Piyasada kırılganlık giderek artıyor..
Serdar PAZI / Finansinvest
2016 yılı maalesef pek de iyi başlamadı. Petrol fiyatlarında yaşanan sert düşüş ve Çin piyasalarında ekonomik yavaşlamanın piyasalar üzerinde yarattığı tedirginlik ile volatilitenin oldukça arttığını görüyoruz. Normalde TL varlıklar için olumlu bir gelişme olması beklenen petrol fiyatlarındaki düşüşün bir noktadan sonra gelişmekte olan piyasalarda yaşanan sert satışların etkisiyle bizi de aşağı çektiğini söylemek mümkün. Özellikle Rusya ve Meksika gibi ekonomileri büyük ölçüde petrol gelirlerine bağlı ülkelerde yaşanan hareketler gerçekten ürkütücü. Fiyatların 30 dolar varil seviyesinin altına gelmesi bazı ülkelerin petrol çıkartma maliyetinin altına satış yapması anlamına geliyor. Çoğu gelişmekte olan ülkede para birimleri dolar karşısında tarihin en düşük seviyelerinde olmasına rağmen değer yitirmeye devam ediyor. Çin’de yaşanan çalkantı başta Asya piyasaları olmak üzere tüm piyasaları etkilemekte. Orada ekonomik büyümenin beklentilerden hızlı daralma riski daha yeni yeni ayağa kalkan dünya ekonomisinin tekrar bir resesyonun eşiğine gelmesi demek. Peki bu ortamda yatırımcı nasıl hareket etmeli? Öncelikle şunu belirtmek gerekiyor, TL faizler bu kadar yüksek bir noktadayken sermaye piyasalarında çok iyi bir ortam oluşması zor. İçeride enflasyonun yüksek görünümü, sıkı para politikası uygulanmasını zorunlu kılıyor. Çift haneli risksiz getirinin olduğu bir yerde de doğal olarak yatırımcılar tasarruflarını mevduatta ya da kısa vadeli para piyasası enstrümanlarında değerlendiriyor. Son günlerde endeksin geldiği seviyeler itibariyle orta-uzun vadeli önemli fırsatların oluştuğunu düşünüyoruz, ancak kısa vadede alım için fazla aceleci olunmaması gerekiyor. Dolar kurunun bu süreçte yeni bir tarihi zirve yapmadan 3,00 seviyesi üzerinde kalması da TL varlıkların kısa vadeli dip oluşturma çabasını göstermekte. Ancak yabancı yatırımcıların geçtiğimiz yıl boyunca devam eden pozisyon azaltma eğilimi hız kesmediği sürece tedirginlik sürecektir.