"Deniz rezervleri için yasal bir statü gerek"

Greenpeace Akdeniz Denizler Kampanyası Sorumlusu Dökmecibaşı "Akdeniz'i koruyalım" kampanyası kapsamında basın toplantısı düzenledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

İSTANBUL - Greenpeace Akdeniz Denizler Kampanyası Sorumlusu Banu Dökmecibaşı, Çevre ve Orman Bakanlığı'nın "daha fazla inisiyatif alarak sürdürülebilir deniz yaşamını korumayı amaçlayan bir deniz rezervleri ağının gerçekleştirilmesi için yasal bir statü oluşturması gerektiğini" bildirdi.

Dökmecibaşı, "Akdeniz'i koruyalım" kampanyası kapsamında İstanbul'a gelen "Rainbow Warrior (Gökkuşağı Savaşçısı)" adlı gemide düzenlediği basın toplantısında, geminin Akdeniz turunun Türkiye ayağı için İstanbul'a geldiğini, bu kapsamda Greenpeace'nin deniz rezervleri önerisini güçlendirecek ve denizlere yönelik tehditlerin gündeme getirileceğini anlattı.

Akdeniz'in, insanların yarattığı birçok yıkıcı tehditle karşı karşıya bulunduğunu ve acilen korunmaya ihtiyacı olduğunu vurgulayan Dökmecibaşı, "Bugüne kadar alınan önlemler zarar görmüş deniz kaynaklarının iyileştirilmesi için yeterli değil" diye konuştu.

Büyük ölçekli deniz rezervleri ağının oluşturulması için bu konuyu siyasi iradenin ele alması gerektiğini belirten Dökmecibaşı, Akdeniz'e kıyısı olan ülkelerin geç olmadan harekete geçmeleri gerektiğini bildirdi.

Türkiye'nin 3 tarafının denizlerle çevrili olmasına rağmen denizlerin korunması için fazla çaba harcamadığını öne süren Dökmecibaşı, "Deniz alanlarını kapsayan tek yasal düzenleme, Barcelona Konvansiyonu çerçevesinde oluşturulan 'Özel Çevre Koruma Alanları'dır. Tamamen koruma altına almak, sadece balıkçılık ve bilimsel araştırmalara izin veren bölgelerin oluşturulmasıyla mümkün olabilir. Ancak bu konuda henüz hazırlanan bir plan yok" dedi.

Dökmecibaşı, şunları kaydetti:

"Çevre ve Orman Bakanlığı daha fazla inisiyatif alarak sürdürülebilir deniz yaşamını korumayı amaçlayan bir deniz rezervleri ağının oluşturulması için yasal bir statü oluşturmalıdır. Bu tür bir yaklaşım, açık denizler ve kıyı alanları için acilen gereklidir. Bunun ilk adımı da tahrip edici endüstriyel balakçılık yerine ekosisteme ve çevreye öncelik tanımakla olacaktır."

Gerekli kurumların desteğini alabilmek için imza kampanyası başlattıklarını da hatırlatan Dökmecibaşı, isteyen herkesin bir imzayla Türkiye'de deniz rezervleri açılmasına destek verebileceklerini dile getirdi.