”Operasyon İstanbul'da bir ilk ”
İstanbul Valisi Muammer Güler Bostancı'daki operasyon için İstanbul'da ilk kez bu kadar çok mühimmatın bulunduğu bir yere operasyon gerçekleştiğini söyledi.
İSTANBUL - İstanbul Valisi Muammer Güler, kentte ilk kez böylesine çok cephanenin bulunduğu bir operasyon gerçekleştirildiğini bildirdi.
Güler, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde düzenlediği basın toplantısında, öncelikle eksik veya yanlış bilgiye, uzmanların yanlış değerlendirmelerine veya uzmanlık sahasına girmeyen bazı kişilerin, kendilerini uzmanmış gibi kamuoyunda takdim ederek, bu operasyonun şartlarını bilmeden veya değerlendirmeden eleştiri yaptığına dikkati çekti.
Her operasyonun kendi içinde bir ders niteliğinde olduğunu dile getiren Güler, "Her operasyonun kendi yeni şartları, gidilen mekanın, içerideki teröristlerin sayısının, içerideki kişilerin yaş durumu itibariyle sayılarını, bulunulan mekanla ilgili sağlık, itfaiye, trafik gibi değişik durumların veya eş zamanlı operasyon gerektiren bütün unsurların hepsini bir araya koyduğunuzda bunların hepsi farklı değerlendirmelerdir" dedi.
Güler, bu değerlendirmeler içerisinde bir eksik varsa, bunların hizmet içi eğitimlerle ele alınıp değerlendirmesinin yapılacağını vurguladı.
"Güvenlik şeridi" ile "güvenlik bölgesi"nin aynı kavramları ifade etmediğini belirten Güler, "Güvenlik şeridinin dışı güvensiz bölgedir, güvenlik şeridinin içi güvenlikli bölgedir diye ayrım yok. Güvenlik şeridi delillerin kaybolmasını önleyecek, ekiplerin rahatlıkla operasyon yapmasını sağlayacak, operasyon sırasında lojistik ikmali, gerektiğinde sağlık, itfaiye ve ulaşımla ilgili rahatlık sağlayacak bir bölgedir. Olaya göre, zamana göre, operasyonun konumuna göre değiştirilir" diye konuştu.
96 Metrelik güvenlik şeridi
Vali Güler, dünkü operasyonun yapıldığı yerin, çok yoğun şekilde apartmanların yer aldığı bir bölge bulunduğunu ifade ederek, orada şimdiye kadar kullanılan güvenlik şeridinin en uzununun tatbik edildiğini ve 96 metreye kadar uzanan bir güvenlik şeridinin söz konusu olduğunu vurguladı.
"Güvenlik şeridi seçtiğiniz bölge, eğer çatışmanın gerçekleştiği dairenin baktığı bir yerse, güvenlik şeridinin arkasındaki bölge de güvenlikli bölge değildir. Yani o dairenin arka taraftan ve ön taraftan gördüğü alanın tamamı güvensiz bir bölgedir" diyen Güler, güvenlik şeridinin makul bir yere kadar çekildiğini söyledi.
Güler, asıl çatışmanın binanın ön yüzünde meydana geldiğini, bombanın oraya atıldığını ifade ederek, arka cephede de polis ekiplerinin konuşlandığı yerin, dairenin görmeyeceği şekilde veya araçlar siper alınarak yapıldığını, vatandaşların orada bulunmaması için de devamlı ikazda bulunulduğunu kaydetti.
Bunları oradaki herkesin gördüğünü, ancak bu ikazlara rağmen güvenlik şeridinin dışında yaralanmaların olduğunu dile getiren Güler, şöyle konuştu:
"Zaman zaman sağlık ekipleri için, itfaiye için veya orada bulunan yaşlıların nakli için kontrollü bir şekilde sokağın arka kısmı trafiğe açılmıştır. Ama ön kısmında trafik tümden kapatılmıştır. Yani şimdiye kadar en çok trafiğe kapatılan bir yöntem uygulanmıştır. Alınan istihbari bilgiler ışığında apartmanda başka kişilerin olduğu bilgisi önce bizde vardı. Çünkü o dairede yaşayan bir çiftin bir çocuklarının da olduğu biliniyordu. Ancak çatışmadan sonra onların orada bulunmadığı, hemen çatışma devam ederken, o bayan ele geçirilmiş olması (o da gözaltına alınan kişilerden bir tanesi) ve çocuğunda dışarıda olmasından sonra o dairede çocuğun olmadığı tespit edilmiştir."
