"İstihbaratın köküne kıran mı girdi?"

Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Bahçeli, Vezneciler'de bomba yüklü araçla gerçekleştirilen saldırıya ilişkin devlete "Bu nasıl bir devlet yönetimidir, nerede bu devlet?" diye sordu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.

Dün İstanbul Vezneciler'de herkesi acıya boğan bir vahşet yaşandığını vurgulayan Bahçeli, şehitlere Allah'tan rahmet, yararılara acil şifa diledi.

Bombayla yüklenmiş kanlı aracın İstanbul Vezneciler'e kadar getirildiğini, infilak ettirileceği uygun zaman kollandığını ve bundan kimsenin haberi olmadığını belirten Bahçeli, "Bu nasıl bir devlet yönetimidir, nasıl bir iktidar anlayışıdır? Türkiye'de kör topal olsa da bir hükümet var mıdır, vardır. Peki bu istihbaratın köküne kıran mı girmiştir? Nerede bu devlet, nerede bu hükümet, nerede bahsedilen milli kudret? Yüksek yargı başkanlarının mevsimlik işçilere özenip çay topladığı, MİT Müsteşarının Afrika’da gezdiği bir devlet sahipsiz değildir de nedir?" sorularını yöneltti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "İlk insanla başlayan bu mücadele kıyamete kadar sürecektir." dediğini anımsatan Bahçeli, "Hangi ilk insanın mağarasında bomba patlamış, hangi ilk insan terör faaliyetine girişmiştir? Mücadele kıyamete kadar sürecekse, yani terörün bitmeyeceği kabulleniliyorsa, 'yıktık, dize getirdik, başardık, gömdük, bitirdik' demenin ne alemi vardır?" dedi.

Bahçeli, "Ankara'da başkanlık falı açanların, partili cumhurbaşkanlığı olsun diye tutturanların, çıkarlarını her şeyin önüne koyanların bereketsizlik ve beceriksizliği gizlenemeyecek derecede ortadadır. Ülke olarak kaosta olduğumuz, karanlıkta bocaladığımız da yok sayılamaz." diye konuştu.

Türkiye’yi yönetmekle mükellef ve sorumlu hükümetin "bir tek kişinin peşine düşmüş, ona yeni bir koltuk bulma arayışına koyulduğunu" öne süren Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Başbakanlık koltuğunda oturan Sayın Yıldırım, geçen hafta öyle bir açıklama yapmış, öyle bir yanlışa imza atmıştır ki Türkiye'nin kuruluş sütunları bir kez daha sallanmıştır. Başbakan şu açıklamayı fütursuzca yapabilmiştir: 'Anayasa ne söylerse söylesin, Cumhurbaşkanımızın fiili olarak sorumluluğu doğmuştur. Filli durumla Anayasanın şu anda birbiriyle uyumlu hale getirilmesi gerekir.' Bu ucube sözler hukuk devletinin rafa kalktığının vesikasıdır. Bu sözler Anayasa suçu, kanunsuzluğun belgesidir. Yürürlükteki Anayasaya bütünüyle bağlı ve sadık şekilde görev yapması gereken bir hükümet başkanı bizzat Anayasanın üzerini çizmiştir. 

"Cumhurbaşkanı halt etmiştir, kadınlık onurunu incitmiştir"

Bugün 'Anayasa ne söylerse söylesin' diyenler, yarın 'millet ne derse desin' dönüşünü ahlaksızca yapabileceklerdir. Sayın Başbakan'a bu hakkı kim vermiştir? Hadi sayın Erdoğan 'bin' deyince binenler, yarın 'in' dediğinde ne yapacak, nereye saklanacak, yine bu hukuksuzluğun fedaisi kesilecekler midir? Hukuk yoksa, Anayasa askıdaysa, devletin dayandığı ilkeler imha edilmişse, o zaman terörle bizim bilmediğimiz hangi yöntemlerle mücadele edilecektir? 

