim yapısına sahip olmasının yattığını, bu noktada ciddi rekabet olduğunu ve bunun da karlılıkları azalttığını söyledi.
Işık, orta-yüksek, yüksek düzeyli ürün yapısına geçilmesi gerektiğini de vurgulayarak, bununla ilgili daha fazla neler yapılabilir noktasında çalıştıklarını dile getirdi.
Hurda teşviğinde otomobille ilgili sorumluluk Bakanlığa ait
Hurda teşviki konusunda otomobille ilgili sorumluluğun kendi Bakanlığında olduğunu belirten Işık, "Hazineye ek yük getirmeden, sektörün ve Bakanlığın kendi imkanlarıyla mekanizmayı çalıştırmak istiyoruz. Maliyeden yeni kaynak isteyerek hurda teşviki oluşturma anlayışında değiliz. Eğer böyle bir ihtiyaç duyulursa bunu istişare ederiz" dedi. Işık, Hazine kaynağı kullanmadan sektörde otomobil firmalarıyla Bakanlığın daha yakın çalışmasını istediklerini belirterek, bu noktada bir mekanizma oluşturmaya çalıştıklarını da sözlerine ekledi.
Işık, hükümetin Merkez Bankası yasasının değiştirilmesiyle ilgili bir gündemi olduğu konusunda bilgi sahibi olmadığını kaydetti.
Dış piyasalarda yaşanan gelişmelere 17 Aralık operasyonunun eklenmesiyle, Merkez Bankası'nın faiz silahını çektiğini hatırlatan Işık, şöyle devam etti:
MB, iki kötüden daha az kötü olanı tercih etti
"Sanayi Bakanı olarak faizlerin artışını hiçbir zaman olumlu bulmam. Faizin bir puan artışı, üretim üzerinde risk oluşturur. Ama dövizdeki oynaklığı üreticinin, ihracatçının ön görememesinden kaynaklanan risklerin de farkındayım. Merkez Bankası burada iki kötüden daha az kötü olanı tercih etme yoluna gitti. Faizlerin artmasının üretim üzerinde oluşturacağı baskıyı da biliyoruz fakat tüm bunların geçici olduğunun bilinmesini isterim. Türkiye bu konularda sağlam bir ekonomik yapıya sahiptir. Uçak, zaman zaman türbülansa girebilir ama bunlar her zaman geçici olmuştur. Bu türbülansın yıkıcı olmasını arzu eden bir mihrak var. Bunun farkındayız, bunu yok saymıyoruz ama biz ülkemize, sanayicimize, insanımıza güveniyoruz"
Türkiye'nin sanayi politikalarından birinci derecede sorumlu olduğunu kaydeden Işık, sürdürülebilir kalkınma ve gelişme noktasında Bakanlığının, ülkenin geleceği konumunda bulunduğunu ifade etti.
MÜSİAD, ikinci ziyaretini Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler'e yaptı.
İşler ise buradaki konuşmasında, "MÜSİAD bazı sivil toplum kuruluşlarımız gibi 'Bu ülkeye yatırım gelmez' şeklinde açıklamalar yaparak ülkemize ve milletimize kötülük yapan sivil toplum kuruluşlarından olmamıştır" dedi.
İşler, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Nail Olpak ve beraberindeki heyeti kabulünde, derneğin 1990'da kurulmasından bugüne kadar ekonomi, sanayi ve siyaset alanlarında önemli misyon üstlendiğini söyledi.
MÜSİAD'ın Türkiye ve ülke sınırlarını aşan başarılarını gururla izlediklerini ifade eden İşler, "Dernek, Anadolu insanının sesi bir kuruluş olarak yola çıkarken bugün çalışmalarıyla dünya çapında bir kuruluş haline geldi. MÜSİAD geçmişte önüne hangi engeller çıkarılırsa çıkarılsın Anadolu insanının neleri başarabileceğini ortaya koymuş bir sivil toplum kuruluşu olarak bugünlere geldi" diye konuştu.
Derneğin ekonomik dayanışma örgütü olarak yola çıkmasına karşın kendini sadece ekonomiyle sınırlandırmadığını belirten İşler, her zaman demokrasi, millet iradesi, özgürlük, hukuk devleti gibi kavramların yanında yer aldığını, antidemokratik girişimlerin karşısında durduğunu dile getirdi.
MÜSİAD'ın baskılara, üyelerine yapılan haksızlıklara rağmen "milli irade, demokrasi, hukuk devleti, hak ve hürriyetler" dediğini anlatan İşler, "Bunu 28 Şubat sürecinde de gördük. 27 Nisan e-bildirisinden sonra da gördük. Şimdi de aynı şekilde asil duruşunu görüyoruz" dedi.
Derneğin her zaman demokrasiden, haktan, hukuktan yana tavrını ortaya koyduğunu ifade eden İşler, şunları kaydetti:
[PAGE]
"Sizler bazı ekonomik sivil toplum kuruluşları gibi gazetelere ilan vererek iktidarı devirme gayretine girmediniz. Aksine gazetelere verdiğiniz ilanlarla milli iradeye darbe vurmak isteyenlere karşı çıktınız. Gazetelerle verdiğiniz ilanlarda 'Milli iradenin gücüne yürekten inanıyor, her meselenin milli iradenin arzusu istikametinde çözümünü savunuyoruz' diyerek milli irade karşıtlarına en güzel cevabı verdiniz. MÜSİAD bazı sivil toplum kuruluşlarımız gibi 'Bu ülkeye yatırım gelmez' şeklinde açıklamalar yaparak ülkemize ve milletimize kötülük yapan sivil toplum kuruluşlarından olmamıştır. AK Parti iktidarları döneminde ülkemize 120 milyar dolar küresel sermaye girişi olmasına rağmen 'Küresel sermaye bu ülkeye gelmez' söylemleri içinde bulunmadınız.