Güler, apartmanın boşaltılmadığı iddiasının geçerli olmadığını belirterek, o dairenin bulunduğu kattan hiç kimsenin inme imkanının olmadığını, sürekli şekilde kapıdan ateş açıldığına dikkati çekerek, bir üstteki apartman sakinlerinin daha yukarıdaki katlara çıktığını, çünkü operasyon sırasında kimsenin iniş ve çıkışına imkan olmadığını, sürekli ateş edildiğini ve bomba atıldığını bildirdi.
Teröriste ait telsiz
"İlk kez böylesine çok cephanenin bulunduğu bir operasyon gerçekleşmiştir" diyen Güler, masadaki bir telsizi basın mensuplarına göstererek, teröristin "İçeride çok sayıda cephanesinin olduğunu, bunu kullanılacağını, hatta teslim olmayacağını, hatta örgütün yasa dışı mesajlarını da bu telsiz marifetiyle söylemiştir. Bu, teröriste ait bir telsizdir. Polise ait bir telsiz değildir. Bu, kısa alan frekanslarına ayarlanarak, polisin oradaki kullanılan telsiz muhaberesine girilerek yapılıştır" ifadesini kullandı.
Güler, operasyon için en makul zamanlamanın kullanıldığını belirterek, yanlış zamanda bomba kullanılması, hedef gözetilmeksizin binanın önünden ve arka cephesinden ateş açılması karşısında, teröristin bir an önce etkisiz hale getirilmesi ihtiyacı hissedildiğini belirtti.
Bazı basın organlarında, operasyonun "Çok beklendi", bazı basın organlarında ise "Az beklendi" gibi değişik yorumlarında bulunduğunu hatırlatan Güler, "İçerinin durumu tespit edilmeden bir müdahale başlangıçta düşünülmemiştir. Bitişik bir daireden delik açılmak suretiyle girme hedefi, tarzı, davranışı da teröristin o açılan delikten bomba atılması neticesinde bitişik dairede yangın çıkmasına sebep olmuştur. Bununla ilgili her türlü imkan denemiştir" dedi.
Çelik yeleklerde mermi izleri
Vali Güler, polislerin hepsinde yeterli teçhizatının olduğunu, hem de çok kısa süre önce çelik yeleklerin büyük çoğunluğunun değiştirildiğini anlatarak, "Çünkü arkadaşlarımızın bir kısmı, şu anda yaralı olan arkadaşlarımızın bir kısmının çelik yeleklerinin üzerinde Kalaşnikof mermilerinin isabet ettiği de tespit edilmiştir. Şu andaki yaralı arkadaşlarımız, eğer yelekleri olmasaydı şehit olabileceklerdi. Yaralamalar çelik yeleklerin bulunduğu, hem de 2 katlı çelik yeleklerin alt bölgelerine isabet etmiştir. Maalesef şehidimiz yüzünden aldığı bir mermi ile hayatını kaybetmiştir" diye konuştu.
Güler, bu tip operasyonlarda bilgilendirmenin çok önemli olduğunu, bu konuda bir eksikliğin bulunmadığını söyledi.
Haber atlama çabaları
Basın mensuplarının alanın içine girme gayretlerinin de tespit edildiğini vurgulayan Güler, basın mensuplarının haberleri almak için büyük bir çaba içerisinde olduğunu ve çoğunun, bizzat il emniyet müdürünün çok yakın bir seviyesine gelmelerine rağmen, çıkarılmak durumunda kalındığını bildirdi.
Güler, bu konuda kurallara uygunluk konusunda hepsinin tam olarak kurallara uyduğunu söyleyemeyeceğini, bu konuda haber atlatma veya habere yakın olmak gibi çabalarından kaynaklandığını değerlendirdiklerini belirtti.
"İstihbari eksiklik ve çelik yelek kullanılmadığı" yönünde eleştirilerin olduğunu dile getiren Güler, şunları kaydetti:
"Yakın çevredeki elemanlarımızın hepsinde çelik yelek vardı, bunu öncelikle belirtmek istiyorum. Trafikle ilgili orada alınabilecek en yoğun tedbir alınmıştır. Orada binlerce insan, çocuk, yaşlı, genç, okula gidecek olan, hastaneye gidecek olan insanlarla ilgili bütün talepler değerlendirilmiştir. Bütün konular değerlendirilmiştir. Apartmanın doğalgaz, su ve elektrik gibi bütün bağlantılarının hepsi gözden geçirilmiştir."
Güler, operasyonla ilgili düzenlenen 15-16 hedefin 4 tanesinde yoğun şekilde silah ve mühimmata rastlanmasının örgüt mevkilerinin, bu yerlerde olmasının istihbaratın ne kadar doğru olduğu gerçeğini ortaya çıkardığını sözlerine ekledi.
