'Son hamle ekonomimizle yapıldı'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, terör örgütlerine karşı mücadelenin sürdüğünü belirterek, "Son hamle ekonomimize yapıldı, döviz spekülasyonuyla ekonomimiz çökertilmeye çalışılıyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen "31. Muhtarlar Toplantısı"nda, Afyonkarahisar, Aksaray, Ankara, Aydın, Bayburt, Çanakkale, İstanbul, Kahramanmaraş, Karaman, Kilis, Konya, Manisa, Niğde, Trabzon, Uşak ve Yalova'dan gelen muhtarlara hitap etti.
Konuşmasına, "Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne, milletin evine, bu gazi mekana hoşgeldiniz!" diyerek başlayan Erdoğan, muhtarlarla buluşmalarını yine milletçe zorlu bir mücadelenin içinden geçilen günlerde idrak ettiklerini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, alçakça ve çirkince sürdürülen Türkiye'yi güneyden kuşatma projesine ve devletin, toplumun içine sızmış Feto'dan PKK'ya kadar tüm terör örgütlerine karşı kararlı mücadele yürüttüklerini ifade ederek, "Son hamle ekonomimizle yapıldı. İhracat ve turizm üzerinden yapılan saldırıya ilave olarak döviz spekülasyonuyla ekonomimiz çökertilmeye çalışılıyor." diye konuştu.
'Milletimizi yardıma çağırdık'
Ekonominin bazı sıkıntıları bulunduğunu ve hükümetin konunun çözümüne ilişkin gayret sarfettiğini anlatan Erdoğan, yeni tedbirlerle gereken önlemleri aldığını ve almayı da sürdüreceğini bildirdi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Piyasada bir durgunluk olduğunu biz de görüyoruz, biliyoruz. Bu durgunluğun somut sebeplerinden ziyade, psikolojik ve provokatif faktörlerden kaynaklandığını da gayet iyi biliyoruz. Gerçekten de son günlerde döviz kurunun Türk lirası karşısındaki yükselişinin sebeplerine baktığımızda elle tutulur, ciddi iktisadi karşılığı olan hiçbir husus göremiyoruz. Belirli mahfiller tarafından pompalanan olumsuz havanın yol açtığı suni bir kur yükselişiyle karşı karşıyayız. Biz de buna karşılık her zaman olduğu gibi devletin imkanlarını harekete geçirmenin yanında milletimizi bu konuda farklı bir anlamda yardıma çağırdık. Dedik ki 'Gelin yastığınızın altındaki dövizleri Türk lirasına çevirin, Türk lirası olmazsa altına çevirin.' Çünkü karşılıksız para basmak suretiyle döviz baskısına bizi almak isteyenlere böyle bir cevabı verelim ve benim vatandaşım geldi, Türk lirasına yönlendi ve kim, nerede, elinde ne kadar dövizi varsa bunu Türk lirasına çevirmeye başladı. Milletime teşekkür ediyorum, vatandaşlarıma teşekkür ediyorum, sağ olsunlar var olsunlar..."
"Bu millet, eğer dert vatansa, dert milletse ne diyor, 'Gerisi teferruattır.'" ifadesini kullanan "Elinde ne varsa hemen gitti Türk lirasına çevirmeye başladı ve bu konudaki kararlılığın ben devam edeceğine inanıyorum. 40 yıllık siyasi hayatımda şunu gördüm, eğer bir millet bir şeye inanır ve harekete geçerse onu durduracak hiçbir güç yoktur." dedi.
'Türk Lirasını değerlendireceğiz'
Bu milletin, faiz lobisine mahkum edilmeyeceğini, hangi şartlarda olursa olsun bu mücadelenin verileceğini söylediklerini hatırlatan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"4,6'ya kadar düştü, Gezi'yle karşımıza çıktılar ve çift haneliye orada tekrar çıktı. İşte onun için diyorum ki sağ olsunlar, 'Yalnız kalsam da' dediğimde twitler art arda gelmeye başladı. Milletimden Allah razı olsun. 'Yalnız değilsin' twitleri gelmeye başladı. Şimdi diyorum ki aynı şekilde yalnız olmadığımı biliyorum ve aynı şekilde bu döviz baskısına karşı bizler paramıza sahip çıkacağız ve inşallah Türk Lirasını değerlendireceğiz.' Bunu başarmamız lazım.
1994 ve 2001 krizini birkaç milyar dolarlık borsa spekülasyonuyla yaşayan Türkiye, onlarca milyar dolarlık operasyonları kimseye hissettirmeden gerçekleştirerek ekonomik saldırıların üstesinden geldi. Sadece küresel düzeyde bir yıkıma sebep olan 2008 krizi nedeniyle ertesi yıl bir küçülme yaşadık. Onu da takip eden yıllarda süratle telafi ettik. Pek çok gelişme veya gelişmiş devlet hala 2008 krizinin etkilerinden kurtulamamışken, Türkiye oldukça sıkıntılı geçen bu yıl dahi büyüme oranında, gelişmekte olan ülkeler arasında inşallah yine ilk sıralarda yerini alacak."
'Proje işe yaramadı'
Erdoğan, Avrupa Birliği hesaplama metodlarının yakında TÜİK tarafından, Türkiye açısından da açıklanacağını bildirerek, Türkiye'nin nerede olduğunun gayet iyi görüleceğini vurguladı.