Bağımsız bir kuruluş olan Merkez Bankasının faiz artırımı kararına destek veren ekonomik sivil toplum örgütlerinin aksine 'Umarım ülkemiz tekrar yüksek faiz düşük kur sarmalına girmez' diyerek tepki gösterdiniz. Sizleri demokrasi yolunda, milli irade yolunda, hak ve hürriyetler yolunda gösterdiğiniz çabadan dolayı kutluyorum."
"Makroekonomik dengelerin ne kadar sağlam oturduğunun göstergesi"
İşler, 17 Aralıkla başlayan süreci, ekonomik kriz çıkarma girişimi olarak gördüğünü dile getirdi.
AK Parti döneminde 11 yılda zaman zaman siyasi krizler çıkarılmak istendiğini ancak başarılı olunamadığını belirten İşler, "Bunu 'Acaba ekonomik kriz çıkarır da buna müteakip bir siyasi krizle AK Parti'yi hükümetten uzaklaştırabilir miyiz, Tayyip Erdoğan'dan kurtulabilir miyiz' operasyonu olarak değerlendiriyorum" diye konuştu.
"Bu operasyonun görünen hedefi Sayın Başbakanımız ve AK Parti Hükümeti olmakla birlikte görünmeyen hedef Türkiye'dir" ifadesini kullanan İşler, Türkiye'nin gelişmesi, kalkınması, büyümesinin engellenmek istendiğini söyledi.
Türkiye'nin bugüne kadar ekonomik büyümesinin önündeki en büyük engellerden birinin terör olduğunu anlatan İşler, terörün de son bir yıldır çözüm süreciyle hal yoluna girdiğini kaydetti.
Türkiye'nin 2023 hedeflerine koşar adımlarla ilerleyeceğini belirten İşler, "Türkiye'nin ilerlemesi, gelişmesi, büyümesi, kalkınması belli ki bu dönemde, son 11 yılda birilerini ciddi şekilde rahatsız etmiş. Maalesef bir takım dış mihraklar ve bunların içerideki uzantıları Türkiye'yi karıştırma operasyonuna kalkıştılar. Ama milletimizin iradesine, sağduyusuna güveniyoruz" ifadesini kullandı.
Başbakan Yardımcısı İşler, sözlerini şöyle tamamladı:
"Yaşanan süreç bize şunu gösterdi ki 2002'deki o kırılgan, zayıf, güçsüz ekonominin 2014 yılına geldiğimizde ne kadar güçlendiğini gördük. Biz ekonomimizin gücünü bu yaşanan olaylarla da test etmiş olduk. Çok şükür borsa da kısmi bir düşüş olmakla birlikte, dolarda, döviz kurlarında oynamalar olmasına rağmen ülkemizin ekonomisi sapasağlam ayakta durabilmekte. 11 yıl içinde makroekonomik dengelerin ne kadar sağlam oturduğunun güzel bir göstergesi oldu."
"Faiz artırma kararından rahatsızlık duyduk"
MÜSİAD Başkanı Nail Olpak da Türkiye'nin yaşadığı bu süreçte kendilerine düşen sorumluluğun farkında olduklarını, şimdiye kadar olduğu gibi "yalnız kalma pahasına" doğruyu söylemeye devam edeceklerini belirtti.
Son 10 yıllık süreçte daha büyük siyasi ve ekonomik krizleri aşan Türkiye'nin bu krizi de atlatacağını ifade eden Olpak, "Yapılanlara teşekkür etmenin, ahde vefanın gereği olduğunu düşünüyoruz. 10 yıl öncesini hatırladığımız gibi 1,5 ay öncesini de çok net hatırlıyoruz. Bu ziyareti 15 Aralık'ta yapmış olsaydık, bugün konuştuğumuz negatif unsurların hiçbirisinin yan yana gelmediği, imrenilen bir ekonomik tabloyu konuşuyor olacaktık. Ne olduysa suni bir gündemle maalesef bugünlere gelindi" diye konuştu.
Faiz konusunda da görüşlerinin net olduğunu vurgulayan Olpak, Merkez Bankasının aldığı faiz artırma kararından rahatsızlık duyduklarını dile getirdi. Olpak, ayrıca bu ekonomi içerisinde yatırım yapma iddiasında bulunanların, faiz artışını nasıl doğru bulduğunu hayretle karşıladıklarını bildirdi.
Avrupa'daki MÜSİAD teşkilatlarının, Türkiye aleyhine yurt dışında sürdürülen propagandalara karşı çalışmalar yaptığını belirten Olpak, "Kurulduğumuz günden beri söylediğimiz bir şey var. Bu ülkenin yararına, bu milletin yararına olan ne varsa onun yanında duracağız, karşısında olan ne varsa biz de onun karşısında olacağız" dedi.