"Demokratik açılımda kadınların eşitliği de var"
Bakan Kavaf, demokratik açılımın içerisinde kadınların eşit olmadıkları konumlardan çıkarılarak daha eşit konuma getirilmesi gerektiğini söyledi
İSTANBUL - Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, artık Türkiye'nin terörden doğan ekonomik zararı karşılamaya tahammülünün olmadığını belirterek, demokratik açılımın içerisinde kadınların eşit olmadıkları konumlardan çıkarılarak daha eşit konuma getirilmesi, fırsatlardan ve imkanlardan eşit olarak faydalandırılmasının da bulunduğunu söyledi.
Türkiye Kadın Girişimciler Derneği'nin (KAGİDER) Kasım Ayı Toplantısı'nda konuşan Kavaf, kadınların karşı karşıya kaldığı problemlerin hem ekonomik hem de sosyal içerikli problemler olduğunu belirterek, tarihsel birikimin sosyal gelişimde belirleyici olduğunu söyledi.
Kavaf, kadın girişimcileri engelleyen kanunların olmadığını, ancak uygulamada, mesleki eğitime erişememe, finansal kaynaklara ulaşamama, mal varlığının eşit olmadan dağıtılması, gerekli teminatlara erkekler kadar rahat ulaşılamamasının kadın girişimcileri engellediğini dile getirerek, kadın ve erkek arasındaki yüzde 50'lik paylaşımın geçmişe dönük de dikkate alınması gerektiğini vurguladı.
Kavaf, demokratik açılım sürecinin kadınlara yönelik boyutunu da değerlendirerek, şöyle konuştu:
"II. Mahmut'tan bu yana bir demokratikleşme çabamız var. Tanzimat fermanını ilk uyum paketi olarak nitelendirmek mümkün. Yaklaşık 30 yıldır terörle mücadele sürecimiz var. Terörle mücadele kapsamında Türkiye'nin 100 milyar dolarlık ortalama bir harcamış olduğu para var. Ekonomik kayıp olarak düşünüldüğünde 400 milyar dolar teröre gitti. Bu para Türk ekonomisine girseydi, Türkiye'nin eğitim, sağlık, altyapı, istihdam giderleri için harcanmış olacaktı. Türkiye'nin altyapı eksikliği bu parayla tamamlanmış olabilirdi. Terörün sonlandırılması için her türlü yöntem denendi. Şimdiye kadar denenmeyen demokratik açılım süreciydi. Artık Türkiye'nin terörden doğan ekonomik zararı karşılamaya tahammülü yok. Dünyayla entegre olmuş G20'lerin içerisinde bir Türkiye... İnsanların beklentileri yüksek. Doğal olarak refahtan daha çok pay almak istiyorlar. En doğal insanlık hakkıdır. Herkes daha iyi eğitim almak istiyor. O zaman bu paranın mutlaka bu ülkede harcanması gerekiyor.
Biz nakit paraya çevirebilecek doğal gazı ve petrolü olan bir ülke değiliz. Biz halktan toplanan vergilerle ve bir miktar da borçlanarak kalkınan bir ülkeyiz. Onun için kaynaklarımızı da son derece dikkatli kullanmamız gerekiyor. Bu anlamda her türlü enerjimizi ülkenin kalkınmasına harcanacak şekilde demokratikleşme sürecini hızlandırmamız gerekiyor. Demokratik açılıma bu çerçevede bakıyoruz. Bu anlamda tabii ki bölgeler arasındaki gelişmişlik farkını gidermek üzere nerede yatırıma ihtiyaç varsa oraya yapılacak. Türkiye bir bütün ve güçlü Türkiye ancak bölgeler arasındaki gelişmişlik farkının minimuma inmiş olduğu bir Türkiye'dir. Demokratik süreci kalkınmayla alakalı bir süreç olarak değerlendiriyoruz."
"Başbakanın eşi ve kızları çalışmıyor"
Bakan Kavaf, bir katılımcının "Liderlerin topluma örnek olması gerekir. Başbakan'ın eşi ve kızları çalışmıyor. Bakanların eşleri ve kızları çalışmıyor. Eylem ve söylem uyumsuzluğu var. Türkiye'deki liderlikte en büyük eksik bu. Eylem ve söylem uyumsuzluğu..." sözlerine ilişkin de "Çalışmak, çalışmaya karar vermek, üretim sürecinde yer almak ya da almamak insanların bireysel tercihleridir. İnsanları zorla çalıştıramazsınız. Burada, Sayın Başbakanımızın yakın çevresindeki kadınların çalışmadığını ifade ettiniz, bu onların kendi hür ifadesiyle verdikleri bir karardır. Ama bu bir samimiyetsizlik göstergesi olarak algılanamaz. Tam tersi, bakın, bu konudaki samimiyet göstergesinin bir tanesi de parlamentodaki milletvekillerinin 30 tanesi bizim partimizden" şeklinde konuştu.
Siyasette kadın kotası
Bakan Selma Aliye Kavaf, "Kadınların seçimlerde daha çok yer bulabilmesi için bir kota belirlenmesi Türkiye için söz konusu olabilir mi?"sorusuna ise "Demokratik açılımdan bahsettik. Bu demokratik açılımın içerisinde kadınların eşit olmadıkları konumlardan çıkarılarak daha eşit konuma getirilmesi, fırsatlardan ve imkanlardan eşit olarak faydalandırılması da var. Eğer bununla ilgili bir düzenleme olacaksa mutlaka o süreçte bu konu da dikkate alınmalıdır. Bu siyasi partiler ve seçim kanununda yapılacak bir düzenlemedir. Ama tabii ki kanunlar Anayasa'ya aykırı olamaz biliyorsunuz. Bu konuda yeni bir anayasa düzenlemesi gerekir" yanıtını verdi.
Bir gazetecinin demokratik açılımda kadınlara özel bir çalışma yapılıp yapılmayacağı yönündeki sorusuna ilişkin ise Kavaf, şunları kaydetti:
"Demokrasi bir insan hakları meselesi. Biz kadın-erkek diye ayırmıyoruz, insan olarak bakıyoruz. İnsanların toplam hayat kalitesinin iyileştirilmesi olarak bakıyoruz. Yasalar önünde zaten kadınların haklarını kullanma noktasında bir engel yok. Birçok gelişmiş Avrupa ülkesinden daha ileri düzeyde olan yasalarımız var. Ama bu yasaların hayata geçmesi zaman alan bir şey. Bu konuda zihinsel gelişim ve dönüşümün toplumsal olarak yaşanması gerekiyor. Bu dünyada da böyle olmuş. Biz de bu süreci yaşıyoruz. Demokratik açılım da bu süreci hızlandıracaktır."