Negatif faizden kaçan Avrupalı bankalar Türklere mudi oldu!

İş Yatırım Genel Müdürü Erdal Aral, negatif faiz dönemi yaşayan Avrupa’da getiri arayışının arttığına dikkat çekti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ECE CEYHUN

Ekonomisini canlandırmak için faizleri negatif bölgeye çeken ECB, Avrupalı bankaları Türk bankalarına mudi yaptı. İş Yatırım Genel Müdürü Erdal Aral, “Dünyada faizlerin negatif olması nedeniyle kısa vadede bankalara bir akım söz konusu. Avrupalı bankalar ellerindeki fazla likiditeyi ECB’ye götürseler negatif faiz alacaklar. Onlar da güvendikleri Türk bankalarına getiriyorlar” dedi. 

İş Yatırım Genel Müdürü Erdal Aral, bir grup gazeteciyle yaptığı basın toplantısında piyasaların odağında Fed olsa da diğer merkez bankalarının yaptıkları hareketlerin etkilerinin de hissedildiğini anlattı. Aral, “Fed’in faiz artırım sürecine yönelik beklentiler dalga yaratıyor ama negatif faiz ile yaşayan ülkelerdeki fonlar da getiri sağlamak için kendisine yer arıyor. ECB’nin negatif faiz vermesi Avrupa’nın büyük bankalarının, fazla likiditelerini Türkiye’ye park ettiriyor” diye konuştu. 

Aral, eskiden tahvil, bono ve hisse senedine gelen fonların artık bu tip varlıklar yerine mevduat adı altında ülke ve banka baktığını aktararak burada da Türk bankalarının ayrıştığına işaret etti. Aral, bunun Türk bankaları açısından da orta vadeli bir kaynak olduğunu da belirterek bunun yabancı bankalar açısından getiri Türk bankaları açısından da bir nevi maliyet düşürücü kaynak anlamına geldiğine de işaret etti.

Nitekim Merkez Bankası’nın haftalık para-banka istatistiklerinde 20 Mart itibariyle yurtdışında yerleşik bankaların mevduatı 7 milyar dolar olarak görünüyor. 

Carry’de yeni gözde Danimarka Kronu 

“Yatırımcı davranışlarında bu yıl farklılıklar var” diyen Aral, son dönemde Alman Borsası DAX ve petrole olan ilginin de arttığına değindi. Uluslararası tahvil piyasalarında ise Alman ve Amerikan tahvillerinin ön plana çıktığını aktaran Aral, “İsviçre Frangı, euro bandından çıkıp, iki para birimi arasındaki sabitlik kırıldığından beri Euro/Danimarka Kronu’na olan ilgi arttı. Yeni carry trade parası kron oldu” dedi. Aral, portföy yatırımı anlamında Türk yatırımcıların ‘çok düştü’ diyerek ufak rakamlarla Rusya ve Yunanistan varlıklarına ilgi gösterdiğini de söyledi. 

Aracı kurumlarda konsolidasyon yılı 

Erdal Aral, bu yıl aracı kurumlar için ‘konsolidasyon’ yılı olacağını da söyledi. Sektörden çıkmak isteyen sermayedarın artacağına değinen Aral, İş Yatırım olarak ise hem organik büyüdüklerini hem de inorganik büyümek için bir fırsatlara bakmayı ihmal etmediklerini aktardı. 

440 bin yeni müşterisi olacak 

Aral, bu yıl 30 Haziran itibariyle yürürlüğe girecek yeni düzenlemenin de kendileri için önemli bir kaldıraç olacağına da değindi ve şöyle konuştu: “30 Haziran itibariyle banka aracı kurumlarına bankadaki pay senedi hesapları devredilecek. Yani İş Bankası’ndaki pay ve hisse senedi olan yatırımcılar İş Yatırım’da hesap açacaklar. Bu bizim için çok büyük bir potansiyel. Biz bunun hazırlığını 1 yıldan beri yapıyoruz. Son provayı nisan ayında yapacağız. Sermaye piyasalarını seven yatırımcı kitlesi aracı kurumlara gelecek. 440 bin yeni müşterimiz olacak.” Aral’ın verdiği bilgiye göre İş Yatırım’ın müşteri sayısı 50 bin civarında. 

