"Demokratik özerklik projesi işsizliğe çare olabilir"

BDP Genel Başkanı Demirtaş, yerinden yönetim modelinin Türkiye'nin geciktirebileceği bir öneri olmadığını ileri sürdü.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Türkiye'de her bir bölgenin kendi yerel kaynaklarını, merkezi hükümetin koordinesinde kullanarak ekonomik sorunlarını çözebileceğini iddia ederek, bu nedenle demokratik özerklik projesinin işsizliğe de çare olabileceğini öne sürdü.

Demirtaş, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, İstanbul Başakşehir'deki izinsiz gösteride cemevine yönelik saldırıyı değerlendirdi. Saldırıyı kınadıklarını belirten Demirtaş, bu saldırının partileri ile irtibatlandırılmasını hakaret saydıklarını ifade etti.

Sorumluların en kısa sürede ortaya çıkarılmasını isteyen Demirtaş, "Oraya yapılan saldırı, Maraş'ta, Çorum'da Sivas'ta Gazi Mahallesi'nde oynanan oyunların bir kez daha sahneye konulması girişimidir" dedi.

Demirtaş, DİSK'in düzenlediği bir etkinlikte Genel Başkan Süleyman Çelebi ve yöneticilerine yönelik sert müdahaleyi de kınadıklarını söyledi. Selahattin Demirtaş, iktidarın, elindeki kolluk gücünü, kendisine yönelik en küçük muhalefete dahi kullanmaktan geri durmadığını savundu.

Slikozis hastalarının sorunlarına da değinen Demirtaş, bu konuda kanun teklifleri hazırladıklarını, araştırma önergeleri sunduklarını, ancak hükümetin herhangi olumlu bir adım atmadığını ileri sürdü. Demirtaş, söz konusu kişilerin, çalıştıkları işten dolayı malul olmalarına rağmen emeklilik taleplerinin kabul edimlediğini söyledi.

Sinema ve dizi setlerinde çalışan işçilerinin mağduriyetlerinin de çözüme kavuşturulmadığını belirten Demirtaş, 90 dakikaya varan dizilerin çekimleri için set işçilerinin günde 18 saat çalışmak zorunda kaldıklarını ifade etti.

Demokratik özerklik tartışması

Türkiye'de her bir bölgenin kendi yerel kaynaklarını, merkezi hükümetin koordinesinde kullanarak ekonomik sorunlarını çözebileceğini iddia eden Demirtaş, bu nedenle demokratik özerklik projesinin işsizliğe de çare olabileceğini öne sürdü.

Yerinden yönetim modelinin Türkiye'nin geciktirebileceği bir öneri olmadığını ileri süren Demirtaş, şöyle devam etti:

"72 milyonluk Türkiye, sadece Başbakan'ın iki dudağının arasından yönetilemez. Artık herkes yönetime katılmak istiyor. Özerkliğe karşı çıkanlara soruyorum, acaba hayatınız boyunca oy vermek dışında bir kez bile yönetime katıldınız mı?

Biz sorun çözülsün istiyoruz ama hükümetin böyle bir derdi yok. Peki Kürtler ne yapacak, taş atmak, slogan atmak yasak, pankart açmak yasak, yürüyüş yapmak, yumurta atmak, dağa çıkmak yasak, siyaset yasak gazete, kitap basmak yasak. Biri de çıksın ne yapacağımız söylesin o halde.

Sayın Başbakan sanatçılarla, sporcularla, yazarlarla, rektörlerle açılım için toplantılar yaptı. İşin asıl muhatabı, sorunu yaşayanın geliştirdiği çözüm önerileri 'çirkin tezgah ve provokasyon' olarak değerlendiriliyor. İsmi Kürt sorunu, Kürdün kendisi öneri yapıyor, buna provokasyon diyorsun. Böyle bir anlayışla nasıl çözülecek bu sorun. Bir ülkenin Başbakanı, alacağı oyu ülkesinden daha değerli görebilir mi? Ben iddia ediyorum, ben bu ülke canımı veririm, sen neyini verirsin Sayın Başbakan?

'Demokratik süreci baltaladınız' deniyor. Ben merak ediyorum, nasıl bir süreç yürüyordu ki baltalaşım olduk? Ortada proje ya da süreç yok ki baltalansın."

Demirtaş, Genelkurmay Başkanlığının partilerine yönelik olarak bildiri yayımladığında hükümetin ses çıkarmadığını savunarak "İddia ediyorum, Genelkurmay bildirisi, hükümetin bilgisi ve onayı dahilinde yapılmıştır. Eline geçirdiği vesayeti bile muhaliflerine karşı kullanan bir hükümet anlayışı var" dedi.

Bu konularda ilginizi çekebilir