"HES'ler olmasaydı Türkiye elektriksiz kalacaktı"

Bakan Veysel Eroğlu, muhalefetin HES'ler ile ilgili eleştirilerde bulunduğunu belirterek, "HES'lere karşı çıkıyorsunuz ama HES'ler olmasaydı bugün Türkiye elektriksiz kalacaktı" dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, TBMM Genel Kurulu'nda Bakanlığının bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada, dünyada orman varlığı ve odun serveti azalırken Türkiye'de hem ormanlık alanın hem de odun servetinin arttığını, teşkilatın çalışmalarıyla gurur duyduğunu ifade etti. Ağaçlandırma konusunda ortaya koydukları hedeflerin aşıldığın  kaydeden Eroğlu, orman teşkilatının sadece orman alanlarını değil okul, hastane, ibadethane, yol kenarlarını da ağaçlandırdığını söyledi.

Muhalefet milletvekillerinin fidanlıkların kapatıldığından söz ettiklerine işaret eden Eroğlu, şöyle konuştu:

"Neticeye bakalım. Geçmişte yılda 75 milyon adet fidan üretilirken, biz geçen sene 470 milyon adet fidan ürettik, fark burada işte. Orman köylüleri için gelir getirici ürünlere çok büyük önem veriyoruz. Bu maksatla, 'odun dışı ürünler' adıyla ceviz, badem gibi ürünleri dikerek onların gelirini, refah seviyesini artırma maksadıyla kullanmalarına müsaade ediyoruz. Orman teşkilatımız gerçekten çok iyi çalışıyor. 2013 yılında 13,1 milyon metreküp endüstriyel odun üretimi, ayrıca 6,7 milyon yakacak odun ve 160 bin ton odun dışı orman ürünü üretti ve bunların satışlarından 2 milyar liradan  fazla bir gelir elde etti. Aynı zamanda orman köylülerine çok büyük destek veriyoruz. Bu amaçla üretim faaliyetleri kapsamında biz 2013 yılında orman köylülerine yaklaşık 1,4 milyar lira katkıda bulunduk. Halbuki bu rakam 2002 yılında 253 milyon lira iken, biz bunu yaklaşık olarak 5 misli artırmak suretiyle 1,4 milyar liraya çıkardık.  Ayrıca, bal ormanları kuruyoruz. Bu sayede, Türkiye son on yılda dünyada bal üretiminde beşinci  sıradan ikinci  sıraya yükseldi, bu da gerçekten orman teşkilatımızın büyük başarısı. Vatandaşlarımıza rahat nefes alacağı alanlar kuruyoruz. 127 adet şehir ormanı, bin 534 mesirelik alan tesis ettik."

Eroğlu, ormanların yüzde 90'nın orman kadastrosunun tamamlandığını ancak tamamının tapusunu alamadıklarına işaret ederek, Orman kadastrosu ile  Tapu Kadastro'nun birlikte çalıştığını, 17 milyon 700 bin hektarlık alanın tapusunu aldıklarını, 2015 yılı sonuna kadar bütün ormanların tapusunun alınacağını söyledi. 

"En başarılı ülke..."

Orman yangınlarıyla mücadelede teşkilatın destan yazdığını ifade eden Eroğlu, "Orman yangınlarında Avrupa'da en başarılı ülkeyiz. Sadece Türkiye'de değil, aynı zamanda pek çok Avrupa ülkesine de destek veriyoruz orman yangınlarıyla mücadelede. Ayrıca, Antalya'da bir orman yangınlarıyla mücadele eğitim merkezi kurduk. Diğer ülkelerdeki orman teşkilatlarını da burada eğitiyoruz" dedi.

Eroğlu, orman yangınlarında sadece ormanlara değil, tarla ve bahçe yangınlarına karşı da mücadele verdiklerini ifade ederek, çölleşme ve erozyonla mücadele çalışmalarının da devam ettiğini vurguladı. 

