”Parlamento Anayasa değişikliği yapamayacak”

CHP'li Anadol TBMM'de gazetecilerin sorularını yanıtladı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, bu dönem parlamentosunun anayasa değişikliği yapamayacağını söyledi.

Anadol, TBMM'de gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, "3. Ulusal Program Taslağının açıklandığını, muhalefete de sunulacağını, programla ilgili anayasa değişikliği yapılması gerektiğinin söylendiğini" belirtmesi üzerine Anadol, "kediye ciğer emanet edilmeyeceğini" söyledi. "AK Parti'nin, laikliğe karşı eylemlerin odağı olduğunun Anayasa Mahkemesi kararıyla tescil edildiğini" ifade eden Anadol, şöyle konuştu:

"Meclis çoğunluğu onlardan oluşuyor. Onların anayasa değişikliği taleplerine 'evet' demek tam anlamıyla kediye ciğeri emanet etmektir. Ondan ne geleceğini biz biliyoruz. Ondan sonra Anayasa Mahkemesi üyelerini, Meclise, kendilerine seçtirecekler. Onun adı da hukuk reformu olacak. Onların ne istediklerini biliyoruz. Bu dönem Parlamentosu, anayasa değişikliği yapamaz. Özellikle parti kapatma konusunda, diğer konularda... 'Yok, özgürlükleri geliştireceğiz.' Bunların hepsi laf."

"Dişli mal varlığını kendisi açıklamalı"

Bir gazetecinin, "TBMM Başkanlığının, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Sakarya Milletvekili Şaban Dişli'nin mal varlığını açıklama yetkisi olmadığını dün kamuoyuna duyurduğunu" belirterek, "Siz, Şaban Dişli'nin mal varlığının açıklanması için yasal bir girişimde bulunacak mısınız ya da hakkında suç duyurusunda bulunacak mısınız?" diye sorması üzerine Anadol, "Dişli'nin biraz dürüstse, sıradan ve normal bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşının davranması gereken davranışlara sahipse, mal varlığını kendisinin açıklaması gerektiğini" söyledi.

Anadol, yasama dönemi başında mal bildirimini basına açıkladığını anımsatarak, "Ceza mı gördüm?" diye sordu. Mal bildirimini açıklamanın bir müeyyidesi olmadığını ifade eden Anadol, şöyle devam etti:

"Bu kadar iddiadan sonra, Şaban Dişli, kendi mal varlığını kendisi açıklamıyorsa, artık biz kanunlarda madde mi var, yeni bir kanun mu çıkaralım, Şaban Dişli'nin dişini söker gibi mal beyanında bulundurmaya çalışalım. Bundan Şaban Bey'in utanması lazım. Utanç duyması lazım bu durumdan. Bu utançtan kurtularak, Şaban Dişli'nin örnek bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gibi mal beyanını vermesi lazım."

AKP tüzüğü

AK Parti Tüzüğünün 162. maddesinde Kurucular Kuruluna ilişkin düzenleme yer aldığını ve buna göre, kurul üyelerinin göreve başlama tarihini izleyen 1 ay içinde mal bildiriminde bulunmaları gerektiğini anlatan Kemal Anadol, Şaban Dişli'nin mal bildiriminin, sadece Meclis'te değil, aynı zamanda AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'da bulunduğunu söyledi. CHP Grup Başkanvekili Anadol, şöyle konuştu:

"Şaban Dişli'nin dişini söker gibi mal bildiriminde bulunmasını sağlayamazsak, muhatabımız Recep Tayyip Erdoğan. AKP Genel Başkanı. Tüzüğünü uygulasın. 162. maddede, Şaban Dişli'nin dedikoduları aşan bunca suçlamadan, kanıt ölçüsüne varan, kendi imzasını taşıyan, iş takibi karşılığında 1 milyon dolar alacağını kendi imzasıyla kabul ve beyan eden... Bunu belgeledi Sayın Kemal Kılıçdaroğlu. 'Bu belge yoktur' diyemiyor Şaban Dişli. Bir genel başkanın yapması gereken nedir o zaman? Hani yolsuzluğa damardan giriyordu AKP. Nereye kadar giderse gitsin deniyordu. İşte gidiyor, senin genel başkan yardımcına kadar gitti. Sen görevini yap Recep Tayyip Erdoğan, AKP Genel Başkanı. Tüzüğünü uygula. Emir ver. 'Mal beyanında bulun' de. 'O zaman ki mal bildirimi ile şimdiki mal bildirimi arasındaki farkı da söyle' de."

