Obama'nin Çin'deki yankıları

Cihan UĞUR / Şanghay Fudan Üniversitesi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Amerika'daki heyecanlı seçim maratonu sona erdi; yeni başkan Barack Huseyin Obama oldu. Bazı oyların Obama'ya verilmişken Şahin McCain'e yazılmış olması gibi küçük olayların dışında, "nasıl olsa Şahinler kazanacak" diyerek antidemokrasi paranoyacılarının korkuları boşa çıktı. ABD'de tarihi bir olay yaşandı ve Beyaz Saray'a "Siyah Başkan" geçti. ABD'de demokrasinin zor sınavı başarıyla geçilirken dünyanın dört bir yanından da bu demokrasi sınavına ilgi büyüktü. ABD gibi dünyanın jandarması bir ülkenin politikaları tabii ki başkanın kim olduğuna göre şekil değiştirecek değildi; ama dünyanın dört bir yanından insanlar temsili bir hüviyette de olsa demokrasi taraftarı ve tarihe ilk olarak geçecek birinin seçilmesinden yanaydı.

Çin'de de ABD seçimlerine ilgi büyüktü. Seçimler öncesi taraflarla ilgili "yanlı" görüş belirtecek her türlü beyanlardan kaçınılsa da yorumların yine de hafiften Obama'ya yakın olduğu seziliyordu. Seçimlerin sonucu ise Devlet Merkez Televizyonları Haber Kanalı'nda ve tüm gazetelerde yoruma açıldı. Çin'in en saygın üniversitelerinin Sino-Amerikan ilişkileri uzmanları Obama'nın seçilmesini değerlendirdi. Çinli uzmanlar Çin ve ABD gibi iki büyük ülkenin ilişkilerinin başkanın kim olduğuna göre şekil değiştirmeyeceği, oturmuş bir yapı ve süreç olduğu, büyük çoğunluğu itibariyle Çin ve ABD arasındaki ilişkilerde bir farklılaşma olmayacağı yönünde görüş birliğindeler.

Yeni başkanı başta ABD merkezli global ekonomik krizin çözümü gibi büyük bir problemin beklediğini, bunun tüm dünya ülkeleri açısından önemli olduğu gibi Çin açısından da önemli olduğu vurgulandı. Obama'nın Müslüman olma olasılığı üzerine ABD'de ve ülkemizde ciddi spekülasyonlar yapılırken Çin merkezli haberlerde bu konuya değinilmedi. Obama'nın Çin'i, Çinliler'i ve Çin'in hassasiyetlerini diğer ABD başkanlarına göre daha iyi biliyor olması Çin için olumlu bulundu. Zira Obama ABD'de Çinli göçmenlerin (Huaren) yoğunlukta olduğu bölgelerde yaşamış ve Çin'e ait birçok ögeyi görmüştü. Başta Tayvan meselesi gibi Çin'in en hayati saydığı meselelerde Çin'in hassasiyetlerini bildiğini ve Çin-Tayvan iki liman arası ilişkilerin gelişmesine katkıda bulunacağını açıklamış olması Çin tarafının olumlu bulduğu başka noktalardan.

Çin ve ABD arasındaki ekonomik ilişkiler son 2 yılda kota krizlerinden ötürü bir ölçüde sekteye uğramıştı. Obama'nın Çin-ABD ekonomik ilişkilerinin gelişmesi için gerekli düzenlemelerin yapılacağını söylemesi Çin tarafında kotaların kalkması veya en azından azalması adına bir "göz kırpma" olarak nitelendirildi ve Tayvan meselesinden sonra en olumlu karşılanan nokta oldu.

Çin'in, Obama'nın seçilmesini çekinceyle karşıladığı noktalar da yok değil. Zira Obama'nın demokrat kimliği, tüm dünyada savaş bölgelerinin en kısa zamanda demokratik yapıya kavuşturulması gerektiği yönündeki açıklamaları, Çin'e insan hakları-azınlık hakları gibi noktalarda yönelttiği eleştiriler Çin'in ABD'deki yeni dönemde başını ağrıtabilecek noktalar olarak değerlendirildi. Zira Tayvan meselesinde Çin'in hassasiyetlerine saygılı, ekonomik ilişkileri geliştirmeye meyilli bir ABD Başkanı'nın Çin'i insan hakları ve azınlık hakları gibi konularda eleştirecek olması, Irak'ta dünyanın en büyük ayıplarını işleyen Bush'unkine göre dünya kamuoyunun dikkatini daha fazla çekecek ve Çin'i bu konularda adım atmaya daha fazla zorlayacaktır. Çin hükümeti bu hassas konularda ciddi çalışmalarda bulunuyor olsa da Obama'nın gelişiyle belki biraz daha hızlı adımlar atabilir.

Çin-ABD ilişkileri geleceğin sekillenmesi adına çok önemlidir ve belli bir raya oturmuş şekilde ilerlemektedir; başkanın kim olduğuna da göre çok büyük değişiklik arzedecek değildir. Bunun yanında, ABD'nin 44. başkanı, tabuları yıkarak dünyada demokrasinin gücünü artırmasına vesile olmuştur. Dünyanın çok farklı bölgelerinde de tabuların yıkılıp demokrasi ümitlerinin yeşermesine fayda sağlayacak örnek uygulamalar yapması ümidiyle...