Türkiye'nin iyi bir noktada bulunduğuna, kim ne derse desin daha iyi olunacağına dikkati çeken Erdoğan, şunları ifade etti:
"Kriz öncesi 2007 cumhurbaşkanlığı seçimi döneminde, bizi siyaseten köşeye sıkıştırmak için ekonomiyi de bir silah olarak kullanmaya çalışmışlardır. Gezi olaylarında, 17-25 Aralık'ta, Güneydoğu illerimizdeki çukur eylemlerinde, Suriye ve Irak krizlerinde hep aynı oyunu oynadılar. Ekonomi üzerinden Türkiye'yi siyaseten teslim alma projesi, hiçbirinde de hamdolsun işe yaramadı. 15 Temmuz'da aynı oyunu sahnelemeye dahi fırsat bulamadan milletimizin karşı hamlesiyle geri çekildiler. Şimdi, Türkiye'nin Suriye ve Irak'ta ciddi hamleler yaptığı, Mecliste cumhurbaşkanlığı sistemine geçişle ilgili yeni adımların arifesinde bulunduğu, Avrupa Birliği ile ilgili önemli kararlar almak üzere olduğu şu günlerde ekonomi silahını bir kez daha bize doğrulttular."
'Herkes bu seferberliğe destek oluyor'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu mücadelenin hem güç hem inanç meselesi olduğunu devamlı ifade ettiklerini aktararak, Türkiye'nin gücünü sadece mevcut rakamlarla tartmaya kalkanların, tarih boyunca hep yanıldıklarını, bugün de yanılmaya mahkum olduklarını kaydetti.
Türkiye'nin 79 milyon nüfustan, 720 milyar dolar milli gelirden, 350 milyar dolar dış ticaretten, sadece görünen rakamlardan asla ibaret olmadığını vurgulayan Erdoğan, bütün bunların gerisinde yüz milyonlarca mazlumun, mağdurun duası ve desteğinin bulunduğunu söyledi.
Erdoğan, ülkenin istikametini, ihlasını, gayretini muhafaza ettiği sürece bu dua ve desteğin, her sıkıntısında ihtiyaç bulunan imkanları ortaya koyduğuna işaret etti. Gönül coğrafyasında nereye gidildiyse oradakilerin gözünde ve yüreğinde bu hakikati bizzat gördüklerini ve hissettiklerini belirten Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Mesela maruz kaldığımız son ekonomik saldırı karşısında millet olarak dirayet gösterirsek arkamızda çok büyük bir desteği bulacağımızdan emin oldunuz. Rabbime şükürler olsun, milletimiz bu oyunu gördü, çağrımıza kulak verdi ve ekonomisine sahip çıktı. İnsanlar, döviz bürolarına, bankalara dolar almak için değil bozdurup Türk lirasına geçmek için koşuyor. Sözleşmeler, anlaşmalar, borçlar, alacaklar, kiralar, fiyatlar... süratle dövizden Türk lirasına döndürülüyor.
Herkes kendi nispetince, imkanınca bu seferberliğe destek oluyor. Ben esnafıyla, ev hanımıyla, işvereniyle, sanayicisiyle, şoförüyle çağrımıza kulak veren milletimizin her bir ferdine şükranlarımı sunuyorum. Spor kulüpleri bile artık bu işin içerisine girdi, 'Biz de ödemelerimizi Türk lirası olarak yapacağız.' dedi. Aynı şekilde kirada artık dövizden Türk lirasına geçiş başladı. Ben de bildiğim, duyduğum, gördüklerimi bizzat arıyorum, 'Niye dövizle kira tahsis ediyorsun. Türk lirasına geç, eğer bu vatanı, milleti seviyorsan arkadaş, sen de Türk lirasına geçeceksin.' diyorum. Bunu bir görev telakki ediyorum. Bunu yapacağız."
'Kur baskısının altında kalmayacağız'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin güçleneceğini yineleyerek, "Emin olunuz insanımız bu süreçten zararlı değil, müjdeyi veriyorum, karlı çıkacaktır, hiç endişe etmeyin. Alacağını bilecek, vereceğini bilecek, karını, zararını daha iyi hesap edebilecek. Dış ticaretimizde çok önemli yeri olan ülkelerle birer birer yerel paralarla ticaret dönemi başlıyor." dedi.
Rusya ile yapılan görüşmeleri anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Rusya'dan bir şey mi alacağız, onların parasıyla. Rusya bizden mi alacak, bizim paramızla. Çinle konuştuk, biz Çin'den bir şey mi alacağız Çin parasıyla, onlar bizden bir şey mi alacak Türk lirasıyla. İran'la da konuştuk, nitekim şimdi onlar da açıklamalarını yaptılar, İran dinarıyla, onlar da bizim Türk parasıyla. Bunları yaygınlaştıracağız. Böylece dövizin baskısından ülkemizi kurtarmış olacağız. Kur baskısının altında kalmayacağız. Esasen dövizi silah gibi kullanma yöntemi sadece bize değil, pek çok ülkeye uygulanıyor. Bundan korkunç paralar kazanıyorlar. Dolayısıyla kendi para birimlerimiz üzerinden ticaret teklifimiz, bu ülkeler için de anlamlı ve cazip bir alternatif haline dönüşüyor. İnşallah çok yakında bu çabalarımızın müşahhas neticelerini almaya başlayacağız."