"Lider kadronun çökertilmesi başarıdır"
İstanbul Valisi Muammer Güler, "Bir örgütün lider kadrosunu çökertmek, hazırlandığı eylemleri önlemek, ona vurulacak en büyük darbedir. O anlamda başarılı bir operasyondur" dedi.
Güler, hiç kimse için "Dört başı mamur, hiçbir eksik yok, her şey günlük gülistanlık" demenin mümkün olmadığını söyledi. Güler, "Bu operasyonla ilgili elbette taktik, strateji belirleme, yeni imkanları devreye sokma, yeni ihtiyaçları belirleme anlamında 30 sene önceki operasyondan dahi alınacak dersler vardır. Bugünkü operasyonlardan da gelecekte hem İstanbul polisinin, hem Türk polisinin, hatta dünya polisinin..." diye konuştu.
Dün gerçekleşen operasyonun, çok istisnai bir operasyon olduğunu, kendi içinde özel şartlarının oluştuğunu anlatan Güler, operasyonun amaç itibariyle başarılı olduğunu, ancak ölü ve yaralıların olmasının da üzüntü verdiğini söyledi.
Toplantıda daha sonra basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Güler, operasyonda can kaybı olduğu yönündeki eleştirilere yönelik, "Eğer yaralı sayısıyla, şehit sayısıyla değerlendirme yaparsanız, sadece tek açıdan yapılan bir değerlendirme olur. Kendi içinde amacına ulaşılan, hedeflenen noktaların, hedeflenen örgüt mensuplarının, hedeflenen malzemelerin ele geçirilmesi ve aydınlatılması gereken ileriyle yönelik yeni eylemlerin önlenmesi bakımından başarılı bir operasyondur" dedi.
Operasyonun kendi içindeki risklerinin, bir emniyet müdürünün şehit olmasına, bir vatandaşın hayatını kaybetmesine sebebiyet verdiğini ifade eden Güler, "Bunun başarısını 'hiç kimsenin burnu kanamadı' şeklinde değerlendirmek mümkün değildir. Her operasyonun kendi şartları vardır" diye konuştu.
Vali Güler, terörle mücadelenin kolay bir iş olmadığını vurgulayarak, Türkiye'nin terörle mücadelede yıllardır şehitler verdiğini, gaziler ve yaralıların bulunduğunu söyledi.
"Buraya girecek kişi mutlaka yaralanacaktır"
Muammer Güler, verilen şehit sayısına göre terörle mücadelenin başarısının ölçülmesinin, onların anısına hürmetsizlik olacağını kaydetti.
Aynı soruya cevap veren İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah da operasyonun bir evin içinde, terörist için güvenli bir bölgede gerçekleştiğini söyleyerek, şöyle konuştu:
"Siz buraya kapıyı kırmak suretiyle, o kişi arkada beklerken ve elinde 2 tane otomatik silah, artı 2 tane tabanca ve bol miktarda şarjör birbirlerine bağlamış mermisi var, artı plastik patlayıcıları var. Bunun yanında da el bombaları... Çekinmeden de bunu sık sık kullandı, hepimiz de gördük bunu. Ve bu yere giriyorsunuz. Buraya mutlaka girecek olan kişi yaralanacaktır, ölümü dahi göze alacaktır ki nitekim burada olmuştur."
Teröristin, asla teslim olmayacağını belirttiğini hatırlatan Cerrah, "O zaman ne yapmak lazım? Bunu beklemek mi lazım? O atacak, vatandaşlarımıza zarar verecek. Sayın Valime de katılıyorum; bu operasyon başarılı bir operasyondur. Çünkü terörist ve diğer teröristler ele geçirilmiştir. Malzemeler ele geçirilmiştir ve yine söylüyorum; bu malzemeleri gördüğünüzde İstanbul'da ne tehlikelerin, ne olayların olabileceği, ne suikastlar yapılabileceğini hep birlikte görmüş olacağız" diye konuştu.
"Örgüt evinde ele geçirilen malzemeyle yapılacak eylemlerin 1 Mayıs'ta mı hedeflendiği" yönündeki soru üzerine de Güler, söz konusu örgütün gerek 1. Ordu Komutanlığı'na, gerekse AK Parti İl Başkanlığı'na gerçekleştirdiği eylemlerin, büyük çaplı ve sansasyonel eylemler olduğunu belirtti.
