"Çözüm süreci en büyük bayramı gençlere yaşatacak"
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, çözüm sürecinin gençleri yakından ilgilendirdiğini belirterek, "Atılmakta olan adımların netice alabilmesi için biraz fırsat tanımak lazım. Çözüm süreci en büyük bayramı gençlere yaşatacak" dedi.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
İSTANBUL - Çözüm sürecini asıl ilgilendiren kesimin gençler olduğunu belirten Bakan Kılıç, "Doğrusunu isterseniz çözüm süreci en büyük bayramı gençlere yaşatacak. Bir anda bütün olumsuzlukların son bulacağını düşünmek ve sabırsızlık göstermek bu sürece zarar verir. Sabırlı olmak lazım. Atılmakta olan adımların netice alabilmesi için biraz fırsat tanımak lazım" diye konuştu.
"Muhalefetin çözüm sürecinde neler olup bittiğini bilmiyoruz" şeklindeki eleştirilerine Bakan Kılıç, şöyle cevap verdi:
"Kendilerine bir zamanlar açtıkları krediyi sormak lazım. Ne oldu da kredi açtılar, ne oldu da o krediyi kapadılar. AK PARTi iktidarı ne yaptığını bilmeyen bir iktidar değildir. Dolayısıyla bu yönde sarf edilen sözler boş laf olacaktır. Bu ülkede artık terörle ilgili bilinmeyen bir şey var mı? Bugüne kadar terörle klasik yöntemlerle mücadele edildi. Bugün gelinen noktada demokrasinin içinde kalmak, hukukun gereklerinin dışına taşmamak kaydıyla milletin vicdanına da tercüman olacak biçimde yeni bir adım atma gereği doğdu ve bu doğrultuda da adımlar arka arkaya atılıyor. Bu sürecin bilinmeyenlerden müteşekkil bir süreç olduğunu iddia etmek bana göre anlamsızdır. Terörün bitmesi muhalefetin işine gelmiyor. Türkiye'nin çözemediği tek mesele terör meselesi. Bunun çözüme kavuşması elbette ki iktidarın elini kuvvetlendirecektir. Diğer yandan bakıldığında da terör meselesinin çözülmesi muhalefetin kartlarını kullanılamaz hale getirecektir. Ben muhalefetteki bu sürece yönelik direnişi muhalefet etme imkanlarının ortadan kalkacak olmasına bağlıyorum."
Sürecin sonunda terör faaliyetlerinin sona ermesinin hedeflendiğinin altını çizen Bakan Kılıç, "Bunlar sonlandığı takdirde Türkiye'de çözümü üzerine konuşulamayacak hiçbir mesele kalmaz. Yeter ki demokrasiye yönelik silahlı tehdit ortadan kaldırılmış olsun" ifadelerini kullandı.
Bakan Kılıç, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün sürece ilişkin açıklamalarına da temas etti. Toplumda ciddi bir beklenti olduğunu söyleyen Bakan Kılıç, "Bu beklentiyi doğru yönde yönetebilmek lazım. O nedenle Sayın Cumhurbaşkanı'nın söylediklerinin sürecin bir özeti olduğunu düşünüyorum. Bugünden yarına her şeyin biteceği şeklinde bir hava yaymak sürece katkı değil zarar verir. Terör örgütü ve terörist faaliyetler Türkiye dışında konuşlansın, orada beklemede kalsın gibi bir yaklaşım sürecin dinamikleriyle bağdaşan bir yaklaşım değildir. Biz hem silahlı unsurların Türkiye'den ayrılmasını hem de sınır ötesinde silahlı unsur faaliyetlerinin son bulmasını bekliyoruz. Sürecin gidişatı da bu yönde. Umudun en asgariye indiği dönemde Hükümet bir inisiyatif aldı ve devletin bütün kurumlarını bu inisiyatifin ardında odaklamayı başardı. Artık bundan sonra neticeye yoğunlaşmak lazım" şeklinde konuştu.