 "Biyolojik çeşitlilik olarak bizim flora ve faunamız kıta Avrupa'sından daha fazla...Muazzam bir biyolojik çeşitlilik ve zenginlik var" diyen Eroğlu,  Türkiye'de  korunan alanlarda geri kalıyormuş gibi bir izlemin yaratıldığını, ancak bunun doğru olmadığını söyledi. Eroğlu "Biz, biyolojik çeşitlilikte ve korunan alınlarda çok büyük mesafe katettik. Son 10 yılda korunan alan sayısı 2002 yılında 950 iken, 2013 yılında bin 533'e yükseldi. 2002 yılında korunan alanın büyüklüğü 3,4 milyon hektar iken, 2013 yılında 5,6 milyon hektara yükseldi, yani yaklaşık 1,5-2 katı. Milli park sayısı 33'ten 40'a yükseldi. Tabiat anıtı sayısı 102'den 111'e, tabiat parkı sayısı 17'den 193'e; ayrıca   Ramsar sulak alanları da 9'dan 14'e yükselttik" diye konuştu.

Çanakkale savaşlarının 100. yılı için 49 proje hazırladıklarını belirten Eroğlu, bunları teker teker yapacaklarını bildirdi.

Eroğlu, "Türkiye'de bugün su sıkıntısı yoksa bunu DSİ'ye borçluyuz. Geçmiş hükümet 3,5 yılda 9 tesis açmış ama biz şimdi yılda 350-400  tesis açıyoruz. Pek çok şehrimizde su yoktu. 76 yerleşim yerinin su meselesini, hem de 30-40 yıl sonrası için çözdük. Bunları topluca açıyoruz. Geçen sene 112 tesis açıldı, 16 milyar lira... Bu sene de 113 tesisi açtık, 3 milyar 250 bin lira... Sizin zamanınızda neredeyse tuvalet açmaya kabine gidiyordu" dedi.

Muhalefet milletvekillerinin HES projelerine yönelik eleştirilerde bulunduğuna dikkati çeken Eroğlu, şunları kaydetti:

"Sulamada hakikaten destan yazıyoruz. Şu ana kadar DSİ 5 milyon 750 bin hektar alanda çalıma yaptı, yüzde 68'e ulaştık. Yeter mi? Değil. İnşallah, sulamayı hızlandırıyoruz ve 2013 ve 2014 yıllarını da biz sulamada hamle yılı ilan ettik. İnşallah çok kısa zamanda bu yaklaşık 6 milyon hektarı 8,5 milyon hektara yükselteceğiz. Bin Günde bin Gölet Projesi...Şu anda 334 tanesi gölet ve sulama bitti, bir kısmı baraj ve 2014 yılı sonuna kadar bin değil, bin 71 tanesini tamamlayacağız, yüzümüzün akıyla size sunacağız; HES'lere karşı çıkıyorsunuz ama HES'ler  olmasaydı bugün Türkiye elektriksiz kalacaktı. Geçmişte HES'ler ihmal edilmiş. Ben geldiğimde 2003 yılı başında 26 milyar kilovat saat olan elektrik üretimini, 78 milyar kilovat saate yükselttik. İçme suyu konusunda söyleyecek hiçbir şeyiniz yok. Türkiye'de ne kadar susuz yer varsa, oraya su götürdük, 76 yere su götürdük. İzmir'in suyu yoktu.  Gördes Barajı'ndan,100 kilometreden fazla mesafeden iki metre çapında dev isale hattıyla suyu götürdük. Hükümet, sırf İzmir için 508 milyon TL para harcadı."

En büyük yatırımları İzmir'e yaptıklarını,  kente son 10 yılda 11 milyar liralık  yatırım yapıldığını anlatan Eroğlu, HES'lerin çoğunlukla CHP'li belediyelerin olduğu yerlere yapıldığını söyleyen bir milletvekiline yanıt verirken, "Su neredeyse oraya baraj yapıyoruz. Etüt yapılıyor. Hangi köyün CHP'li, hangi köyün ise başka partili olduğunu bilmemiz mümkün değil" karşılığını verdi.  

