"13. Ağır Ceza Mahkemesi diye bir mahkeme yok"

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kaldırıldığını ve böyle bir mahkemenin şu anda olmadığını bildirdi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

YOZGAT - Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, partisinin Çayıralan ilçesindeki Seçim Bürosunun açılışının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. 

Gazetecilerin Ergenekon davasındaki tahliyelere ilişkin soruları üzerine Bozdağ, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanarak yürürlüğe giren kanuna göre, özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin kaldırıldığını anımsattı. 

Şu anda hukuk sisteminde özel yetkili herhangi bir ağır ceza mahkemesi bulunmadığına dikkati çeken Bozdağ, şöyle devam etti: 

"Kaldırılan ağır ceza mahkemelerinde görev yapmış olan hakimler ve özel yetki ile soruşturma yapan cumhuriyet savcıları, geçici madde çerçevesinde, sadece dosyaların devir işlemlerini yapma konusunda yasal bakımdan yetkilidirler. Bu mahkemelerde görev yapmış olan hakim ve savcılar koruma tedbirleri konusunda herhangi bir karar veremezler, soruşturma yapamazlar, yargılama yapmazlar. Kaldırılmış bir mahkemenin eski hakimleri veya kaldırılmış özel yetkili cumhuriyet savcılıkları soruşturma yapamaz, yargılama yapamaz. Bunu açık bir şekilde ifade etmemiz lazım. Bugün basına yansıyan bilgiler doğruysa İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi kaldırılmış bir mahkeme olmasına rağmen toplanarak koruma tedbirleri hakkında bir karar almıştır. Doğruysa diyorum; çünkü gerçek bilgiye ben de ulaşamadım işin doğrusu. Basında yazanlara göre konuşuyorum. Ortada olmayan bir mahkeme var. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi diye şu anda Türkiye Cumhuriyeti devletinde yargı organları içerisinde görev yapan bir mahkeme yoktur. Kalkmış bir mahkeme vardır. Bu mahkeme de görevli hakim ve savcıların görevleri de sona ermiştir. Sadece dosyaların devri bakımından geçici madde ile yetkilendirilmişlerdir. Ortadan kaldırılmış bir mahkemenin eski hakimlerinin sanki mahkeme görevine devam ediyormuş kendileri de o mahkemede görevli hakimmiş gibi hareketle koruma tedbirleri hakkında karar vermeleri veya devir işlemleri dışında başkaca yargısal faaliyette bulunmaları mümkün değildir. Çünkü, kanun buna izin vermiyor. Şu anda verilmiş bulunan karar kenlem yekündür. Yok hükümündedir. Hukuk bakımından herhangi bir değeri kesinlikle yoktur." 

"HSYK'nın yetkili dairesini göreve çağırıyorum"  

Bozdağ, mahkemeleri kurma ve kaldırma görevinin TBMM'ye ait olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: 

"Mahkemelerin yargılama usulleri, görevleri, yetkileri nedir ne değildir. Bunu tespit etme görevi de yasa ile yapma yetkisi de TBMM'ye aittir. Herkes TBMM'nin çıkardığı kanunlara uymak zorundadır. Yargı görevi yapanlar da hem kanunlara uymak zorunda hem de kanunları uygulamak zorundadır. Eğer kanunları yok sayarsa o zaman yasanın çizdiği sınırları aşmış olurlar. Yasanın çizdiği sınırları hiç kimse aşamaz, aşmaması lazım. Hukuk devletinde herhangi bir yargı görevi yapanın 'ben bu kanunu tanımıyorum' deme hakkı yoktur. 'Ben bu kanuna uymuyorum, uygulamıyorum' deme hakkı yoktur. Kendi kendini yasa koyucu yerine koyarak, yasa ihdas ederek, yetki gasbı yapma ve başka başka adımlar atmaya hak ve yetkisi kesinlikle yoktur. Bunu buradan özelikle ifade etmek isterim. Ben HSYK'yı da bu konuda ayrıca göreve çağırıyorum. Hukuku tanımayan, kanunu tanımayan, Anayasayı tanımayan, yasayı tanımayan hakimlerle ilgili yasal işlemler neyse bu HSYK yapması lazımdır. Buradan da HSYK'nın yetkili dairesini göreve çağırdığımı özelikle ifade etmek isterim.'' 

Elektronik kelepçe uygulaması 

"Tutuklamalardaki azami süre kalkınca veya süre kalkmamış olsa bile tutuklama kararı yerine mahkemeler, adli kontrol kararına hükmettiği takdirde, tabi bu durumda evde bulunması, elektronik kelepçe takılması veya diğer denetimli serbestlik usullerinden birine de hükmedebilir" diyen Bozdağ, şöyle devam etti:  

"Bu Zirve davası uzunca süren bir dava oldu maalesef. 5 yıl geçti dava başlayalı ama bitmedi. Son kanundan yararlanarak tahliyeler oldu. Bildiğim kadarıyla mahkeme evde kelepçe uygulanmasına karar vererek tahliye etti. Dolayısıyla Zirve sanıklarının kaçmaları mümkün değil. Buna ilişkin mahkeme tahliye kararı verirken de elektronik kelepçe uygulayarak tedbir almıştır. Her mahkeme kendi kararını verir. Hangi mahkemenin ne tür bir tedbir kararına hükmedeceğini biz kestiremeyiz. O mahkemelerin bileceği bir şey."