Ordu'da kriz fındıkla başladı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Ayhan KAYMAZ / Ordu Genç İşadamları Derneği (ORGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı

Küresel krizin etkileri ilimiz Ordu ve Türkiye'de özellikle 2009 yılı içerisinde önlemler alınmazsa ağır şekilde hissedilmeye başlayacak. Ekonomisi gelişmiş iki büyük şehrin arasında kalan Ordu, daha az gelişmiş ve yatırımlardan daha az pay almıştır. Milli ürünü fındıkla baş başa bırakılmıştır. Fındık dışındaki sektörlerde yeni yatırım açılımları yapılmamıştır. Turizm, üniversite, havaalanı, liman ve çevreyolu gibi  yatırımlar Ordu'ya kazandırılmadığı için kent ekonomisi kendi içine kapanmış ve sadece fındıktan beslenen bir duruma gelmiştir. Ordu piyasası fındığa endeksli bir piyasadır. Fındığın fiyatının düşmesiyle beraber Ordu piyasası da doğru orantılı olarak canlılığını kaybetmiş ve işler durma noktasına gelmiştir.

Bölge halkı, esnaf ve işadamları özellikle ticari krediler, çek, senet, konut ve otomobil kredisi ödemeleri nedeniyle krize hazırlıksız yakalandı. İlimiz ve bölgemiz ekonomisinde küresel krizin yanı sıra yerel anlamda özellikle fındık fiyatlarının düşük olması nedeniyle de bir daralma söz konusu. Piyasalarda ciddi bir durgunluk var. Özellikle küçük ölçekli üretici firmaların, hizmet sektöründeki esnafın kepenk kapatmaya başladığını, üretimin durduğunu ve fabrikaların satılığa çıkarıldığını görmekteyiz. Ayakta kalabilenler teşvik sisteminin avantajları sayesinde bunu başabiliyor. İstihdam kaybı krizin en büyük yansımalarından birisi olacaktır. Büyük bir göç yaşayan ve işsizliğin  yoğun olduğu Ordu'da yeniden ciddi sosyal yaralar açılacak ve sonuçları da ayrı bir kriz yaratacaktır. İç piyasa canlanmadan bu krizi atlatmak mümkün değil. İnsanlarımızın iç piyasada yaklaşık iki ay önce tüketimi sınırlandırdığını görmekteyiz.

Hükümet reel sektöre gerçek anlamda destek olacak paketleri açıklamalıdır. Kriz ortamında reel sektörü ayakta tutacak açılımları yapılmalıdır. Bugüne kadar açıklanan destek paketlerinin sadece nefes aldırmaya yönelik olduğu, piyasalara canlılık getirmeyeceği açıkça ortada. Kredi paketleri, belki işadamlarımızın gününü kurtaracak ama  geri ödemeleri yeni bir yük getirecektir. Geri ödemeler halkımızın gelir düzeyinin artırılması ve piyasaların yeniden canlanması ile ancak  gerçekleşebilir.

Bu yüzden açıklanacak geniş paketin özellikle piyasalara canlılık getirecek şekilde planlanmasının şart.

Ne pahasına olursa olsun üretimin durmaması, iç piyasanın canlanması, şirketlerin ayakta kalabilmesi için çaba göstermeliyiz. Önlemler zamanında alınmazsa Türkiye, sanayi, tarım ve hizmet sektörü ile ekonomide en az 10 yıl geriye gidecek. Bu dönemde hepimize sorumluluklar düşüyor. Amacımız krizin en kısa sürede ve en az tahribatla atlatılması olmalı. Aksi halde işsizliğin ve kepenk kapanmaların önüne geçmek mümkün olmayacaktır. Açıklanacak paketlerin bu beklentilere cevap vermesi ekonomiye güven aşılayıcı bir nitelikte, sonuç alıcı olması açısından önemli.