Okula dönüş kabus olmasın

Uzun bir yaz tatilinin ardından milyonlarca öğrenci okul için geri sayıma başladı. Peki, pek çok çocuk için özgürlük anlamına gelen tatilin bitmesi nasıl duygusal değişimler meydana getiriyor?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

 
İSTANBUL - Okulların kapanması ile başlayan uzun yaz tatilini birçok öğrenci, ya aileleri ya da aile büyükleri ile dinlenerek, eğlenerek geçirdi. Yurt içi ve yurt dışında yaz kamplarına, okullarına giderek; spor, sanat, yabancı dil etkinliklerine katıldı. Denizin, havuzun, güneşin, sokakların keyfini çıkardı. Çoğunluğu, istedikleri saatte yatıp, istedikleri saatte kalktı. Yemek düzenlerini değiştirdi. Ancak tatil yakında sona eriyor. Üç ay boyunca öğrencilerin alıştığı özgürlük günleri bitiyor. Düzen, program, çalışma demek olan "okul dönemi" artık kapıda.
 
Bilinen yeni düzene geçişte çocuklarda, okulun başlamasıyla ilgili davranışsal ve duygusal sorunlar görülebildiğini anlatan DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü Çocuk ve Genç Bölümü Uzman Psikolog Şeyda Özdalga; ödevlerini erteleyen, yapamayan, arkadaş ilişkileriyle ilgili sosyal sorun yaşayan, akademik başarılarıyla ilgili öğrenme, dikkat problemi olan, öğretmenle ve okulla ilgili olumsuz anıları olan çocukların, şikâyetlerini dile getirmeye başlayabileceklerini belirtiyor.
 
Özdalga, "Yaz tatili boyunca çocuklar, televizyonun kumandasına daha çok sahip oldu, bilgisayar oyunlarıyla daha sınırsız oynadı. Bazıları tatil ödevlerini hemen bitirdi, bazıları bitirmek üzere, bazıları ise sonraya ertelediği için yetiştirememe telaşında. Bu nedenle; yüklü bir sınav temposuna hazırlananlar, tatilin eğlencesine doyamayanlar, isteksizler ve dersler, arkadaşlar, okul, öğretmenler gibi konularda endişe taşıyanlar bu dönemde sıkıntı yaşayabiliyor" diyor.
 
Uyum sağlamanın da kuralları var…
 
Keyifli ve rahat dönemden, sınır, disiplin, kurallar, sınav maratonu dönemine geçişte uyum sağlamanın da bazı koşulları olduğunu anlatan Özdalga, "Öğrencilerde görülebilecek, derslere adapte olamamak, dikkat, konsantrasyon ve ders performansıyla ilgili davranışsal sorunlar ile öfke, yorgunluk, isteksizlik gibi duygusal sorunların düzenlenmesi bazı koşullara bağlıdır. Okulu ve dersleri sevmeyenler, öğrenme, dikkat ve sosyal sorunlar yaşayanlar; okul kaygısını ve fobisini daha çok yaşamaktadır. Tatilde, planladıkları gibi hem dinlenip hem eğlenenler hem de ödev sorumluluklarını yerine getirenler daha rahat olurlar" diyor.
 
Uzun yaz tatili sonunda öğrencilerin; okulunu, arkadaşlarını, öğretmenlerini, sınıfını merak ettiğini, özlem gidermenin ve tatil anılarını paylaşmanın heyecanını da yaşadığını anlatan Özdalga, "Çocuklar bu dönemde, yavaş yavaş sıkılmaya başlayıp boş geçen zamanlarının yerine, okul dönemi boyunca uygulayacakları yeni kararlar almaya da başlar. ‘Arkadaş ilişkilerine daha dikkat edilecek, dersler daha dikkatli dinlenecek, ödevler daha düzenli yapılacak, sınav maratonu için hedeflere uygun çalışılacak’ gibi kararlar, onların okula uyum süreçlerinin destekleyicisi olur" diyor.

Peki, tatil sonrası en az birkaç hafta süren uyum sürecinin öncesinde ve sonrasında aile, öğrenci ve öğretmenler nelere dikkat etmeli? İşte DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü Çocuk ve Genç Bölümü Uzman Psikolog Şeyda Özdalga’nın önerileri…
 
Okul dönemi saatine bedenin alışması için yatma ve kalkma saatleri; aşamalı olarak okul dönemindeki düzene sokulmalıdır.
Okul kıyafetleri, kırtasiye ihtiyaçları öğrenci ile birlikte seçilerek, keyifle alınabilir.
Tatil ödevlerini bitirmek, okula hazır hissetmesine yardımcı olacaktır.
Ailelerin okul ile ilgili yorumları olumlu olursa, öğrencilerde bu bakışı benimsemeye alışır.
Yeni okula başlayanlar, okulu önceden ziyaret edebilir.
Son hafta, yazlık evden kışlık eve dönülmesi uygundur.
Alınan kitapları, kırtasiye malzemelerini, odasındaki masa ve dolaplara kendisinin yerleştirmesi teşvik edilebilir.
Odasında ve çalışma masasında daha çok zaman geçirebileceği aktiviteler yapabilir.
Bir üst sınıfın kitaplarından, işleyeceği konuları gözden geçirebilir.
Okul başladıktan sonra dersler ve günlük yaşam programlanabilir.
Ders temposu her gün arttırılarak, ders çalışma veriminin de artması sağlanabilir.
İstek olmasa da derse oturmak, derse başlamak öğrenciye yardım edebilir.
Unutulan konularla ilgili paniklemeden, hatırlatıcı kaynaklardan yararlanılabilinir.
Öğrencinin, aldığı yeni kararları odasında her zaman görebileceği bir yere yazıp asması, uygulamasına yardımcı olabilir.
Öğretmenler ilk haftalarda daha esnek ve toleranslı davranabilir.
Televizyon ve bilgisayar oyunlarını, ödev sonrası kendilerine ödül olarak vermeleri, sorumluluklarını ertelemelerini önleyecektir.
Devam eden akademik ve duygusal sorunların tespiti ve terapisi için bir uzmandan yardım alınabilir.