"En önemli endişe kaynağı gelecek seçimler"
Fitch Rating Türkiye Genel Müdürü Berker, "Popülist politikalar ve uygulamalarla mali disiplinden sapılması olağandır" dedi.
İSTANBUL- Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Rating Türkiye Genel Müdürü Ayşe Botan Berker, Türkiye için en önemli endişe kaynağının gelecek seçimler olduğunu belirterek, "Popülist politikalar ve uygulamalarla mali disiplinden sapılması olağandır" değerlendirmesinde bulundu.
Berker, Euromoney Conferences tarafından düzenlenen Türkiye Finans ve Yatırım Forumunun "Türkiye, Bölge ve Dünya" konulu oturumunda yaptığı konuşmada, G20'lerin ekonomik ve siyasi konularda giderek önem kazandığına dikkati çekerek, Türkiye'nin de burada güçlü bir üye olduğunu hatırlattı.
Berker, oturum başkanının Türkiye'deki reform sürecine ilişkin bir sorusu üzerine, "Evet reformlarda bir yavaşlama, yorulma var bence" dedi.
Bunun da reformlara AB'nin verdiği tepkiden kaynaklandığını düşündüğünü dile getiren Berker, Türkiye'nin yapısal ve sosyal anlamda pek çok reform gerçekleştirdiğini, ancak AB'den buna ilişkin olumlu geri dönüş olmadığını söyledi.
Berker, "O zaman 'neden yapıyoruz' diye soruluyor. 'Kendimiz için yapıyoruz' denilse de tabii ki bu konuda AB'den de bir yumuşama bekliyoruz. Ama bu hiç gelmiyor" dedi.
IMF ile ilişkiler konusunda ise Berker, IMF'den ucuz fon alınmış olsaydı bunun büyümeyi ne kadar teşvik edeceğinin bilinmediğini belirterek, Türkiye'nin bugün durumunun IMF parası olmadan da iyi olduğunu ifade etti.
Mali açıdan bakıldığında Türkiye'ye ilişkin haberlerin olumlu olduğunun altını çizen Berker, ancak Türkiye için en önemli endişenin gelecek seçimler olduğunu vurguladı. Berker, "Popülist politikalar ve uygulamalarla mali disiplinden sapılması olağandır" değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Berker, bir sonraki not artışına ilişkin tahmininin sorulması üzerine, "Bunu tahmin etmek çok zor. Şu anda durağan görünümdeyiz. Onun için üç vadede demek doğru değil" dedi.
Berker, "Türkiye'de bundan sonraki seçimden koalisyon hükümeti çıkması, beklenen not artışına ilişkin değişiklik yaratır mı?" sorusuna, "Hayır önemli olan hükümet politikalarıdır" şeklinde yanıtladı.
"15 yıl sonra Türkiye AB'yi kabul edecek"
Prof. Dr. Asaf Savaş Akat da Türkiye'de 2000'li yıllardan bu yana muazzam değişiklikler yaşandığını belirterek, şimdi bunun meyvelerinin görüldüğünü anlattı.
Türkiye'nin 20 yıl önceki Türkiye olmadığını altını çizen Akat, "Türkler'in çoğu 20 yıl önce Avrupa'nın evrensel değerlerine inanır, güvenirlerdi. Bugün neden Avrupa'ya güveneyim ki? Türkiye'yi reddediyorlar. Artık yeni ilişkiler var. 15 yıl sonra AB Türkiye'yi kabul edecek, Türkiye 'hayır' deyip, teşekkür edecek. Bu çok iyi olur, benim tahminim bu" dedi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Maliye Bakanı Ersin Tatar da Kuzey Kıbrıs'ın Türkiye'nin AB üyeliği açısından bir darboğaz oluşturmadığını, burada başka sorunlar olduğunu söyledi.
Kıbrıs Rum Kesiminin Annan Planını kabul etmeden dahi AB'ye alındığını hatırlatan Tatar, burada bir çiftte standart bulunduğunu, insanların kendilerini kandırılmış gibi hissettiklerini ifade etti.
Ashmore Yatırım Yönetimi Portföy Yöneticisi Tolga Ediz de "Avrupa'nın gücünü kaybettiği" argümanının doğru olmadığını belirterek, AB vizyonunun hala önemli olduğunun altını çizdi.
Türkiye'de reform sürecinin yavaşladığını belirten Ediz, "Belki yeni bir seçime ihtiyaç var. Yeni bir dalga ile yeniden başlamalıyız" dedi.