Paranın eski ve yeni patronundan Bursa çıkarması
BURSA'dan / Ömer Faruk ÇİFTÇİ
Geçtiğimiz hafta birer gün ara ile Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın eski ve yeni Başkanı Bursa'daydı. Eski başkan aynı zamanda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ekonomi danışmanlarından Durmuş Yılmaz Gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ ve yazarlarımızdan Rüştü Bozkurt'la birlikte Orhangazi Ticaret ve Sanayi Odası'nda konuştu. Dünyada yaşanan kriz için 2012'nin ikinci çeyreğinde toparlanma olabilir diyenler olduğunu ama bunu düşük ihtimal olarak gördüğünü belirtti. Önümüzdeki dönemde Avrupa'daki gelişmelerin dünya ekonomisi için belirleyici olacağını vurguladı. Türkiye'nin bugünkü başarısında 2001 krizinde gösterilen performansın büyük rolü olduğunu söyledi. Yılmaz, "2001 krizinde ekonomimiz daraldı ancak o dönemde tek hasta bizdik ve dünyanın geri kalanı sağlıklı idi. Sağlıklı pazarlara ihracat yaparak toparlandık. Bugün ise dünyanın büyük kısmı hasta. Herkes ihracatla toparlanmanın, büyümenin peşinde. Peki nereye ihracat yapacağız, aya mı? Krizden çıkmak için ülke ekonomilerinin yavaş yavaş büyümesi ve faiz dışlı fazla sağlaması gerek" diye konuştu. Yılmaz, kamu maliyesinin güçlü durumunun sürdüğünü, Türkiye'nin hala faiz dışı fazla sağlayabilen nadir ülkelerden biri olduğunu belirtti. Cari açık sorununu baskılayarak büyümeyi sürdürülebilir kılmanın yollarını araştırmamız gerektiğini anlattı. 2012 yılı beklentileriyle ilgili olarak da Avrupa'nın batmayacağını, Euro'nun dağılmayacağını, resesyon olmayacağını, büyümenin sıfır ya da sıfıra yakın gerçekleşeceğine vurgu yaptı. Türkiye ekonomisinin yumuşak iniş yaptığını, sıkı maliye politikalarının devam etiğini, orta vadeli programda öngörülen yüzde 4'lük büyümenin de başarılabilir olduğunu kaydetti.
Bu toplantının sabahında ise TCMB Başkanı Erdem Başçı Bursa Ticaret ve Sanayi Odası'nda Başyazarımız Osman Arolat'ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen 'Para Politikaları' konulu panelde konuştu. Salonu hınca hınç dolduran Bursalı işadamlarına net mesajlar veren Başçı, 2012'de Türk Lirası'nın dünyada en çok güçlenen, en çok değerlenen paralardan birisi olacağını ve doları yeneceğini dile getirdi. 2012 yılında Türk Lirası'na yatırım yapanların hep kazanacağını vurguladı. Cari açıktaki büyümenin, kredilerin ve dış finansmanın bol ve ucuz olmasından kaynaklandığını dile getirdi. Kur konusunda defansif ve ofansif araçları bulunduğunu ofansif araçların birinin faiz koridoru, diğerinin ise gün içi döviz satım ihaleleri ve sürpriz zamanlarda Merkez Bankasına gelen döviz arzı olduğunu anlattı. İstisnai gün uygulaması ile piyasalara gerekli gördükleri her an doğrudan müdahale edebileceklerini söyledi. 2012 yılının Merkez Bankasının ihracatçıları ağırlıklı olarak Eximbank üzerinden kullandırılan ihracat reeskont kredileri kanalıyla destekleyeceği bir yıl olacağını, döviz kurları kanalıyla destekleyeceği bir yıl olmayacağını kaydetti. Şu an için en büyük tehdidin enflasyon olduğunu ve Mayıs'tan önce tek haneye indirileceğini, yılsonunda ise yüzde 5'lik hedefin gerçekleşeceğine inandığını söyledi.