Petrol özelleştirme sırası Libya'da

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Hüseyin Hakkı KAHVECİ

Kesinlikle demokrasi havariliği bugün yaşananları izah edemez. Avrupa ve Amerika 2. Dünya Savaşı'nın yarattığı yıkımdan ders almamış olacak ki sağa, sola saldırma ve dizayn etme operasyonlarını son 20 yıldır aralıksız sürdürüyor.

İla hakikat bu savaş önümüzde ki dönemde daha farklı ülkelerde yine aynı şekilde senaryolarla servis edilerek yüz yıl önce Osmanlı Coğrafyası olan bu toprakla ne acırdı ki yüz yıl sonra yine aynı savaş, kan ve gözyaşı ile karşı karşıya kalıyorlar. 2011 yılında Kuzey Afrika'da "halklar ayaklandığında" birileri devrem diye sevinç çığlıkları atarken bütün bu halk hareketlerinin halkın kendi iradesi ile oluşan hareketler olmadığı zengin petrol ve gaz yataklarına sahip ülkelerin halkaları isyana teşvik edilerek bu beyanda yaşanacak olan krizden fayda sağlamaya yönelik bu enformasyon savaşını dünya çapında kaybettik. Burada yine yanılmayan bizler Libya'nın resmi işgal töreni için televizyonlarımızın başında pür dikkat canlı olarak  seyrediyoruz.

NATO açıklamalarında Eskişehir ve İzmir'in komuta merkezi olabileceğini ifade ediyor. Neden? Biz demiştik ki "NATO'nun ne işi var Libya'da"; Hem Libya'da hem de Türkiye de işi olan bir  NATO ile karşı karşıyayız. Ya da o kadar uzağa gelmenize gerek yok dediler. Bu sebeple yakınımıza gelmeye karar vermiş bir NATO var. Artık yeni bir dünya yok. Sudan gibi petrol ve gaz zengini bir ülke olarak kalkıp halk oylaması ile bölünmeyi onaylarsın.Veya bölünmeyi reddedip ülke birliğini sağlamak yönünde adım attığın andan itibaren karar ve koalisyon beklemeden bazı haydutlar gelip kafana bomba yağdırır. Hiç şüpheniz olmasın, şimdi bizim  çok bilen uzmanlarımız şu sıralar Libya konusunda uzman kesilerek bizlere öğüt vereceklerdir. "ABD, Libya'ya demokrasi getirecek" diye beklemeye, yazmaya çizmeye başlayacaklardır hiç vakit kaybetmeden…. Ne de olsa ABD Irak'a demokrasi getirmemiş miydi? Şimdi demokrasiyle tanıştırılma sırası Libya'ya geldi? 2. Körfez savaşı sırasında Irak'a müdahale eden ABD ve koalisyon güçleri aynen Irak'ta olduğu gibi "Diktatörler halkları eziyor. Halkları özgürleştireceğiz ve demokrasi getireceğiz!..."  diyeceklerdir.

Nitekim su-i misal emsal teşkil etmez ama bugün Güneydoğu Anadolu bölgemizde cereyan eden olaylar başka şeylerin habercisi olabilir.

Sonra birde bakmışsınız bugün komuta merkezi olarak kullandıkları yerleri bize karşı kullanırlar. Ne de olsa lojistik açıdan iyi planlanmış bir savaş stratejisi her ülkeyi yıkıma götürebilir.

Halk hareketi diyerek bir ülkenin altyapısı,havalimanları,fabrikaları bombalanarak yok ediliyor. Uçuşa yasak bölge demek ne demek? Ben mi yanlış anlıyorum. Havada uçana ey kardeşim uçma demek değil mi? O halde havada uçan olmadığına göre hedefler karada sabit yapılar ve hareket halinde olan hayvan,insan,araç aklınıza ne gelirse oluyor.

Hani yeni tanımlamalar yapıyoruz. Her konuda yeniden tanımlama yapıyoruz. Bu durumda uçuşa yasak bölgenin tanımı havada uçan değil yerde kaçan tüm hedeflerin bombalanması demek oluyor. Libya 6.5 milyon nüfus 45 milyar dolar petrol ihracatı ile dünya üzerinde uluslararası kredi piyasasında kredi notu oranı  en yüksek ülke. Öyle ki tenezzül edip kredi bile almamışlar. Ülke olarak ne dünyaya ne de kendi iç piyasasına borçları yok.

Hatırladınız mı? Irak'ta bölgesel yönetim 2'nci Körfez savaşı bitmeden petrol ihracatına başlamıştı. Bölgesel yönetimin denetiminde olan yerler bu gün için Irak'ın en zengin ve müreffeh bölgesi. Hatta yıllık 12 milyar dolarlık petrol ihracatından bölgesel yönetim dışında kalan Irak pay alamıyor.

Libya'da isyancılar petrol ihraç etmeye başlayacaklar. Haberler öyle. Devlet olmadan devletçik oldular. Böylelikle bulmacayı çözmüş oluyoruz. İsyanın merkezi olan Bingazi etrafı ve bulunduğu bölge olarak Libya için hayati ve ekonomik çıkarların olduğu yer. Çünkü petrolün olduğu ve ihraç edildiği yerden başlayan isyan bugün için isyancılara zenginlik ve refah getiriyor. Irak'ın kuzeyi, Sudan'ın güneyi ve Libya'nın doğusu. Soruna bakış ve sorunu çözüme ulaştırma metodu hem bombalama ve öldürme üzerine kurulmuş. Sonuçları aynı olan bir siyasi proje önümüzde ki üç ay içerisinde seyredilecek olan tarihi petrol özelleştirmeleri filmi olarak artık vizyonda.