Muhalefetin Hükümet'e yönelik ‘Terör örgütüyle pazarlığa oturdular' şeklindeki ithamlarına karşılık Bakan Kılıç şunları söyledi:
"Teröristle pazarlığa oturmak gibi bir iddia son derece haksız bir iddiadır. Muhalefetin iktidarda olduğu dönemde de terör vardı. Onlar terörü bitirdi de biz mi yeniden getirdik. Çözüme dair yöntemleri, fikirleri nedir? Muhalefet çalışsın, çözüm üzerine düşüncelerini getirsin. Bunu yapmayıp kalkıp da ‘Teröristle pazarlığa oturdunuz', ‘Terör örgütünün ortağı haline geldiniz' gibi yaklaşımlar son derece yakışıksız ve çirkin yaklaşımlardır. Ana muhalefetin Cumhuriyetimizin en köklü sorununa bakışı buysa vay halimize demekten başka çare yok. Allah'tan AK PARTi gibi siyasi bir iktidar var da bunların önüne iş düşmeyecek."
Muhalefetin, Hükümet'in Cumhuriyet'in genleriyle oynadığı iddiasına Bakan Kılıç, "Cumhuriyet'in gen haritası AK PARTi kadrolarının gen haritasıyla birebir örtüşen bir gen haritasıdır. Cumhuriyet bu topraklara, insanlarımıza, onların inançlarına, farklılıklarına saygılıdır. Cumhuriyet her şeyden evvel cumhurun iradesidir ve insan merkezlidir. Bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bu coğrafyanın farklılıklarıyla kavga halinde gösteren anlayışın adı Cumhuriyet Halk Partisi anlayışıydı. Bugün de bu anlayışı terk etmediler. Bizim siyasi ve bürokratik kadrolarımızın ne Türkiye Cumhuriyeti ile ne de onun kısaltılmışı olan T.C. ile bir sorunu olamaz. Biz Cumhuriyetimizin yüzüncü yıl hedeflerini ortaya koyan bir iktidarız. Bu hedefleri önüne koyan bir iktidarın Türkiye Cumhuriyeti ile bir sorunu olabilir mi?" diye cevap verdi.
Avrupa Parlamentosu'nda BDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü'nün, PKK'nın terör örgütü olarak anılması yerine, Türkiye ile çatışan bir güç olarak adlandırılmasına yönelik önerisinin CHP'lilerce onaylanmasıyla ilgili olarak Bakan Kılıç, "Türkiye'nin terörle mücadelesi bellidir. Bir tarafta Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasal güvenlik birimleri vardır. Diğer tarafta illegal bütün vasıtalarla Türkiye Cumhuriyeti'nin devleti ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne yönelik sistematik saldırılar gerçekleştiren bir terör örgütü gerçeği var. İkisini denk unsurlar gibi karşı karşıya göstermek kabul edilebilir bir durum değil. Türk Silahlı Kuvvetlerini terör örgütüne eş değer bir silahlı unsur olarak göstermek başlı başına bir gaflettir. Böylesi bir sürecin içinde bu tür gafletlerin yaşanmaması gerektiğini düşünüyorum. CHP ve MHP milletvekillerinin bu öneriyi kabul etmelerini nereye koymak gerektiğini bilemiyorum. Muhtemelen AK PARTi'nin dediğinin tersini yapmak için onaylama gereği duydular." ifadelerini kullandı.
"MHP'nin bazı iddiaları oldu. Oktay Vural'ın ‘İki bakan ile iki milletvekili MHP'ye tezgâh kuruyor' şeklinde açıklaması oldu. Gelecek günlerde siyasetin daha da gerileceğini düşünüyor musunuz?" şeklindeki soruya Bakan Kılıç, "Bugüne kadar iktidar partisi olarak gerilimden medet ummadık. Muhalefette bunun tersi oldu. Seçim dönemleri muhalefet gerilimden beslenmeyi seçti. Önümüzde 2014 Mart ayında yerel seçim var. Gene 2014 yaz aylarında cumhurbaşkanlığı seçimleri var. 2015 yılının mayıs veya haziran ayında milletvekili seçimi yapılacak, bu arada kuvvetle muhtemel bir anayasa referandumu yaşanabilir, mecliste anayasa için gerekli çoğunluk sağlanamayacağından dolayı. Bu demek ki önümüzde üçü kesin, biri ihtimal olmak üzere 4 tane seçim var. Muhalefet bir icraatta bulunamadığına göre iktidar olduklarında da Türkiye'nin kronik sorunlarına çözüm bulamadıklarına göre vaat edecekleri bir proje yok, iktidarın hiçbir şekilde alternatifi olamayacaklarına göre kutuplaştırmadan, nefret söylemlerinden medet umacakları apaçık ortada. Bu Türkiye'ye zarar verir. Türkiye'nin muhalefet partileri Türkiye'nin zararına olacak meselelerden medet umuyorlarsa buna benim söyleyecek sözüm yok. Takdiri kamuoyunun takdirine bırakıyorum" şeklinde cevap verdi.
