"İster gel ister gelme"

Başbakan Erdoğan, muhalefetin boykot nedeniyle meclise gelmemesi halinde bile Meclis'in çalışmalara devam edeceğini söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA- AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, CHP'lilerin ant içmemesi ile BDP'lilerin boykot kararını değerlendirdi.

AK Parti Genel Merkezi'nde ilk grup toplantısında konuşan Erdoğan, "AK Parti iktidarını çoğunluğun azınlığa tahakkümü olarak sorgulamak isteyenler, acaba bugün azınlığın çoğunluğa tahakkümünü sorgulamayacaklar mı?"diye sordu.

Şu anda azınlığın çoğunluğa tahakküm etmesinin istendiğini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Böyle bir şey olabilir mi? O zaman biz bu milletin iradesini nereye koyacağız? Ne diyorlar, başbakan bu işi çözsün. Başbakan ne yapacak? Mahkemeleri, hakimleri arayıp talimat mı verecek? Başka iktidarlar döneminde bunlar yaşanmış olabilir? Yaşandığını da biz çok iyi biliyoruz. Bunlar kayıtlarımızda var ama bu kayıtlar onların anladığı manada kayıtlar değil. Mağduriyetini yaşayanlar olarak bunları biliriz. Ama bizim dönemimizde  bunlar yaşanmaz ve yaşanmayacak. Yargı kararlarından dolayı TBMM'ye gelmeyenler, yemin etmeyenler, yasama, yürütme, yargı güçlerinin ayrımını hala kabullenemeyenlerdir. Hiç kimsenin hukuku da kanunları da hiçe sayma, yok sayma, çiğrneme hakkı yoktur. Türkiye muz cumhuriyeti değil, demokratik laik, sosyal bir hukuk devletidir. Nasıl olsa kanunları esnetiriz, hukuku çiğneriz mantığıyla, sonuçları bilerek ne olacağını bilerek, keyfice adaylar gösterenler, bugün yargı kararlarına herkes kadar saygı duymakla mükelleftir. Millet iradesiyle adalet duygusu karşı karşıya getirilemez."

Milli iradenin boykot edilmesine müsaade etmeyiz

 

Bundan sonra Meclis çalışmalarının normal şekilde süreceğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Meclisi çalıştırmaya devam edeceğiz. Muhalefetin hem mevcut sorunları, hem ülkenin genel sorunları aşma noktasında sorumlu davranıp yemin edip Meclis çalışmalarına katılması en büyük arzumuzdur. Ama olmadı, bu olmadığı takdirde milli iradenin boykot yoluyla engellenmesine asla müsahade temeyeceğiz. Muhalfet ister gelsin, ister gelmesin, parlamentonun çalışmasına mani bir hal yoktur. Anamuhalefetin Genel Başkanı televizyon televizyon dolaşıyor. Biz olmadığımız sürece komisyonlar çalışmaz diyor. Malesef inanın kılavuzu yanlış. Parlamento hukukunu bilen yanında bir tane adımı yok. Çünkü demokrasinin özellikle Türkiye'de bizim parlamentonun çalışmasına yönelik iktidar güçlü kılınmıştır. Neden? Azınlık çoğunluğa tahakküm etmesin diye. Yani komisyon çalışmalarına muhalefet gelmediği zaman komisyon çalışmaz diye bir şey yok. Bizim bir komisyon çalışmamızda anamuhalefet komisyonu terk etti, Anayasa mahkemesine götürdüler, ne yaptı Anayasa Mahkemesi, geri gönderdi. Bu ortada. Önümüzde delil olarak var, bunu bildikleri halde hala aynı yola başvuruyorlar. Televizyonlarda diyor ki, 'Biz komisyonlarda olmazsak, komisyonlar çalışmaz'. Sayın Kılıçdaroğlu, komisyon bal gibi çalışır. Yeterki bizim arkadaşlarımızın katılımında bir eksik olmasın. Meclis divanı aynı şekilde çalışır. Gönlümüz, demokrasi muhalefetle güç kazanır. onun için sizin de orada olmanız olmanızı istiyoruz, bizim derdimiz o. Gelirsiniz, gelmezsiniz, o sizin bileceğiniz bir şey."