Güler, şöyle devam etti:
"Onlarca kişi hayatını kaybedebilirdi. 1 Mayıs'ta böyle bir provokatif eylemin gerçekleşebileceği bir alandır, bir etkinliktir. 1 Mayıs'ta da olabilir başka zamanda da olabilir. Ama provokasyona açık olan alanlar veya toplantılar bu tür terör eylemleri için tercih edilecek yerlerdir. Zaten bizim de operasyonlarımızda AK Parti il binasına gönderilen o pakete benzer bir paket bomba düzeneği hazır şekilde bulunmuştur. Yani bir yere gönderilmek üzere hazır. Neresi, hangi toplantı, hangi bina, hangi kamu kuruluşu, hangi polis teşkilatı, hangi askere karşı? Bunlar, hepsi hazır bomba düzenekleri. A-4 patlayıcı malzemeler... Bunlar herhalde düğün ve dernek için hazırlanmış malzemeler değildi tabii..."
Güvenlik şeridi
Güler, "Operasyonun yapıldığı binanın arka tarafında yeterli güvenlik önlemi olmadığı, güvenlik önleminin de bir vatandaş öldükten sonra çekildiği" yönündeki iddialara ilişkin de "Bugünkü basın özetlerini tararsanız, teröristin arkadaşımızı yaralaması ya da bir vatandaşımızın ölümüne sebep olmasından sonra güvenlik şeridinin çekilmediğini, olay sırasında güvenlik şeridinin esasen burada olduğunu, arkadaşlarımızın da araçların arkasında, gerekli korumaları sürdürdüklerini göreceksiniz" dedi.
Asıl çatışmanın binanın ön yüzünde yoğun olarak yaşandığını aktaran Güler, "Orada yoğun olarak trafik kesilmiştir ama arka tarafta zaman zaman, dediğim gibi, sağlık, itfaiye gibi ya da arkadaşlarımızın takviye ihtiyacını karşılamak bakımından zaman zaman da trafiğe açıldığını ifade ediyorum. Ama ölçülen uzaklık olarak yer yer 96 metreye kadar varan güvenlik şeridinin olduğunu söylemek mümkündür" diye konuştu.
Emniyet Müdürü Cerrah da operasyonun yapıldığı yerin binanın arka cephesine uzaklığının yaklaşık 100 metreyi bulduğunu belirterek, "Operasyon, binanın ön cephesindedir, ön sokaktadır, arkayla operasyonun hiçbir alakası yoktur" dedi.
Cerrah, bu örgütün amacının sempatizan kazanmak olmadığını da vurgulayarak, "Bu terör örgütünün tek amacı vardır, suikast türü eylem yapmak. Ayrıca sansasyonel, çok büyük eylem yapmak için bir araya gelmiş teröristlerin olduğu terör örgütüdür bu. Siz diğer terör örgütleriyle bu örgütü lütfen karıştırmayın" değerlendirmesinde bulundu.
Vali Güler, operasyon yapılan söz konusu örgütün, Marksist ideolojinin yanında, PKK terör örgütünün de amaçlarına yönelik bir stratejiyi benimsediğini vurgulayarak, "Bu örgütün yurt içindeki eylemleri, dediğimiz gibi 1. Ordu'daki ve AK Parti il binasındaki eylemlerden sonra, 'büyük eylem' olarak ortaya çıkmıştır" dedi.
Bir başka soru üzerine Güngören saldırısına neden olan örgütün bu olmadığını bildiren Güler, eve düzenlenen operasyon öncesinde, evde 5 kişinin bulunduğu, birinin çocuk olduğu bilgisini aldıklarını, ancak bu ölçüde cephane olduğu bilgisinin gelmediğini söyledi.
Güler, evde var olduğu söylenen diğer şahısların bulunmadığının da ancak operasyon tamamlandıktan sonra anlaşıldığını kaydetti.
"Polisin operasyonlarında kapıyı çalıp da içeriye mi girilir ya da farklı yöntemler uygulanır mı?" sorusu üzerine, terörle ilgili mücadelede farklı kanuni yöntemlerin de uygulanmasının zorunlu olduğunu belirtti. Güler, "Polis orada kapıyı çalarken polis olduğunu söylemek zorundadır. Hatta terörist açtığı zaman 'Ben sizin polis olduğunuzu bilmiyorum, kimliğinizi gösterin' dediği zaman da kimliğini göstermek zorundadır. O sırada da maalesef karşı bir eylemde bulunabilir" diye konuştu.
Bir gazetecinin "Bu operasyonda böyle mi oldu?" sorusu üzerine Güler, "Kanun ne diyorsa o olur. Kanunda böyle söylüyor" dedi.
