Operasyonda flaş gelişme: Tedbir kararı kaldırıldı
Rüşvet ve yolsuzluk operasyonunda adı geçen Latif Topbaş, Üsame Kutup, Cemal Kalyoncu, Faruk Kalyoncu, Mehmet Cengiz, Abdullah Tivnikli ve Cengiz Aktürk ile Bosphorus 360 ve Zirve Holding'in mal varlıklarına tedbir kararı kaldırıldı
ANKARA - İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul merkezli rüşvet ve yolsuzluk operasyonu kapsamında İstanbul 2 No'lu Hakimliğinin kararıyla bazı şüpheli el konulan mallarının iadesine karar verdi.
Başsavcılığın kararında, İstanbul 2 No'lu Hakimliğinin "Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek, kurulan örgüte üye olmak, ihaleye fesat karıştırmak, nüfuz ticareti, rüşvet, kamu malına zarar verme" suçları kapsamında şüpheliler Mustafa Latif Topbaş, Üsame Kutup, Cemal Kalyoncu, Ömer Faruk Kalyoncu, Mehmet Cengiz, Abdullah Tivnikli ve Cengiz Aktürk'ün tüm mal varlıklarına el konulmasına karar verdiği hatırlatıldı.
Şüphelilerin avukatlarının itirazı üzerine yeniden yapılan incelemede, TMK 2 No'lu Hakimliği tarafından, şüphelilerin suçla ilgisi olup olmadığına bakılmaksızın, bütün mal varlıklarına el konulmasına dair karar verildiği aktarıldı.
Mal varlığına tedbir konulması için isnat edilen suç ile elde edilen mal varlığı arasında irtibat bulunması gerektiği vurgulanan kararda, şüphelilerin avukatlarının talebinin kabulüyle "ileride telafisi imkansız zararlara sebebiyet verilmemesi açısından şüphelilerin mal varlıklarına el konulmasına ilişkin kararın kaldırıldığı" bildirildi.
"Halen soruşturma sürdürülmekte, kapsamlı olan evrakın incelenmesine devam edilmekte ve soruşturma dosyasına girmesi gerektiği değerlendirilen evrakın mahallinden talep işlemleri devam etmektedir. Şüphelilerin mal varlıklarına el konulması tedbiri bakımından ise şüphelilere veya sanıklara dair para, fon, menkul, gayrimenkul, hak ve alacaklar gibi mal varlığı hareketleri izlenmemiş ve herhangi bir kayıt getirilmemiştir.
Şüphelilere isnat edilen suçlar, suç tarihinden ve bu suçlardan elde edilen kazanç miktarlarının ayrı ayrı belirlenmesi gerekirken böyle bir tespite gidilmeksizin ilgili talepte bulunulmuştur. MASAK'tan herhangi bir rapor alınmamıştır. Dosyada suçlara yönelik yetkili bir kurumdan veya bilirkişiden alınmış alınmış başka bir rapor da bulunmamaktadır."
"El koyma kararı için daha kuvvetli şüphe gerekir"
Eksik evrakların ikmalinin, bilirkişi incelemesinin ve MASAK'tan veya hesap uzmanı bilirkişilerden rapor temininin zaman alacak bir husus olduğu bildirilen karara şöyle devam edildi:
"Diğer yönden CMK'nın 141/1-j maddesine göre 'Eşyasına veya değer mal varlığı değerlerine koşulların oluşmadığı halde el konulan veya konmaması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer mal varlığı değerlerini amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen 'kişilerin maddi ve manevi tazminat hakları bulunmaktadır. 1982 Anayasasının 38/10 maddesine göre, 'ölüm cezası ve genel müsadere cezası verilmez.'
CMK'nın 128/1 maddesine göre el koyma tedbiri için soruşturma veya kovuşturma konusu suçun işlendiğine ve bu suçlardan el edildiğine dair kuvvetli şüphe bulunması ve el konulan tedbirin şüpheli veya sanığa ait olması gerekir. Oysa kamu davasının açılabilmesi içim CMK'nın 170'inci maddesine göre 'yeterli şüphe bulunması yeterlidir. Yani el koyma kararı için daha kuvvetli şüphe gerekir. Ayrıca ceza hukukundaki el koyma tedbiri özel hukuktaki tedbir kararından da farklıdır.