Bakan Kılıç, batı illerinde ziyaretlerde bulunduğu kadar, doğu illerini de ziyaret ettiğini söyledi. Geçtiğimiz hafta Van ile Diyarbakır illerini ziyaret ettiklerini belirten Bakan Kılıç, "Gezdiğimiz doğu illerinde halk da artık terör sorununun çözülmesini istiyor. Diyarbakır sokaklarında esnaf ziyareti yaparken orda Başbakan bu işin arkasında samimi bir şekilde duruyor. Bu meseleyi çözerse Başbakan çözer. Başbakanın niyeti sağlam, iradesi kuvvetli, sizler de bunun arkasında durun, destek verin, artık çözümü gerçekleştirin. CHP ve MHP siyasi olarak işlerine gelmese bile bu sürece destek verse ne olur. Belki bir miktar oy kaybedebilirler, AK PARTi oy kazanabilir, büyüyen Türkiye olduktan sonra bunun ne önemi var. Tersinden düşünelim, çözüm süreci ters gitti AK PARTi risk altına girmiş olmaz mı, biz bu riski aldık. Sayın Başbakan bu konuda gerekeni söyledi. Türkiye'yi badireden kurtarmak için ne yapmak gerekiyorsa yapacağız, ben bu bedeli ödemeye hazırım dedi. Türkiye'nin menfaati ortadayken ben partimin menfaatini ön plana çıkaramam dedi" diye konuştu.
Çözüm süreci için tüm imkânlarıyla sahaya indiklerini ve insanlara durumu anlattıklarını ifade eden Bakan Kılıç, halkın nabzını tutmalarına rağmen halkın kafasında soru işaretlerinin olduğunu belirtti. Bakan Kılıç, "İnsanların kafasında tırnak içerisinde söylüyorum, ‘Ne verildi de bu aşamaya gelindi' bu kompleksi bizim atmamız lazım. İspanya'da ETA terörü yok muydu, İrlanda'da İRA terörü yok muydu? Avrupa'nın göbeğinde bu ülkeler. Terör sorununu çözmediler mi bu ülkeler. Demek ki insan aklı demokratik meşru zeminlerde konuşarak makul bir çözüm yolu bulabiliyor. Avrupalılarda bu akıl var, İspanyollarda var, İrlandalılarda var da Türklerde mi yok bu akıl. Bu diplomatik, politik akıl Türklerde mi yok, bunu mu ima ediyor muhalefet. Eğer ortada bir akılsızlık varsa bunu şurada aramak gerek, 35 yıldır bu memleketi terör sorunuyla yaşamak zorunda neden bıraktık. Niye 35 yıldır dinamik ve reaktif çözüm süreçlerini ortaya koymadık. Eğer birinden hesap sorulacaksa çözüm sürecini demokratik zeminde çözmeye çalışan Başbakandan değil, ülkesini terörle yaşatan, çözüm için parmağını bile oynatmayan başbakanlardan hesap sormak lazım" dedi.
Akil insanların sürece sağlayacağı destekle ilgili olarak Bakan Suat Kılıç, "Akil insanlar sürecinde benim destek verdiğim şey şu, çözüm süreci sadece AK PARTi'nin meselesi gibi görünüyor. Çözüm sadece AK PARTi'nin meselesi değildir. Çoğulcu olması gerekir. Mesela Akil İnsanlar'ın Muğla'da ziyaret ettiği bir sivil toplum kuruluşunda AK PARTi'ye destek vermeyen kişiler var; fakat Akil İnsanlar heyeti içerisinde sevdikleri birileri varsa sürece destek vereceklerdir. Muhalefet sürece destek vermedi, eğer destek verselerdi akil insanlara gerek olmayabilirdi. Ama gene de onlara ihtiyaç olabilirdi, bir Kadir İnanır'dan etkilenecek olacaktır. Mesela Orhan Gencebay tüm şarkıları kardeşlik üzerine yapmış bir insandır.