"Fındıkta psikolojik savaş" var mı?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Ali Haydar GÖREN / İstanbul Fındık İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi

Değerli yazarımız Ali Ekber Yıldırım gazetemiz DÜNYA'da yayımlanan yazısında "Fındıkta psikolojik savaş" başlığı atmış.

Yıldırım'ın ve Yıldırım gibi düşünenlerin hayal dünyasında büyük bir savaş sürüyor.

Bu arkadaşlar yazıları ve söylemleri ile tüm Türkiye'yi bu savaşa ortak ve taraf etmeye çalışıyorlar.

Onlar sayısı milyonları bulan üreticiden yana. Ötekilerse kendi çıkarları için herkesin ekmeği ile oynayan, oyun içinde oyun yapan ve psikolojik savaş sürdüren bir gurup ihracatçı.

Daha öncede yazdık. Hayat ve gerçek böyle değil.

Soğuk savaş döneminden kalma bu demode durumun tarifi en çok üreticiye zarar veriyor. Üreticinin çıkarlarını savunmak üzere yola çıkan bu arkadaşlarımızın yazdıklarının söylediklerinin ne üreticimize ne de ülkemize beş kuruşluk hayırları olmadı, olmazda.

Bu tür bir kamplaşmadan ve kamplaştırmadan kimsenin kazanması mümkün değildir.

Arkadaşlar sürekli kendi işçilerine kayıp ettiren, öfkeli ve kötü sendika liderleri gibi davranıyorlar.

Böyle bir savaş yok. Biz onların tarif ettikleri savaşın bir parçası değiliz. Tersine üretici, ihracatçı ve fındığı ara madde olarak kullanan sanayiciler aynı gemideler. Hepimiz fındıktan ekmek yiyoruz.

Şimdi sadede gelirsek...

Devlet "Ben fındık aldıkça arz artıyor artık fındık almayacağım. Fındığın fiyatının düşmesine yol açan şey arz fazlasıdır. Bunu ortadan kaldıracağım, bunun için fındığı sökene para vereceğim. Üreticilerim hem fındığı sökmekten hem de alternatif ürün ekmekten para kazanacaklar. Arz-talep dengeye girecek ve fındık iyi para edecek ve doğru fiyatı bulacak" dedi. Bu arkadaşlar kıyameti kopardılar.

Herhalde şöyle demeliydi: "Arkadaşlar bugüne kadar izlediğim politikalarda ısrar edeceğim. Ben devletim, benim görevim vatanın başka yerlerinden topladığım parayı fazladan ektiğimiz ürünlere aktarmak. Siz burada fındık dikmeye devam edin, ben sizin diktiğiniz fındığı almaya devam edeceğim."

Bu mudur sosyal devlet olmak ve üreticiyi kollamak?

Bu durumu sürdürmeyi talep etmek üreticiyi kollamak değil, düpedüz ona kötülük etmektir.

Bu ülkenin zar zor topladığı kaynaklarını çarçur etmektir.

Şimdi siz yıllar boyunca üreticiyi savunmak adına fındıkta arzı patlatan destek politikalarının bayraktarlığını yapacaksınız. Koparttığınız gürültü ile siyasete şantaj yapacaksınız. Devletten en yüksek fiyatı almayı marifet sayacaksınız. Bu arada da vur abalıya misali ha babam ihracatçıya saldıracak, onları "fındıkta oyunlar oynamakla" suçlayacaksınız.

Kamu oyunu en yüksek fındık fiyatının Türkiye için en hayırlı şey olduğuna inandıracaksınız.

Fındık Tanıtım Grubu "Durum böyle değil, şöyle" dediğinde faul yapmış ve üzerine vazife olmayan işlerle uğraşıyor olacak.

İnsaf.

Yıllardır şunu söylüyoruz.

"Biz FTG olarak yıllardır dünyada ve fındık tüketimini artırmak için uğraşıyoruz. Para ve emek harcıyoruz. Ancak fiyatların yüksek ve istikrarsız olması nedeni ile istediğimiz hedeflere bir türlü ulaşamıyoruz. Yüksek fiyat hayrımıza değil.Dünyada fındık tüketimi artmıyor. Bırakın dünyayı içerde Türkiye'de bile bu fiyatlarla fındık satmamız çok zor."

Şimdi siz bir ürünün pazarlama ve tanıtımından sorumlu olacaksınız ama fiyatı ile ilgilenmeyeceksiniz. Böyle bir tanıtım ve pazarlama zihniyeti nerede var?

Herkes fındık üzerine, fındık politikaları üzerine konuşacak ama siz FTG olarak konuştuğunuzda faul yapmış ve üzeriniz vazife olmayan işlere kalkışmış olacaksınız.

Fındık 5 lira olduğunda devlet elindeki stoklara rağmen fındık satmayacak (Ki biz de asla böyle bir talepte bulunmadık) ama 3 lira olduğunda sosyal devletliğini yapacak ve fındık alacak. Bizse bu durumu hatırlatan ilanlar verdiğimizde ve "Çözüm arzı azaltmak üreticimizi güçlendirmektir." dediğimizde tehdit ediyor olacağız.

Arkadaşlar elinizi vicdanınıza koyun.

Koymakla kalmayın, biraz orada tutun.

Gerçek hayatta pazarlama ve tanıtımın başarısı, ürünün fiyatına doğrudan bağlıdır.

Fiyat ve üretim koşullarına taraf olmayan bir pazarlama olamaz. FTG bu duruma müdahil olmakla kendi işini yapmaya çalışmaktadır.

Sorun yerine birazcık çözüm üretin ve şuna cevap verin Türkiye arz fazlası sorununu nasıl halledecek.