Özde yeşil mi, sözde yeşil mi?

“Yeşil tüketiyorum” diyerek, statü sahibi olmayı; yeşil hareketi destekleyerek para kazanmayı hedefliyoruz. Oysa, yeşil ekonomi en önemli ulusal gündem maddelerimizden biri olmalı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

GFK Türkiye, günümüzün yükselen trendleri içinde “yeşil”in payını sorgulamış. Genel Müdürü Fulya Durmuş tarafından Sürdürülebilir Markalar Konferansı’ndan anlatılan raporun detayları şöyle: 

Türkiye’de toplum yeşil konusunda beş farklı tutum sergiliyor. Türk toplumunun bugün için yeşili desteklemesinin öncelikli amacı, “statü kazanmak”. Yeşil işin desteklenmesindeki ikinci neden ise finansal kazanç. Oysa en gelişmiş ülkelerde, yeşil iş ve düşük karbon ekonomileri ulusal gündem maddeleri. 

Araştırmaya göre, Türkiye’de çevre kirliliği, küresel ısınmadan daha fazla endişe yaratmaya devam ediyor. Türk halkının en fazla endişe duyduğu konu işsizlik. İkinci sırada enfl asyon geliyor. Çevre kirliliği en fazla endişe duyulan beşinci konu.

Yeşil tüketim ve yeşil işe yaklaşımlarında farklılık gösteren gruplar ise şöyle: 

1. GRUP: İçtenlikle yaşayıcılar Bu gruptakiler, yeşil ürünlerle en ilgili, yeşil ürün satın almaya en yakın kişiler. Gelişmiş ülkelerde bu grup oldukça yoğun. 
2. GRUP: “İz mi bırakıyorsun, is mi?” diyen Bu gruptakiler, düşük karbon felsefesini benimsemiş kişiler. Düşük karbon ekonomisi ve küresel ısınma ile mücadeleyi ulusal ajandasına dahil etmiş ülkelerde bu gruplar oldukça yoğun. 
3. GRUP: Yeşilciler Bu gruptakiler, küresel ısınme ile mücadele ve sürdürülebilirlik konusuna günümüzün gerekliliği olarak bakıyorlar. Doğru araçlara sahip olurlarsa, bu sürece katkı veriyorlar. 
4. GRUP: Statücüler Bu grup, “Yeşil tüketiyorum” diyerek, statü sahibi olmayı hedefl eyenler. Yeşil tüketimi statü sahibi olmakla bir tutuyorlar. Eğer yeşil tüketim statü sağlamıyorsa, o zaman bir anlam ifade etmiyor. 
5. GRUP: Yeşil hareketi reddedenler Bu grup, temelde yeşil hareketi reddediyor. Yeşil hareketi desteklemesinin tek şartı var; o da finansal kazanç. Eğer “yeşil” den para kazanacağına inanırsa, desteklemeye hazır hale geliyor. 

Bu arada GFK araştırmasına göre, Türkiye'de tüketiciler yeşil ürün bilgilerinin yetersiz olduğunu düşünüyorlar.

Tüketiciler, şirketlerin yeşil ürünlere yönelik verdikleri mesajların daha anlaşılır olmasını talep ediyorlar.

Yeşil ürün hala pahalı

• Sürdürülebilirlik Akademisi tarafından gerçekleştirilen Yeşil Tüketim Araştırması’nın ortaya koyduğu rakamlar da oldukça dikkat çekici; 
• Türkiye’nin geleceğine dair en fazla endişe duyulan konu yüzde 19 ile adaletsiz gelir dağılımı. İkinci sırada yüzde 14.6 ile işsizlik; üçüncü sırada yüzde 13,1 ile yeşil alanların yok edilmesi geliyor. 
• Kömür, benzin ve LPG tehlike yaratan unsurlar olarak değerlendiriliyor. 
• Katılımcıların yüzde 52’si pahalı olduğu için yeşil ürün satın almadığını söylüyor. Yeşil bilgisine net olarak ulaşılamaması, çeşit olmaması ve yeşil ürünlerin bulunamaması, diğer satın alınmama nedenleri. 
• Katılımcıların yüzde 55’i satın aldığı ürünün çevreye verdiği zararı düşündüğünü söylüyor. Yüzde 18’i ise çevresel etkiyi hiç düşünmüyor. 
• Araştırmaya katılanların %74’ü, “yeşil ürün”ü tanımlayabiliyor. Bu tanımda en fazla öne çıkan özellik ürünün geri dönüşümlü olması. 
• Yeşil ürün tanımı yapabilenlerin yüzde 51’i, yeşil ürün satın alıyor. Yüzde 40’ı almıyor. 
• Katılımcıların yüzde 64.6’sı gıda ürünlerinin yeşil olmasını istiyor. Bunu yüzde 31 ile temizlik, yüzde 26 ile giyim, yüzde 23.8 ile beyaz eşya izliyor. 
• En yeşil olduğu düşünülen sektör yüzde 72 ile cam sektörü. Bu sektörü beyaz eşya ve enerji izliyor. Dikkat edilmesi gereken sektörlerin başında ise kimya, kozmetik, oyuncak, inşaat malzemeleri sektörleri geliyor.