Türkiye, terörün darbesiyle sarsılırken Sayın Erdoğan kendi derdinde, sayın Yıldırım verilen ev ödevlerini yapmanın telaş ve hevesindedir. Katiller büyükşehirlere bomba yüklü araçları birer birer sevk edip pusu kurarken Cumhurbaşkanı 'anneliği reddeden bir kadın yarımdır' diyerek halt etmiş, patinaj yapmış, kadınlık onurunu incitmiştir. Doğum kontrolü polemiğinde çıta yükselten Erdoğan’ın, doğmuş ve büyümüş evlatlarımıza kıyıldığını görmesi için, merak ediyoruz, daha neyin olması gerekmektedir?"

"TSK tasarısına mutlaka destek vereceğiz"

"Bir defa şu kesindir ki bugün terörizm milletimizin boğazına sarılmışsa suç ve vebal ilkesiz AKP kadrolarının sırtındadır." ifadesini kullanan Bahçeli, terörle mücadelede her zaman güvenlik güçlerinin ve devletin yanında ve arkasında olduklarının altını çizdi.

Bu kapsamda, dün TBMM’ye sevk edilen Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'na mutlaka destek vereceklerini, gereğini de eksiksiz yapacaklarını kaydeden Devlet Bahçeli, "Demek ki neymiş? Fiili desteğimiz hukuki boyut alabiliyormuş. Türk askerinin terörle mücadelede elini güçlendirmek, ihtiyaç duyduğu hukuki güvenceyi daha da genişletmek için elimizden gelen çabayı göstereceğimizden herkesin emin ve müsterih olmasını bilhassa ister ve temenni ederim." diye konuştu.

"Meclis'in dokunulmazlık kararı olumlu karşılanmalıdır"

Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısının çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Devlet Bahçeli, "Milletvekillerinin dokunulmazlığı kalktı, yargılama süreci başlayacak; yargılama sürecine ilişkin değerlendirmeniz nedir?" sorusu üzerine, şunları ifade etti:

"Sayın Cumhurbaşkanı'nın, TBMM'de dokunulmazlıkların kaldırılması yolunda Meclis iradesine saygı duyarak onaylaması saygıdeğer bir davranıştır. Türkiye'nin içinde bulunduğu şartlar, terörizmin kazandığı boyutlar dikkate alınırken, böyle bir karar olumlu karşılanmalıdır.
Tabii 5 dosya da benim vardır; tezkereler, fezlekeler Meclise gelmiştir. Bize de yüce yargının mensupları davet çıkarırlarsa, hangi fezlekede hangi suçu işlemişiz, onları öğrenir, sonra da savunmamızı yaparız." 

"Sinan Oğan MHP'den ihraç edilmiştir"

Devlet Bahçeli, "Sinan Oğan'ın aday olamayacağı şeklinde tartışmalar devam ediyor, siz bu konuda ne diyorsunuz?" sorusunu yanıtlarken, "O, 'tartışmalar' değil, gerçektir. Sinan Oğan MHP'den ihraç edilmiştir." dedi. Bahçeli, şunları kaydetti:

"23. Asliye Hukuk, 2 Kasım sabahı MHP'nin ihraç kararını bozmuştur ve dolayısıyla ihraç kararı sonrası üyeliği konusunu gündeme getirmiştir. 

MHP, ihraç kararındaki ısrarını sürdürmüş ve Yargıtaya başvurmuştur. Yargıtayda henüz daha bir inceleme yapılmadığını duyuyoruz. Bu durumda bize göre ihraç kararı verilmiştir. Yargıtaydan da herhangi bir cevap alınmadığına göre, partimizin üyesi sayılamaz. Ama Yargıtay, MHP'nin kararına uygun 5-0'lık bir uygulamayı Sinan Oğan için de yaparsa yargı yoludur, açıktır, partiye tekrar üye olarak kabul edilir. Onun için 10 Temmuz'a kadar Yargıtayın bir karar vermesi gerekir."