Mal bildiriminde bulunma konusunda çağrıda bulunan Anadol, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile Başbakan Erdoğan'ın geçmişte bu konuda açıklama yaptıklarını anımsattı. Anadol, "Şimdi bütün genel merkez yöneticileri ve milletvekilleri karşılıklı mal bildiriminde bulunalım. Biz hazırız CHP olarak. Şeffaf biçimde, basının önünde mal bildiriminde bulunalım" dedi.

Cumhurbaşkanı Gül'ün yaptığı rektör atamaları

Anadol, CHP olarak Türkiye'nin kritik bir süreçten geçtiğini, önemli kırılmaların yaşandığını söylediklerini, böyle bir süreçte Cumhurbaşkanlığı makamına parti kimliğinden sıyrılmamış militan bir zihniyetin atanmasının bu kırılma sürecini hızlandıracağı konusunda kamuoyunu uyardıklarını anlattı.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün rektör atamalarıyla toplumdaki kutuplaşma ve gerginliğin öznesi olduğunu kanıtladığını iddia eden Anadol, Gül'ün, "hiçbir yönetim deneyimi olmayan, AKP'ye ve kendisine yakın bir kişiyi YÖK Başkanı olarak atadığını" öne sürdü. Anadol, Cumhurbaşkanı Gül'ün 5 Ağustos 2008'de yaptığı rektör atamalarında "AK Parti'ye ve türbana yakınlıktan başka hiçbir kriter gözetilmediğinin ortaya çıktığını" savundu.

Bu atamalardan sonra da Cumhurbaşkanı Gül ile YÖK'ün tutumunun değişmediğini ileri süren Anadol, "YÖK'ün yeni kurulan 23 üniversite için yaptığı rektör seçimleri, bu rövanş, öç alma ve siyasi linç hareketinin devamı niteliğindedir. Bu seçimlerde, türbana serbestlik hareketinde imza sahibi öğretim görevlileriyle AKP ile dirsek temasında olan öğretim görevlilerinin rektör adayı olarak belirlendiği görülmektedir" diye konuştu.

Sezer-Gül farkı

Anadol, Onuncu Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in tutumunu örnek göstererek, Cumhurbaşkanı Gül'ü haklı çıkarmaya çalışanların mantıklarının yanlış olduğunu iddia etti. Sezer'in Cumhurbaşkanlığı yeminine ve Yükseköğretim Kanunu'nun ruhuna sadık kalarak, rektörlerin çağdaş, Atatürk devrimleri ile Cumhuriyet'e özde bağlılık noktasında taraf olduğunu anlatan Anadol, "Bu konuda taraflı olmak Sezer'in de Gül'ün de görevidir" dedi. Kemal Anadol, şöyle devam etti:

"Sayın Gül de bu süreçte taraf olmuştur ancak Sayın Gül, Cumhuriyetle hesaplaşma içinde olanlar, 2. Cumhuriyetçiler, AKP iş birlikçileri noktasında taraf olmuştur. İşte iki cumhurbaşkanı portresi arasındaki fark budur. Abdullah Gül, görevlidir. AKP iktidarının yarım bıraktıklarını tamamlamaya, Türkiye'yi dönüştürmeye kendisini adamış bir görevlidir."

"Sayın Gül'ü, ettiği yemine sadık, Cumhurbaşkanı olmaya davet ediyoruz"

Bitlis Eren Üniversitesine YÖK tarafından birinci sıradan rektör adayı gösterilen Prof. Dr. Abdullah Bayram'ın kendisini tanıtmak için açtığı web sitesinin rektör atamalarındaki kriterleri göstermesi açısından ibret verici bir belge niteliğinde olduğunu ifade eden Anadol, Bayram'ın web sayfasındaki "referanslar" bölümünde, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Başbakanlık Sözcüsü Akif Beki, Başbakanlık Danışmanı Yalçın Akdoğan'ın isimlerinin bulunduğunu söyledi.

"Cumhurbaşkanı tarafından başkanı atanan ve şekillendirilen YÖK, AKP'li politikacıların ve Başbakan danışmalarının referansına göre mi üniversite rektörlerini belirliyor" diye soran Anadol, Bayram'ın adaylık sürecinde yayımlanan "referanslar" bölümünün web sayfasından daha sonra çıkarıldığını kaydetti.

Anadol, "Sayın Gül'ü ettiği yemine sadık, tarafsız kimlik içinde Cumhurbaşkanı olmaya davet ediyoruz" dedi.