"AB içinde vizesiz seyahat mümkün olacak"

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, kısa bir zaman içerisinde vatandaşların Avrupa Birliği ülkelerine giderken vize almak zorunda kalmayacaklarını dile getirdi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ve Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) tarafından düzenlenen "Yenilikçi Türkiye İçin Bilişim" konferansının kapanışında yaptığı konuşmada, Türkiye ile birçok ülke arasında vizelerin kaldırıldığını, ancak Avrupa Birliği (AB) konusunda hala sıkıntıların bulunduğunu belirtti. 

Bakan Ergün, "Bize teklifleri, içinde bulunduğumuz ilişki düzeyiyle uygun olmayan tekliflerdir. AB ile müzakere yapan ülkeler vizelerin kaldırılması anlaşması yapılması gerekiyor. Kısa zaman içerisinde yol haritası oluşturuldu, karşılıklı olarak vizelerin kaldırılması ve AB içinde vatandaşlarımızın vizesiz olarak seyahatleri mümkün olabilecek" ifadelerini kullandı. 

Vizeler konusunda bu kadar gecikilmiş olmasının iş dünyası için büyük bir dezavantaj olduğunu ifade eden Ergün, "Düşünün; bir mal sattınız mallar serbest dolaşacak ama satan adam serbest dolaşamayacak, böyle bir şey olabilir mi? Bunlar gümrüklerde tarife dışı engeller olarak uygulanıyor. Ülkemizin tarihi birikimine, stratejik konumuna, genç ve dinamik nüfusuna baktığınızda tüm hedeflerine ulaşabilecek konuma sahiptir. Özellikle son yıllarda ekonomide, iç ve dış politikada demokratikleşmede atılan adımlar Türkiye'de hızlı bir değişimin yaşanmasını sağladı. Ekonomik alanda istikrarını koruyan ülkelerden biriyiz" değerlendirmesinde bulundu. 

Ergün, gelecek 1,5 yıl içinde 3 kritik seçimin olduğunu anımsatarak, "1,5 yıl içerisinde mahalli, Cumhurbaşkanlığı ve genel seçim yapılacak. Bunların içinden de çok sağlıklı şekilde geçmemiz lazım. Eskiden olsa ekonomi çevreleri açısından çok tedirgin edici bir süreç yaşanmış olurdu. Bu tür tedirginlikleri yaşamıyoruz. Popülist yaklaşımlara tevessül edilmedi" dedi.  

"Üniversitelerin çalışmaları ses getirmeli"

 Bakan Ergün, eskiden bir kaç asırda yaşanan maddi ve teknolojik gelişmelerin artık bir kaç yılda meydana geldiğini söyledi. 

Artık en önemli faktörün para, sermaye, fabrika ya da arazi olmadığını vurgulayan Ergün, bilginin bütün bunlardan daha önemli bir faktör olduğunu vurguladı. 

Bakan Ergün, Türk üniversitelerinin çalışmaları dünyada ses getirmeye başladığı zaman Türkiye'nin güçlü ülkeler arasında yer alacağını ifade ederek, "Bunlar olmadığı  zaman söylediklerimiz havada kalır. Türkiye'nin bilim ve teknolojideki gelişmelerde vagon ülke değil, lokomotif ülkelerden birisi olması gerekiyor " dedi. 

Türkiye'nin insan kaynağının mükemmel olduğunu vurgulayan Ergün, "Bu muazzam kaynağının potansiyelini açığa çıkaracak sistem inşa etmek gerek. Hepimize düşen görev bu. Bilişim sektörü işte bu açıdan önem taşıyor. Zira artık her değişim yazılım teknolojisi üzerinden yürüyor" değerlendirmesinde bulundu. 

[PAGE]

Bilgi ve iletişim teknololojilerinin bunu ortaya çıkarabilecek bir alan olduğunu vurgulayan Ergün, müstakil bir sektör olarak düşünülse de yazılımın, bütün sektörleri yakından ilgilendirdiğini ve sektörlerin kalbi durumunda bulunduğunu söyledi. 

