"Anadilde eğitim kültürel birliktelik ve eşitliği sağlar"
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
İSTANBUL - Uluslararası Kültürel Araştırmalar Merkezi (UKAM) Başkanı Doç. Dr. İlhan Kaya anadilde eğitimin sosyal ve kültürel eşitsizlikleri azalttığını belirterek "Anadilde eğitim alan öğrenciler akademik hayatlarında daha başarılı oluyorlar" dedi.
'Türkiye'de Anadilde Eğitim Sorunu: Zorluklar, Deneyimler ve İki Dilli Eğitim Model Önerileri' raporunu açıklayan Doç. Dr. İlhan Kaya, anadilde eğitim sorunun ABD, Kanada, İngiltere gibi gelişmiş ülkelerde de yaşandığını ifade etti.
55 ülkede yaptıkları incelemeleri düzenlenen basın toplantısında kamuoyu ile paylaşan Kaya, "Hazırladığımız raporların sonuçları incelendiğinde anadilde eğitim alan öğrencilerin akademik hayatlarında daha başarılı olduklarını gördük. Anadilde eğitim sorunu bizim ülkemizde olduğu gibi bazı gelişmiş ülkelerde de yaşandı. Bu devletlerde anadilde eğitim üzerine değişen yasalar ve uygulanan stratejiler gösterdi ki anadilde eğitim bölünmeyi değil tam aksine kültürel birlikteliği ve eşitliği getirmiştir" dedi.
Toplumların üzerindeki baskıların her zaman tehlikeli sonuçlar doğurduğuna dikkat çeken Kaya, "Toplumlar özgür bırakıldığında pozitif sonuçlar vermiş. 'Galce' buna en güzel örnektir. Birleşik Krallık'ta Galce anadilde eğitim olarak verildiğinde çok yoğun bir taleple karşılaşılmış fakat zaman içerisinde Galce tercih eden öğrenci sayısı yüzde 3'lere kadar düşmüş" dedi.
Anadilde eğitim 4 modelde incelenebilir
İncelenen 55 ülkede görüldüğü üzere anadilde eğitim 4 model çerçevesinde ele alındığına değinen Kaya şunları söyledi: "İncelediğimiz 55 ülke üzerinde gördük ki 4 model dünya üzerinde kullanılmaktadır. Bunlardan eğitimin ilk iki yılının ana dilde eğitim şeklinde verildiği geçiş modeli ABD ve Batı Avrupa'da, anadilin üniversiteye kadar devam ettiği idame modeli İspanya ve İngiltere'de, toplumlar arasında kaynaşmayı öngören zenginleştirici model Kanada'da, kaybolmakta olan dilleri geliştirmeyi ve korumayı ele alan model ise miras modelidir. Biz ilk aşamada sistemli bir şekilde anadilde eğitimin seçmeli ders olarak sunulmasını destekliyoruz fakat daha sonraki süreçte geçiş modeli ve geçiş modelinden sonrada zenginleştirici model kullanılması bizim UKAM olarak arkasında duracağımız bir strateji olacaktır"
Kürtçenin seçmeli ders olarak okutulmasını "ürkek ama önemli bir karar" olarak yorumlayan dır. Ancak bu adımın, Kürtçenin eğitim dili olarak benimsenmesi gerektiğini savunan kesimleri tatmin ettiğini söylemek mümkün değildir. Milli Eğitim Bakanlığı, Kürtçe seçmeli ders sürecini başlattı ancak Türkiye'nin seçmeli dersleri okutabilecek bir alt yapısı maalesef bulunmamaktadır. Bu nedenle, Türkiye'yi bir karmaşanın beklediğini söylemek mümkündür. Devlet, üniversitelerde Kürtçe öğretmenliği bölümleri bile açmamışken ve bir tek uzman bile yetiştirmemişken Kürtçe seçmeli dersleri vermeye başladı. Nitekim Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Emin Zararsız, Kürtçe dersinin sadece 21 bin öğrenci tarafından seçildiğini beyan etmiştir.20 Kürtçenin, sadece 21 bin öğrenci tarafından tercih edilmesinde, okul yönetimlerinin bu konudaki yönlendirmelerinin ve bu konudaki belirsizliklerin etkili olduğu da unutulmamalıdır.
Araştırmanın ortaya çıkardığı bir başka sonuç ise "Türkiye, Kürtçe seçmeli ders sürecine kötü ve plansız bir şekilde başlaması" oldu. Türkiye'de, bir an evvel kafa karışıklıklarının giderilerek bu konuda kalıcı plan ve stratejiler üretilmesinin önemine dikkat çeken Doç. Dr. İlhan Kaya, rapordan şu detayları anlattı: "Acilen bu konuda yetkin öğretim üyesi ve uzmanların yetiştirilmesi gerekiyor. Daha sonra ise çok kültürlü eğitim programları geliştirilmeli, eğitim fakülteleri bünyesinde çok kültürlü eğitim programları açılmalı ve öğretmen yetiştirme programlarının niteliği iki dilli eğitim için uygun hale getirilmelidir. Ayrıca Kürtçe öğretmenliği bölümleri kurularak, bir an evvel bu alandaki uzman eksikliğinin giderilmesi gerekmektedir"