Yargı talimat almaz

Hukukun siyasallaştığından dert yanıp, hukuka siyasi müdahalede bulunulmasını istemenin ne kadar büyük tutarsızlık olduğunu, ne kadar vahim bir hata olduğunu çok iyi bildiklerini belirten Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bilmeyenlere, bilmek istemeyenlere, kabul etmek istemeyenlere buradan bir kez daha duyuruyorum. Ekranları başında izleyenlere özellikle duyurmak istiyorum; Türkiye bir hukuk devletidir. Üstelik bugün Türkiye, üstünlerin hukukunun değil, hukukun üstünlüğünün egemen olmaya başladığı bir ülkedir.

Hukuka karşı imtiyaz talep etmek ne kadar yanlışsa dayatmalarla oldu bitti yapmaya çalışmak da o kadar yanlıştır.

Yargının kararlarından dolayı, doğrudan AK Parti'yi, doğrudan hükümeti itham edenler, eski alışkanlıkları nüksedenlerdir. Onların zamanında, onların döneminde, yargı, yasamadan veya yürütmeden talimatlar almış olabilir ama AK Parti hükümetleri döneminde yargı, millet adına karar verir, hiç kimseden de emir ve talimat almaz.

Hatırlatmak isterim ki, biz kendi iktidarımız döneminde kapatılma davasına maruz kalmış bir partiyiz. O durumda dahi mücadelemizi hukuk içinde verdik, başka herhangi bir yola tevessül etmedik.

Üstelik, bugün milli iradeyi temsil ettiği söylenen ve terör örgütü kurmaktan yargılanan o yazarlar, AK Parti'ye kapatılma davası açıldığı o süreçte, 'yargı da milli iradedir' şeklinde yazılar kaleme aldılar. Hepsi kayıtlarda var. Yasamanın da, yargının da milli iradeyi temsil ettiğini köşelerinde yazdılar. Dün milli iradeyi temsil eden yargı, bugün temsil etmiyor mu? Dün güya millet adına karar veren yargı, bugün millet adına karar vermiyor mu?"

Eksiklerimiz için aynaya bakıyoruz

Öte yandan, Erdoğan, "Oy vermeyen yüzde 50'ye birtakım sıfatlar ve sendromlar yakıştırmak yerine; biz, açık açık, samimiyetle özeleştirimizi yapıyoruz. Neden o yüzde 50'ye ulaşamadığımızın muhasebesini her an gündemimizde tutuyoruz. Acaba kendimizi anlatmakta bir eksiğimiz mi var diyerek her an aynaya bakıyoruz" dedi.

AK Parti'nin, 12 Haziran seçimlerinde de bir Türkiye partisi olduğunu açık ve net olarak ortaya koyduğunu belirten Erdoğan, bir bölgenin ya da bir etnik grubun partisi olmadıklarını söyledi. 

Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"81 vilayetin 78'inden milletvekili çıkarmak, her bölgede birinci olmak, izlediğimiz birlik siyasetinin bir sonucudur. Buradan aynı zamanda bu ülkenin aydınlarına sesleniyorum, bu ülkenin yazılı ve görsel medyasına sesleniyorum. Seçim öncesinde, 'artık Doğuyu, Güneydoğuyu AK Parti acaba terk mi ediyor, bırakıyor mu' diyenlere sesleniyorum; işte 12 Haziran seçimleri AK Parti'nin hiçbir yeri ihmal etmediğini, terk etmediğini çok açık ve net göstermiştir. Bu aynı zamanda onların tekrar yanıldığının da ifadesidir. Çünkü onlar milletimizin gönül dünyasını okumuyorlar. Gönül dünyasından çok uzaklar ama biz milletimizin gönül dünyasını okuyoruz. Milletimizin nabzını dinliyoruz ve adımlarımızı da ona göre atıyoruz."

Bu konularda ilginizi çekebilir