"Kentlerde sansayonel eylem"
Güler, terör örgütünün gayelerinden birinin de sınır ötesindeki harekatlar yanında, kentlerde de sansasyonel nitelikli eylemler yapmak olduğuna dikkati çekerek, "İmkan bulduğu her yerde bu eylemleri deneyebilecektir. Başlangıçta teröristin sağ olarak ele geçirilmesi arzu edilmiştir ve içeride başkalarının da olabileceği ihtimali orada kullanılan silahların da niteliğini tayin etmiştir" diye konuştu.
"Bu durumlarda bilgi almak için telefonla bilgi alıyorlar. Cep telefonunu kesme şansınız yok muydu?" sorusuna Güler, "Cep telefonlarını kesme şansımız yok" karşılığını verdi.
Güler, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu terörle mücadele, kentlerde o kadar büyük şaşkınlıklar, tedbirsizlikler gündeme getiriyor ki... Elbette ki oradaki insanların her biri kendi telaşında... Hastası, yaşlısı, özürlüsü, işe gidecek çocuğu var, okula gidecek evladı, sağlık sorunları var. Oradaki vatandaşlar cep telefonlarıyla belli yerlerden görüntü alma arzusu oluşuyor. Bu heves bazen, o güvenlik endişesini de unutturuyor. Bazı görüntüleri elde etmek için yanlış davranışlarda da bulunulabiliyor. Toplumun bu konuda duyarlı olması lazım."
Yarın 1 Mayıs açıklaması
İstanbul Valisi Güler, bir soru üzerine, 1 Mayıs'ın "Emek ve Dayanışma Günü" adı altında resmi tatil ilan edildiğini anımsatarak, şehit Emniyet Amiri Semih Balaban'ın cenaze töreni nedeniyle güvenlik toplantısını yarın gerçekleştireceklerini ve bu konu ile açıklamayı da yarın yapacaklarını söyledi.
Güler, bir başka soruyu yanıtlarken de operasyonlarda bomba düzenekleri, patlayıcılar, mermiler, hazır bubi tuzakları gibi malzemeler ele geçirildiğini ifade ederek, soruşturmanın gizliliği nedeniyle delillerin şüpheliler mahkemeye sevk edilirken basına gösterileceğini bildirdi.
Bir soru üzerine Güler, "Bir örgütün lider kadrosunu çökertmek onlara vurulacak en büyük darbedir. Hazırlandığı eylemleri önlemek ona vurulacak en büyük darbedir. O anlamda başarılı bir operasyondur. Değerlendirmeleri neticelerine ulaşılmış bir operasyon anlamında değerlendirin. Neticelere ulaşmak mutlaka operasyonu başarılı kılar, ama bu arada şehit de vereceksiniz, yaralınız da olacak. Keşke olmasaydı" diye konuştu.
Halen aranan kişiler de olduğunu belirten Güler, şöyle devam etti:
"Bugünkü basın toplantısı yapılan değerlendirmelere karşı eksik ve yanlış bilgileri açıklığa kavuşturmak anlamındadır. Bir savunma anlamında değerlendirmeyin. Kimse yaptıklarını sizin açınızdan da bizim açımızdan da çok doğru olarak değerlendiremez. Sizden bir soru daha beklerdim. Basının bu tür olaylarda yapması gereken taktiği, stratejiyi, hareket tarzını da sorgulamak sizin meslek teşekküllerinize veya size düşer mi düşmez mi? Ben düştüğü kanaatindeyim. Ama başlangıçta biz bu operasyonla ilgili varsa yanlışlık ve eksiklikleri belirleyeceğiz. Her operasyondan aldığımız dersleri değerlendireceğiz. Ama basının da bu anlamda kendine göre yorum yapması lazım. Toplumda sansasyonel etki yaratmayacak veya paniğe sebep olmayacak bir yaklaşım içinde haber ve görüntü vermek gerekir. İstanbul'un bir marka değeri, turizm potansiyeli var. Ülkemizin geldiği bir yer var. Onu bütün dünyaya farklı şekilde yansıtacak görüntüler... Avrupa'da, ABD'de değişik örnekler var. Orada yapılan harekat tarzları var, orada kurallara uyulması konusunda hassasiyet var."
İstanbul Valisi Güler, emniyet personelinin İstanbul'da asayiş ve huzuru sağlamak için her türlü çabayı gösterdiğini belirterek, "Herkesi itidale, İstanbul'un ve ülkenin marka değerini korumaya ve düşünmeye davet ediyorum. Terörle mücadele uzun soluklu bir iştir, kentte de kırsalda da... Kentlerde özellikle bu terör eylemlerinin yaratacağı olumsuz havayı gidermenin yolu da herkesin sorumluluklarını en azami seviyede yerine getirmesidir" dedi.