2.90 TL’nin üzerindeki kur gösterge panelini bozuyor 

İş Yatırım Genel Müdürü Erdal Aral, kurum olarak bu yıl için piyasa göstergelerindeki beklentilerinin dolar/TL’de 2.60 TL, euro/dolar paritesinde 1.1000, Borsa İstanbul 100 Endeksi’nde en yüksek 95 bin ve gösterge tahvil faizinde de yüzde 8-8.5 olduğunu anlattı. Aral’a bu yıl için felaket senaryosunu sorduğumuzda ise 2.90 TL ve üzerindeki bir kur seviyesinin Türkiye’nin temel makro ekonomik göstergelerini bozucu etkilemeye başladığına değinerek, “Gündemde faiz indirimi var ama Türkiye için kur çok önemli bir değişkendir. Kurda, Fed ve parite etkisiyle başlayan yukarı yükselişler bankaların sermaye yeterlilik rasyosundan enflasyona kadar pek çok göstergeyi bozucu negatif etki yaratıyor. Türkiye’de dolar yükseldikçe tüketici güveni bile düşüyor. Bunun tedavisi kurdan enflasyona geçişkenliği azaltmak ama bunu çözmek içinde katma değerli ürün üretiyor olmak gerekiyor. Yönetemediğimiz paritedeki ataklar artar, Fed faiz artırım sürecine girer ve CDS’lerdeki bozulma sürerse Merkez Bankası faiz artırmak zorunda da kalabilir” diye konuştu. 

Herkes kendini ‘hedge’ etse bu kadar dolar takip edilmez 

Erdal Aral, herkesin ‘ne olacak bu doların hali?’ diye sormasını da ‘hedge’-korunma ürünlerinin yaygın bir şekilde kullanılmamasına bağlıyor. “Bize bir şey olmaz’ diyoruz ama oluyor” diyen Aral, “Hedge mekanizmaları kullanılsa bu kadar dakika dakika kurun ne olduğu takip edilmez” ifadelerini kullandı. Kur riski olan şirketlerin en azından sepet yapması gerektiği tavsiyesini veren Aral, “Ayrıca şirketler bu yıl kontrollü bir şekilde yatay büyümeyi ya da küçülmeyi de gündemlerine almalı” dedi. İş Yatırım olarak bu yıl yüzde 3.5 büyüme beklediklerini ama bu tahminin yüzde 3’e revize edebileceklerini de aktaran Aral, “Bu yıl başından beri gelen ilk veriler kuvvetli bir ekonomi sinyali vermiyor” ifadelerini kullandı.

Satın almada yeni yabancı Asya’dan geliyor 

Türkiye’ye satın almada yabancı ilgisi 2008 öncesinde çok yoğun Avrupa Birliği ülkeleriyken şu anda Asyalı yatırımcılara kaydığına da işaret eden Erdal Aral, “Yatırımcıların daha çok Japonya, Çin ve Malezya kökenli olduklarını görüyoruz” dedi. Aral, son yıllarda giren ve doğrudan yatırımcı olan yabancının da kur yükselişinin sermayede yarattığı erime nedeniyle mutsuz olduğunu da anlatırken bir bekle-gör havasının hakim olduğunu da aktardı. Aral, “Türkiye’ye girmek isteyen yeni yabancı yatırımcı da bu kur seviyesi fırsat mı araştırmasını yapıyor. Alış için çok hevesli yatırımcı yok. Zaten son 3 ayda halka arzlarda blok hisse alımına da hevesli olmadıklarını gördük” açıklamasını yaptı.