Ergün, 1980'li yıllarda 300 bin dolar olan bir depolama alanının bugün 1 doların altına düştüğünü anlatarak, yazılım, bilişim ve bilgi teknolojileri sektörlerinde yaşanan gelişmelerin bütün ekonominin başarısına doğrudan yansıyacağını dile getirdi. 

Bakan Ergün, yapılan her yeni yatırımın ve tüketimdeki her artışın yazılımlara ihtiyaç doğuracağına dikkati çekerek, "Türkiye ilerde hedeflerine varacaksa, katma değer oluşturacaksa, teknoloji oluşturacaksa, bununla oluşturacak. Yoksa normal yollarla hedeflere varmak , sıçrama yapmak mümkün değil" diye konuştu. 

Türkiye'de bu konuda potansiyel olduğuna işaret eden Ergün, sadece organizasyona, biraz desteğe ve ilgiye ihtiyaç bulunduğunu ifade etti. 

"Üniversitelerdeki eğitim, sektörün ihtiyaçlarına da cevap vermeli" 

Yazılım sektöründeki gelişmelerin sadece iç pazarın ihtiyaçlarını karşılaması için değil, özellikle bölgede Türkiye'nin bir yazılım üssüne dönüşmesi için gerekli olduğunu anlatan Ergün, bu konuda Hindistan'ın da çalıştığını, ama Türkiye'deki yazılımların kalitesi ile o bölgedeki yazılımların kalitesinin aynı olmadığına dikkati çekti.  

Yatırım maliyeti az olan bir sektörde Türkiye'nin neden istediği seviyede olmadığının iyi analiz edilmesi gerektiğini vurgulayan Ergün, şunları kaydetti: 

"Milyonlarca dolar yatırmak, büyük büyük tesisler kurmak icap etmiyor. O genç potansiyeli daha uygun şartlarda motive etmek gerekiyor. Bu konuda kamu, reel sektör ve üniversiteler arasında ciddi bir entegrasyon sağlamak istiyoruz. Üniversitelerimizde bilgisayar mühendisliği gibi alanların biraz teorik düzeyde kaldığına şahit oluyoruz. 

Elbette üniversitelerin meslek atölyesi gibi algılanması doğru değil ama her şeye rağmen üniversitelerde yapılan eğitimin bir sosyoekonomik yönü olduğunu da dikkate almamız gerekiyor. Üniversitelerdeki teorik eğitimi reel sektörün ihtiyaçlarına da cevap verecek şekilde genişletmeliyiz." 

Bakan Ergün, üniversiteler için girişimcilik ve yenilikçilik endeksi hazırladıklarını böylece üniversiteler arasında bir hareketlenme başladığını ve bunun da iyi olduğunu söyledi. 

"Kafası çalışan bir adam 100 bin liramızı batırsa ne olacak!"

Teknoparkların bu sektörü geliştirmek adına yürüttükleri önemli çalışmalardan biri olduğunu dile getiren Ergün, sayıca bir yere ulaşılan teknoparklarda nitelik olarak da seviyeyi yükseltmek gerektiğini ifade etti. 

Kamuda Ar-Ge teşviklerinin ne olduğunu henüz tam anlamayanlar olduğunu dile getiren Ergün, şunları kaydetti:  

"Denetim ve teftiş kurumlarında, Sayıştay'da, başka yerde, denetim yapıyor adam, bize diyor ki; 'Ar-Ge teşviki vermişsiniz ama paranız boşa gitmiş; burada kamu zararı var'. Biz projeyi önemli gördük, bir şey çıkmayabileceği ihtimalini de düşünerek verdik parayı zaten. Kamuyu da denetim kurumlarını da bu konulara alıştırmak gerekiyordu. Onun için biz mesela teknogirişim sermayesi desteği verdiğimiz zaman çocuklara rahat rahat şunu söylüyoruz; 'Size 100 bin lira veriyoruz, çünkü size güveniyoruz, isterseniz bu parayı batırabilirsiniz, batarsa batsın, sizin gibi kafasında proje olan adamlar paramızı batırsınlar'. Ne paralarımızı kafası çalışmayan adamlar batırdı, kafası çalışan bir adam 100 bin liramızı batırsa ne olacak! Çocuklar zaten batırmadı da. Bu alan böyle; atarsın bir şey çıkmaz, atarsın bir şey çıkmaz ama bir gün büyük balığı yakalarsınız. Biz onun peşindeyiz. Böyle düşünmezsiniz Ar-Ge yapamazsınız, Ar-Ge yapacak adam bulamazsınız." 

