"AB ile ilişkiler düzene girecek"

AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AB'nin son İlerleme Raporu'nun Türkiye'nin reform kararlılığını teyit ve attığı pozitif adımları da takdir ettiğini belirtti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Bağış, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Jean-Maurice Ripert onuruna bakanlıkta verdiği öğle yemeğinde, Ripert'in Türkiye'de çok önemli çalışmalara imza attığını ifade ederek, kendisinin bir faslın açılmasında çok önemli katalizör görevinde bulunduğunu dile getirdi.

Bağış, Ripert'in son yılların en objektif ilerleme raporlarından birinin yayınlanmasına çok önemli katkılarda bulunduğunu kaydederek, "Bugün de kendisine hep birlikte veda edeceğiz ama aynı zamanda da bu kendisine bir teşekkürümüz ki, gerçekten çok yoğun bir çaba ortaya koydu ve bundan sonra da bir Fransız diplomatı olarak artık komisyonunun değil Fransa'nın bir diplomatı olarak Türkiye'nin AB ilişkilerine Moskova'dan destek vereceğine yürekten inanıyorum" dedi.

"Tabii böyle tecrübeli, yapıcı birini kaybetmekten üzgünüz ama Moskova'da artık Türk-AB ilişkilerinin bir dostu olacağını bilmekten dolayı da mutluyuz" diyen Bağış, AB tarafından yayınlanan 2013 Türkiye İlerleme Raporu'yla ilgili şunları söyledi:

"Bu dönemin belki en önemli süreçlerinden bir tanesi geçtiğimiz hafta yayınlanan ilerleme raporu. Her ne kadar raporun yayınlanma tarihiyle ilgili bazı çekincelerimizi aktarmış olsak da raporun içeriği, Türkiye'de 'yandı bitti kül oldu, her şey kötüye gidiyor' çaresizliği içerisinde bir takım mesajlar vermeye çalışanlara da şamar gibi döndü. Rapor, Türkiye'nin reform kararlılığını teyit etmiş oldu. Türkiye'nin attığı pozitif adımları da takdir etti. Tabii ki Türkiye'de de her ülkede olduğu gibi eleştirilebilecek bazı konular olduğunu da gündeme getirdi. Başından beri söylüyoruz, raporlar zaten ülkelerin fotoğrafını çekmelidir. Fotoğrafın içerisinde olumlu olduğu kadar olumsuz konulara da mutlaka yer verilmelidir. Biz bunları anlayışla karşılarız."

AB üyesi olmuş birçok ülkenin de çeşitli konularda eksiklikleri ve sorunları olduğuna dikkati çeken Bağış, "Türkiye'nin de bazı meseleleri vardır ama bunun objektif ve yapıcı bir dille dile getirilmesi farklı, geçmiş yıllarda gördüğümüz gibi daha tepeden bakan bir dille anlatılması farklıdır. İşte bu yüzden 2013 İerleme Raporu'nu biz Türkiye-AB ilişkilerinin ilerlemesine vesile olacak bir rapor olarak görüyoruz ve AB'nin tarihinde ilk defa bir faslın açılmasının rapora endekslenmiş olması her ne kadar çok görülmemiş bir yaklaşım tarzı olsa bile biz bu raporun yayınlanmasından sonra AB üyesi ülkelerin 22. faslın açılamasıyla ilgili aldıkları kararı da olumlu bir gelişme olarak görüyoruz" ifadelerini kullandı.

Raporda, 30 Eylül'de açıklanan demokratikleşme paketine dair kapsamlı bir değerlendirmesinin yer almasının ve Türkiye'nin çözüm sürecinde attığı adımların ve kararlılığının takdir edilmesinin kendilerini memnun ettiğini kaydeden Bağış, şöyle devam etti:

"Zaman zaman AB'nin bazı raporlarına sert çıkışlar göstermemiz o raporların aslında tonuyla alakalıdır ama bu raporun objektif olması da bizim tepkilerimizin de daha evvel benim de yaptığım açıklamaların, bugün sayın Başbakanımızın yaptığı açıklamaların da tonunu belirlemiştir. Biz bu yüzden ümit ediyoruz ki 5 Kasım'da Kalkınma Bakanımız Sayın Cevdet Yılmaz'la Brüksel'e gidip 22. faslı - Bölgesel Politikalar faslını- açtığımızda bu bir başlangıç olacaktır ve bundan sonra Türkiye'nin AB ile olan ilişkileri artık daha düzene girecek ve mantıksız, gereksiz ve anlamsız siyasi engellerin kalktığı bir dönemi hep birlikte yaşayacağız."

AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu Üyesi Stefan Füle'nin 23. ve 24. fasılların açılmasıyla ilgili yaptığı çağrıya da dikkatİ çeken Bağış, şöyle devam etti:

"Biliyorsunuz, Türkiye'yle ilgili yapılan eleştirilerin, bu son yayınlanan ilerleme raporundaki eleştirilerin bile yüzde 90'ından fazlası, aslında bu iki faslın içeriğiyle alakalıdır. AB kuralları gereğince bu iki faslın açılması da aslında bir zorunluluktur çünkü AB'nin aldığı karar çerçevesinde, konseyin aldığı karar çerçevesinde bu fasılları açmadan, yani insan hakları, ifade özgürlüğü, yargı konusunda gerekli adımları atmadan aday ülkelerin diğer fasılları açmaması gerekirken sadece ve sadece tek bir ülkenin itirazı nedeniyle bu iki faslın açılmamış olması aslında içinde bulunduğumuz mantıksızlığın, akıl tutulmasının bir göstergesidir. Ümit ediyorum ki sizlerin de katkılarıyla bu iki faslın önündeki engeller kaldırılacak ve Türkiye'nin bu eleştirilen konularda da gerekli adımları atması için gerekli teşvik yapılacaktır."

AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Ripert da iki yıl önce Türkiye'ye geldiğinde Türkiye'nin AB üyeliğine inancının tam olduğunu ifade ederek, Türkiye'den yine aynı inançla ayrıldığını dile getirdi. Ripert, Türkiye'nin AB üyeliğiyle ilgili tarih konusunda da selefinden farklı düşündüğünü belirterek, "ne kadar erken olursa o kadar iyi olur, çünkü üyelik kampanyasının sloganı 'Birlikte daha güçlüyüz'e hala inanıyorum" şeklinde konuştu. Ripert, 22. faslın açılacak olmasını da çok güzel bir haber olarak değerlendirdi.

Yemeğe, AB Türkiye Delegasyonu üyelerinin yanı sıra çeşitli Avrupa ülkelerinin büyükelçileri ve diplomatik misyon temsilcileri katıldı.

Bu konularda ilginizi çekebilir