CMK'nın 128. maddesine göre şüpheli ve sanıkların ortaklık paylarına el koyma imkanı vardır. Ortaklık malları ile ortaklık payı ise aynı kavramlardır. Ceza hukukunda suçu ve cezanın şahsiliği ilkesi geçerlidir. Ortaklık malları şirketin tüzel kişiliğine ait olup üçüncü şahıslara ait olması da mümkündür. Nitekim CMK'nın 128/6. maddesinde ortaklık paylarına el koyma tanımlaması yapılmıştır."
"El koyma kararında sayılı suçlar yok"
CMK'nın 133. maddesinde suçun bir şirketin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinin düzenlendiği vurgulanan kararda, şöyle denildi:
"Bu durumda da şirketin işleminin yürütülmesi için hakim veya malı verme tarafından kayyum ataması gerekecektir. Ancak 133. maddenin uygulanabilmesi, maddede sayılı suçlarla sınırlı tutulmuştur. El koyma kararında maddede sayılı suçlar yoktur.
Ayrıca mal varlığına tedbir konulması için isnat edilen suç ile elde edilen mal varlığı arasında bir irtibatın bulunması gerekir. Eylem tarihinden önce edinilen mallar ile hile veya miras yoluyla edinilen mallara tedbir konulması da mümkün değildir. Oysa tedbir mahkeme kararında böyle bir ayrıma gidilmeksizin 'tüm mal varlıklarına el konulmasına' karar verilmiştir.
Ayrıca şüphelilerin ayrı ayrı eylemleri ile suçlardan elde ettikleri mal varlığı miktarları soruşturma evrakında bu yönde eksiklikler dolayısıyla tespit edilemediğinden, oranlılık ilkesi ve üçüncü şahısların bu tedbirlerden etkilenmesi de değerlendirilememiştir, gerekçeleriyle hakimlik kararının gözden geçirilerek itirazın kabulüyle şüphelilerin bütün mal varlıklarına el koyma kararının kaldırılmasına karar verilmesi talep edilmiştir."
"TİB Başkanlığı ile yazışma yapılmıştır"
Kararın devamında şu ifadelere yer verildi:
"Uyap kayıtlarında yapılan incelemede Cumhuriyet Başsavcılığımızın tedbir kararı istemine ilişkin talebi dosyanın çok kapsamlı olması, 54 klasör ve bin 5 sayfalık fezleke ihtiva etmesine rağmen, hatta tespitlerimize göre klasörlerin 32 tanesini ihtiva eden çuvalların halen mühürlü olup okunmaksızın, yarım saat gibi kısa bir sürede TMK 2 Nolu Hakimliği tarafından şüphelilerin suçla ilgisi olup olmadığına bakılmaksızın bütün mal varlıklarına el konulmasına karar verildiği, ayrıca 8 Ocak 2014 tarihinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlar Şube Müdürlüğüne yazmış olduğumuz müzekkereye ilişkin verilen 8 Ocak 2014 tarih ve 2014/17922 sayılı cevabi yazıda, arşivlerinde 2012/656 sayılı soruşturma dosyası ile ilgili herhangi bir belge ve dosyaya rastlanılmadığı bildirildiğinden, soruşturmanın usule uygun olarak yapılıp yapılmadığına dair kuşkular oluşmuş, tereddüdün giderilebilmesi amacıyla TİB Başkanlığı ile yazışma yapılmıştır."
Kararda, şüphelilerin avukatı Mustafa Doğa İnal'ın yaptığı itiraz üzerine Mustafa Latif Topbaş, Üsame Kutup, Cemal Kalyoncu, Ömer Faruk Kalyoncu, Mehmet Cengiz, Abdullah Tivnikli ve Cengiz Aktürk ile Bosphorus 360 Limited Şirketi ve Zirve Holding Anonim Şirketi hakkında alınan "mal varlıklarına el koyma kararının kaldırıldığı kaydedildi.