O çirkin yapılara artık yer yok
KAYSERİ'den / Mahmut SABAH
"Bizim Erciyes rüyamız, Avrupa'daki kış turizm merkezlerinin örneğini Kayseri'ye taşıyarak, Erciyes kayak merkezini dört mevsim turizm canlılığının yaşanacağı merkez haline getirmektir" diyecek ve de "Bundan böyle hatalı yapılaşmaya kesinlikle prim verilmeyecek" diye ekleyerek, Erciyes'te doğal güzelliklerle çelişen yapıların boy göstermesine daha fazla müsamaha gösterilemeyeceğinin altını çizecekti.
Bu sözler; Erciyes'i dünyanın sayılı kış turizm merkezlerinden biri haline getirmeyi kafasına koyarak, dağda "turizm master planı" seferberliği başlatan Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'ye aitti. Anlaşılan; Erciyes'in yeniden yapılandırılması için sadece kolların sıvanmasıyla yetinilmeyecek, yıllar yılı orada görüntü kirliliği yaratarak görenlerin içini karartan yapılar da ortadan kalkacaktı…
Başkanın sözünü ettiği "Erciyes düşü" gerçek olma yolunda. Zira Kayseri, Erciyes Kış Sporları Turizm Merkezi'nde etap etap başlatılan yatırımlarla, turizm sektöründe artık yeni bir sayfa açmaya hazırlanıyor. Tabii, bunu yaparken de, bir zamanlar "turizmi teşvik" adına, kayak pistlerinin hemen yanı başında yükselmelerine izin verilen çirkinlik anıtı beton yapıları ortadan kaldırarak…
Erciyes'te yıkım işi, "master plan" öngörüsüyle çelişen binalardan başladı. Önce, mülkiyeti Kaytaş'a ait Erciyes Dedeman Oteli yıkıldı. Bunu, soğuk yüzlü, öteki bazı yapıların yerle bir edilmesi izledi. Sırada, başka yapılar da var.
Dönemin Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca, Tekir Yaylası'nda uygulanan "Turizm Yerleşim Planı" sadece kent halkının değil, yerel yönetimlerin de tepkisine yol açmış, bir olup - bitti havası içinde hazırlanan planın iptali istenmişti. Nitekim zamanın Valisi Rıdvan Yenişen, o tarihlerde bakanlık koltuğunda oturan Abdülkadir Ateş'in kapısını çalarak, "Kayak pistleri ile şehre içme suyu veren kaynaklar plana göre yerleşim alanı içinde kalıyor. Bu, hem Erciyes hem de Kayseri için çok sakıncalı. Tesis yapımı için daha uygun alanlar var…" diyecek, ancak huzurdan "Planı uzmanlarımız hazırladı. Bürokratlar bu işten anlamaz. Siz işinize bakın…" türü bir nasihat alarak ayrılmak zorunda kalacaktı.
Söz konusu yapılaşmaya ilişkin görüşlerimizi, biz de zaman zaman yazıya döküp, "Eğer Erciyes'te yeni bir kimlik arayışı içine girilecekse, bu arayış doğal bütünlük korunarak yerine getirilmelidir" demeye çalıştık. Zira, 'Kayseri ve Erciyes bir bütündü. Bu tarihsel ve doğal bütünlük, birlikte planlanmalı ve gözetilmeliydi. Tekir Yaylası, kentsel yaşamın ortak değeri idi. Dolayısıyla ekolojik değerleri bozulmadan ve de planlanarak ele alınmalıydı. Bu hedeflere ulaşabilmek için de, Erciyes Turizm Planlaması, 1980'lerin 'dediğim dedik' dayatmasından kurtarılmalı, çevreye duyarlı yeni bir vizyonla gündeme getirilmeliydi.
Biline ki, Erciyes'te doğru yapılaşma, doğru turizm demek. Daha çok turizm geliri demek. Var olan zenginliği çoğaltmak yerine, mevcudu yok etmek, turizmi yok etmek demek. Artık, orada zaten var olan değerlere yeni değerler katabilmenin uğraşı veriliyor. Umarım, bu uğraş boşa gitmez.