Bakan Ergün, bilişim sektörüne yönelik özel teknoparklar oluşturmak gerektiğini belirterek, bu teknoparklar arasında bağ kurup bir bilişim vadisi atmosferinin yakalanması gerektiğini söyledi. 

Teknoparklarda önemli destekler ve teşvikler olduğunu ve 2023 yılına kadar bunların devam edeceğini ifade eden Ergün, teknoparkları daha fonksiyonel hale getirecek çalışmalar yapacaklarını kaydetti.  

Bu alandaki çalışmaların markaya da dönüşmesi gerektiğini belirten Ergün, yazılım alanının marka fırsatlarıyla dolu olduğunu dile getirdi.  

Yazılım sektörünün desteklenmeye değer bir sektör olarak gördüklerini vurgulayan Ergün, "Ancak, herkes tarafından önemi ve tarafı henüz kavranmış değil. Türkiye'de bütün sektörler, bunun kendilerinin ne işine yarayacağını, işlerini ne kadar kolaylaştıracağını tam olarak kavrayabilmiş değil. Bunun önemini her vesileyle sektörlere anlatmak gerekiyor ki çocuklar yaptıkları yazılımları bir yere aktarılabilsin. Bu olmayınca bir uygulama yazıyorlar, Apple Store'a atıp satmaya çalışıyorlar. Bunların önemli bir bölümü belki de sektörlerde işe yarayacak yazılımları da hayata geçirebilir. Sektörler, teknoparklardaki şirketlerle ilgilenirlerse, onların yaptıklarının kendi alanlarında nasıl bir hamleye yol açabileeğini de yakından görür. İşlerin atadan kalma usüllerle gitmemesi lazım. Bu alan bütün sektörlere rekabetçi olma fırsatı da veren bir sektördür" ifadelerini kullandı.  

"Hem Ar-Ge merkezleri hem de teknoparklardaki yüksek fiyatlar radarımızda" 

Bakan Nihat Ergün, katılımcılardan birinin ara eleman ve yetişmiş mühendis ihtiyacına ilişkin sorusu üzerine, birçok insanı bu alana çekebilecek çalışmalara ihtiyaç bulunduğunu belirterek, orta okul, lise ve üniversitede eğitimlerin eksikliğinin giderilmesi için çalışıldığını kaydetti 

Teknoparklara ilişkin bir soru üzerine de Ergün, Ar-Ge merkezi kurmada 50 tam zamanlı araştırmacı sayısını 30'a düşerecek çalışma yapıldığını, bu sayının 25 de olabileceğini belirterek, "Teknoparkların kuruluşuyla ilgili kanunda da değişiklik yapacağız. Buralar kamu desteği ile kurulan yerler olduğu için azıcık fiyatlarına müdahale hakkımız var. Buralar bir amaçla ve kamu desteğiyle kurulmuş, buraya girmeyi imkansızlaştıran, yönetici şirketlerin para kazandığı yer mantığıyla işletmelerine rıza gösterilmez. Yönetmelikle de olabilecek bir konu. Hem Ar-Ge merkezleri hem de teknoparklardaki yüksek fiyatlar radarımızdadır" değerlendirmesinde bulundu. 

Ergün, dönüştürülme sürecinde dershanelerin yenilikçi bilişim liseleri adı altında hizmet verip veremeyeceğine ilişkin soruya ise "Bence bir mahsuru yok. Şimdi özel okullar için ciddi teşvik var" yanıtını verdi.