"Devlet kurumlarının işgaliyle mücadele edeceğiz"

Kerinçsiz, "Bundan sonra asıl mücadele edilmesi gereken, devletin kurumlarının işgalinin önlenmesidir. Çünkü işgal, özellikle yargıda" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Ergenekon davası sanıklarından avukat Kemal Kerinçsiz, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin tahliye kararının ardından cezaevinden çıktı. Kerinçsiz'i, Silivri Cezaevi'nden çıkışında, eşi Gönül Kerinçsiz ve sevenleri karşıladı.  

Basın mensuplarına açıklama yapan Kerinçsiz, 22 Ocak 2008'de kaldıklarını, bu uzun aradan sonra kaldıkları yerden mücadelelerine aynen devam edeceklerini söyledi. 

Mustafa Kemal Atatürk'ün askeri, Mahmut Esad Bozkurt'un varisi olarak kaldığı yerden mücadelesine aynen sürdüreceğini vurgulayan Kerinçsiz, 6 yıl 2 aylık esaretin, mücadelelerinden kendilerini asla geri döndüremeyeceğini dile getirdi. 

Kerinçsiz, yurtseverlere ve vatanseverlere selam göndererek, onların Ergenekon tertibinin önceden farkına vardıklarını, her tarafta çoban ateşlerini yaktıklarını, dirençlerini gösterdiklerini ve bu tertibin önemli ölçüde çökmesine yol açtıklarını anlattı. 

Kemal Kerinçsiz, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"2001 yılında başlayan bu tertip, düğmeye o tarihte basılmıştır, 2006'da başlayan Oslo görüşmeleriyle beraber paralelliğini getirmiştir. Hemen akabinde 2007'nin Mayıs ayında başlayan Ergenekon süreci esas 2 ana hedefe yönelmiştir. Aslında hedef Türk Devleti'ni çökertmek, bitirmektir. Tüm kurumlarıyla birlikte tasfiye etmektir. Ama bunların en başında, TSK'yı yeniden NATO'ya kopmaz zincirlerle bağlamaktır. Bu başarılmış mıdır? Evet maalesef yeniden Türk Devleti ve TSK 2000'li yılların öncesinde Avrasya politikalarından vazgeçirtilmiş ve kopmaz bağlarla NATO'ya, ABD'ye bağlanmak durumunda kalınmıştır. Tertibin ikinci ana amacı federasyon yolunun açılmasıdır. Maalesef o da 2006'dan itibaren Oslo görüşmeleriyle beraber gelinen bu noktada, federasyon bağıra bağıra gelmiştir. Kürt devletinin temelleri fiilen atılmak üzeredir. Artık bu noktadan sonra Ergenekon tertibinin yürütülmesine lüzum da gerek de kalmamıştır. Çünkü amaçlarına ulaşılmıştır." 

"Devletin kurumlarının işgali önlenmeli" 

Kerinçsiz, bu davanın önemli ölçüde hukuk dışılığını ortaya koyan bütün Türk hukukçularına, başta Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ve yönetim kurulu üyelerine, İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ve yönetim kurulu üyelerine, hukukçulara ve avukatlarına teşekkür ederek, bu mekanizmanın çökmesinde bu kişilerin büyük rol oynadığını söyledi. 

"Tertip, belki bir müddet daha devam edecekti ama bu tertipten alınan alındı. Bundan sonra asıl mücadele edilmesi gereken, devletin kurumlarının işgalinin önlenmesidir. Çünkü işgal, özellikle yargıda" diyen Kerinçsiz, 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin tahliye taleplerini reddetmesini eleştirdi. 

Kerinçsiz, 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin ret kararıyla Anayasayı ihlal ettiğini savundu. 

Cezaevinde 6 yıl kaldığını aktaran Kerinçsiz, "Özgürlük elbette güzel şey ama asıl olan kişilerin özgürlüğü değil özgür vatanda yaşayabilmektir. Mühim olan, o özgür vatanı koruyabilmektir" diye konuştu.