"Cenevre II'den sonuç bekliyoruz"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz ile birlikte basın toplantısı yaptı.
Brüksel'deki ziyaretlerine değinen Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları şöyle:
"Heyecanlı bir görüşme oldu. Güzel ve verimli görüşmeler oldu. Tüm sorulara cevap vermeye çalıştık. Türkiye-AB ilişkileri ve bu süre içerisinde bizim uzun vadeli çalışmalarımızı ele alma imkanımız oldu. Özellikle 23-24. Fasılla ilgili değerlendirmelerimizi gündeme getirdik. Özellikle Türkiye'de yargı, yürütme ve yasama ile ilgili konuları ele aldık. Dezenformasyonun olduğunu gördük ve bunları düzeltme yoluna gittik. Türkiye'nin son 10 yılda attığı adımlar sıradan adımlar değil. Gerek temel hak ve özgürlükle noktasında, gerek çözüm süreci ile ilgili attığımız adımlarda sessiz devrim gerçekleştirdik. Çözüm süreci de hassasiyetle devam edecek.
"Cenevre II'den bir sonuç bekliyoruz"
Üzerinde ısrarla durduğumuz diğer konuda, Suriye meselesidir. Bunu da ele aldık. Dün akşam ekrana düşen 55 bin kare fotoğraf izahı mümkün olmayan, insanlık trajedisi ve vahşetin değerlendirmesidir. Yarın Cenevre II toplantısı var. Bu toplantıdan bir netice bekliyoruz. Eğer buradan bir netice çıkmazsa Cenevre II'ye katılanların da bir sorumluluğu olacak. BM Güvenlik Konseyi olarak atılması gereken adımlar olabilir. Türkiye olarak, atmamız gereken adımların çalışmasının içerisindeyiz. Ülkelerimizi bu noktada zorlamalıyız ve adımları atmalıyız. Biz şu anda 700 bin sığınmacıyı Türkiye'de barındırırken, AB ülkelerinde 60 bin kişi barınıyor. Biz 2 milyar doları aşkın harcama yaptık. Bize şu anda gelen BM de dahil olmak üzere 130 milyon dolardır. Bu bizim insani ve vicdani bir görevimizdir.
"Mısır'da Batı duyarsız kaldı"
Ayrıca Mısır'ı ve askeri darbeyi konuştuk. Seçimle işbaşına gelmiş olan bir cumhurbaşkanının indirilmesi karşısında Batı'nın duyarsızlığını konuştuk. Eğer demokrasiye inanıyorsak, demokratik yöntemlerle işbaşına gelenleri savunmak bizim görevimizdir, diye düşünüyorum.
"Rum tarafı yapıcı yaklaşmalı"
Kıbrıs meselesi üzerinde durduk. Bizler KKTC'nin her zaman yapıcı bir yöntemle yaklaşması sürecine desteğimizi verdik. Garantör ülke olması hasebiyle Yunanistan'ın da yapıcı destek vermesi gerektiğini savunuyoruz. Temel ilkemiz iki kurucu ülke esasına dayalı bir ortaklıktır. Bunun dışında herhangi bir şey söz konusu olamaz. Bize mesela bugün, askerin çekilmesi gibi bir şey söylediler. Böyle bir şeyi biz kabul etmiyoruz. Annan Planı'nda bu geldiğinde kabul etmiştik, ama Rum tarafı kabul etmemişti. İyi niyetle görüşmelerin yapılması ve Rum tarafının bundan kaçmaması gerekiyor. Temenni ederim ki, bir araya gelmek suretiyle Kıbrıs sorununu çözeceğimizi umuyorum.
"Netice alamazsak başka arayışlara gireriz"
AB, 51 yıldır bizi kapıda bekletiyor. Netice alamazsak bu bizi başka arayışların içine itebilir. Öncelikli olarak nereden netice alırsak, ona göre adım atabiliriz. Şu andaki görüşmelerimiz doğru istikamette. Temenni ederim ki bu süreç böyle devam eder. Bloke edilmiş fasıllar var. Önümüzdeki haftalarda görüşmeler yapacağız, olumlu adımlar atabilirsek, ilişkiler önem kazanacak. "
[PAGE]
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Brüksel'de Tüm Sanayici ve İş Adamları Derneği'nin (TÜMSİAD) 2. Genel İstişare Kurulu'nda da bir konuşma yaptı.
Türkiye ile AB arasındaki pürüzlerin tek tek ortadan kaldırıldığını belirten Erdoğan, "2014'ün Türkiye'nin AB üyeliği, Türkiye'deki demokratikleşme reformları bakımından bir milat olacağını burada ifade etmem lazım.
İş adamlarımızın, sivil toplum örgütlerimizin, özellikle de buradaki vatandaşlarımızın, dost kardeş ülke vatandaşlarının katkılarıyla bu süreci artan bir ivmeyle devam ettirecek, Türkiye-AB ilişkilerini artık istenen noktaya inşallah taşıyacağız" dedi.
Küresel finans krizine rağmen Türkiye ekonomisinin gösterdiği performansa dikkati çeken Erdoğan, "Türkiye ekonomisi, kararlı şekilde, sağlam ve dirençli bir yolda belirlediği 2023 hedeflerine doğru ilerlemeye devam ediyor. 2023 hedefleri konusunda toplumun tüm kesimlerinde özellikle de iş dünyamızda tam bir kararlılık olduğunu görüyoruz" diye konuştu.
"Farklıyız farklılığımızı da ortaya koymamız lazım" diyen Erdoğan, yıllık 100 milyon yolcu kapasiteli 3. havalimanını ve Kanal İstanbul projesini hazmedemeyenler olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "17 Aralık operasyonunun altında bu yatırımları engellemek var. 25 Aralık operasyonunun altında bu yatırımları engellemek var ama bu oyunu evelallah bozuyoruz, bozacağız. İçeriden ya da dışarıdan hedeflerimizin, bu kutlu yolculuğumuzun kesilmesine yönelik atılan bu adımlar bizim hızımızı kesemeyecektir. Kararlıyız, inanıyoruz ve bunu başaracağız."
Türkiye'nin bugünü ve geleceği için son derece net formülleri olduğunu belirten Erdoğan, "En başta istikrar ve güveni çok güçlü şekilde muhafaza edecek Türkiye'nin yeniden o istikrarsız günlere, o koalisyon dönemlerine, belirsizlik dönemlerine geri dönmesine müsaade etmeyeceğiz. Demokratikleşme yolunda reform kararlılığımızı güçlü şekilde muhafaza edeceğiz. Dış politikada barıştan, insan ve vicdan odaklı, adalet odaklı yaklaşımlardan taviz vermeyeceğiz" dedi.
Reformları yaparken hükümet olarak çok büyük engellerle karşılaştıklarını söyleyen Erdoğan, "Hükümetimizi devirmek için darbe senaryolarının hazırlandığını gördük. Devlet içine sirayet etmiş örgüt ve çetelerin hükümetimize kastettiğini gördük ve yaşadık. Çok kirli aynı zamanda kanlı provokasyonlar yapıldı. Partimiz kapatılmak istendi. Hukuk zorlanmak suretiyle hızımızı yavaşlatmak, reformlarımızın önünü kesmek istediler. Bütün bu engellemeler, bu saldırılar karşısında 11 yıl boyunca dik bir duruş sergiledik. Engelleri, badireleri, saldırı ve sabotajları tek tek aşarak Türkiye'yi büyütmeye, Türkiye'nin gücünü ve itibarını artırmaya devam ettik" diye konuştu.