Eroğlu, bir soru üzerine, bakanlıkta sayman tarafından 6,5 milyon liralık sahtecilik yapıldığını belirterek, "Normalde personelin bankaya yatıracağı maaşları imzalamışlar...Ama maaşların toplam miktarı değiştirilerek,  paraların bir kısmını kendi hesabına aktarmış. Bu sahtekarlığı biz belirledik. Bu konuda hiçbir ihmal yok. Arkadaşlarımız yakaladı, olayı yapan da şu anda hapiste. Yolsuzluk, sahtecilik yapanı biz hapse atarız" dedi.  

[PAGE]

"Aktif ayrımcılık konusunda desteklerinizi bekliyorum"

İçişleri Bakanı Muammer Güler, milletvekillerinin sorularını yanıtlarken, en stresli, en zor ve ücretlerine iyileştirme yapılması gerekenin kolluk görevlileri olduğunu, polisin bunun başında geldiğini belirterek, 11 yılda mali ve sosyal hak düzeltmeleri yapıldığını söyledi. Güler, "Başbakan'ın da bizim de sözümüz var. Üç konuda özel sıkıntı var; ek gösterge, fazla mesai ve emekliliklerinde maaş düşük. Onları çözeceğiz. Şahsi görüşümü söylemiyorum.  Polislerle ilgili konuyu getirdiğimizde diğer meslek grupları getiriliyor, Maliye Bakanlığı büyük mali yük getiriyor diye geride kalıyor. Bu konuda sizlerin de aktif ayrımcılık konusunda desteklerinizi bekliyorum" dedi.

Güler, Büyükşehir Yasası ile valiliklerin ve kaymakamlıkların kaldırılmasının söz konusu olmadığını, Hükümet olarak da böyle bir görüşleri bulunmadığını ifade etti.  Güler, birinci sınıf mülki idari amirlerinin ek göstergelerinin 6400'e yükseltilmesi için bakanlık olarak bir çalışma yaptıklarını bildirdi. 

"Erzurum Vali Yardımcısı'nı ne yapacaksınız?" sorusuna Güler, "Vali yapmayacağız" karşılığını verdi.

Manavgat'ta HES'ler ile ilgili soruları da yanıtlayan Güler, "Özel güvenlik görevlilerinin zor kullanma yetkisi yasada şartlı olarak düzenlenmiştir. Adli işlem olarak güvenlik güçlerimiz konuyu incelemektedir. Orada zabıtaya mukavemet suçu da işlenmiştir. Oradaki konu,  lisansı ve ÇED raporu alınmış konuda 'illa iş yapılmayacaktır' diye bir direnme kanuni değil. Eğer orada ÇED veya lisans kanuna aykırı ise idari yargıda düzeltme yolu vardır ama ben zorla, şiddet kullanarak yaptırmam şeklindeki davranış da tasarruf hakkının kullanılmasına engeldir. Yargı yolları açıktır" diye konuştu. 

[PAGE] 

"Yüksekova'da anneler ağladı"

BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, şahsı adına yaptığı konuşmada, İçişleri Bakanı Güler'in Yüksekova'da  üç kişinin yaşamını yitirdiği olaylar ve gezi olaylarında yaşamını yitiren ve gözaltına alınanların durumuna hiç değinmediğini belirterek, "Öyle şeyler anlattınız ki Türkiye gerçekten demokrasi ülkesi, herkes huzur ve refah içinde, insanlar demokratik haklarını dile getiriyorlar. Şu anda Türkiye'de çatışmasızlık süreci var. anneler ağlamasın diyoruz ama Yüksekova'da anneler ağladı. Ateşkes sadece kırsalda asker ve gerilla arasında çatışma olmaması değildir. Güvenlik güçlerinin beyin ve zihinlerinde de olmalıdır" dedi. 

TBMM Gene Kurulu'nda, İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Türkiye Su Enstitüsü ve Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'nün 2014 yılı bütçeleri kabul edildi. 

Bu konularda ilginizi çekebilir