"Kapım gençlerin tamamına açık"

Bakan Kılıç'ın kendisini protesto etmek isteyen öğrenci ile görüşmesine ilişkin açıklamalarda bulundu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA- Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, kendisine yumurtalı protestoda bulunmak isteyen Emre Ersel E'nin, görüşmelerine ilişkin bazı satır başlarını medya mensupları ile paylaştığını belirterek, "Biz görüşmenin gizli kalmasına özen göstermiştik ama Emre görüşmeyi, özellikle Evrim Teorisi tartışmasına yönelik boyutuyla dışarıya taşıyınca, bizim de konunun anlaşılması yönünde bir açıklama yapmamız zaruret haline geldi" dedi.
 
Kılıç, Çukurova Üniversitesi Fevzi Çakmak Yurdu'nu ziyaretinde kendisine yumurtalı protestoda bulunmak isteyen Emre Ersel E. adlı öğrenciyle görüşmesini, AA muhabirine anlattı.
Görüşmenin cuma günü gerçekleştiğini, ancak çekilen fotoğrafları dördüncü gün medya ile paylaştıklarını anlatan Kılıç, "Emre, görüşmemize ilişkin bazı satır başlarını dışarıda medya mensupları ile paylaştı. Biz Emre'nin mahremiyetine ve görüşmenin gizli kalmasına özen göstermiştik ama Emre görüşmeyi, özellikle Evrim Teorisi tartışmasına yönelik boyutuyla dışarıya taşıyınca, bizim de konunun anlaşılması yönünde bir açıklama yapmamız zaruret haline geldi" dedi.
 
Öğrencinin görüşmede kendi görüşlerini paylaştığını, "harçların kaldırılması ve sermayenin üniversitelere girmemesini istediklerini, YÖK Yasa Taslağı'ndan memnun olmadıklarını" dile getirdiğini belirten Kılıç, kendisinin de "taslağa Emre ile taban tabana zıt siyasi görüşteki gençlerin de karşı olduğunu" belirttiğini ifade etti.
 
Kılıç, öğrencinin Evrim Teorisi ile ilgili görüşlerine katılmadığını söylediğini anlatarak, şöyle konuştu:
"Gerek Emre gerek kız arkadaşı Evrim Teorisi konusunda her ne hikmetse bilmiyorum ama bir hayli ısrarcıydılar. Ben de Yaradılış Teorisine inandığımı kendileriyle paylaştım. Kainatı yoktan var edenin, insanı da evrim olmaksızın dönüşüme, değişime ve evrilmeye gerek duymaksızın, tek seferde en baştan, en mükemmel şekilde yaratmaya muktedir olduğunu kendileriyle paylaştım. Elbette o an için görüşlerinde değişiklik olduğu düşüncesi ben de oluşmadı. Ama sonrasında konuştuklarımızı kafalarında değerlendirir, farklı kaynaklardan, farklı bilgiler edinmeye çalışırlarsa, bu onların kazanımı için önemli bir şey olur.
 
Ben elbette Emre'yi ve kız arkadaşını, hangi görüşe mensup olduklarını ve kimlerle birlikte hareket ederek ettiklerini bilerek davet ettim. Onları dinlemek istedim, empati yapmak istedim. Benimle aynı paralelde düşünmeyenlerin, farklı meselelere veya gündemdeki üniversite sorunlarına bakışı nedir, bunu öğrenmek istedim. Ayrıca Emre benimle konuşabilecekken, niye konuşmayı değil de slogan atmayı tercih etti, bunu anlamak istedim. Kapım gençlerin tamamına açık, en aykırı görüşte olanlara da kapım sonuna kadar açık, Emre'nin arkadaşlarına da Ankara'da randevu vermeye hazır olduğumu ifade ettim. Fakat, slogan atmanın, taş atmanın, yumurta atmanın konferans salonlarında başka gençlik grupları tarafından yapılan organizasyonları sabote ederek, yapılamaz hale getirmenin özgürlüklerle, demokrasi de ile alakası yok."
 
"Gazetecileri atlatarak görüştüm"
Kılıç, "Emre, görüşmek için davet edince şaşırdı mı acaba" sorusu üzerine, "Şaşırdığını zannediyorum" dedi.
Görüşmenin gizli kalmasını istediğini yineleyen Kılıç, "Biz medyayı başka bir konuyla meşgul ederek, gazetecileri mekandan uzaklaştırdık. Emre'nin görüntüsünü almasınlar diye gazetecileri atlatma yoluna gittik ve nihayetinde konuyu medyadan saklı tuttuk" diye konuştu.
Emre'nin ailesi, okul çevresi ve arkadaşları olduğunu ifade eden Kılıç, "Yarın, bir gün başını ağrıtacak herhangi bir olumsuz diyalogla karşılaşmasını arzu etmedim. O eline yumurta alırken bizi düşünmedi, bizim toplumdaki yerimizi düşünmedi ama bu ülkenin bir genci olarak Emre'nin toplumdaki yerini, biz Adana'dan ayrıldıktan sonraki toplum içindeki huzurunu, benim, Suat abisiysem şayet, düşünmem lazımdı. Ben o özeni gösterdim. Ama ne zamanki onlar arka arkaya bir kaç gün medyaya konuşma ihtiyacı hissettiler, dördüncü gününde de bizim doğru bilgiyi kendi bakış açımızla kamuoyu ile paylaşma ihtiyacımız doğdu" dedi.
 
"Babasıyla görüştüm"
Emre'nin fotoğraflarının çekilmesini farklı bir kavramla değerlendirmesinden duyduğu üzüntüyü dile getiren Kılıç, "En başta babasıyla telefonda konuştum; kendisi yokken iki sefer, kendisi yanımdayken ayrıca bir sefer. Kesinlikle bu konuyu medya ile paylaşma düşüncemiz olmadı ama ne zamanki onlar medya ile paylaştılar bizim de kendi açımızdan doğruları paylaşmamız zaruret haline geldi" diye konuştu.
Bakan Kılıç, "Dünya görüşümüzü paylaşmasa da olaylara benimle aynı pencereden bakmasa da itirazlar olsa da Emre bizim kardeşimiz. Yeter ki gençlerimiz muhalefetini dile getirirken hukukun içerisinde kalmayı başarsınlar ve başkalarının kişilik haklarına saldırmasınlar. Konuşmak istedikçe, biz onlarla konuşmaya hazırız" dedi.
Kılıç, "Sizin bu davranışınız, Gençlik ve Spor Bakanı olarak gençlere olan bakışınızı da gösteriyor" sözleri üzerine Kılıç, "Sadece şahsımın değil, hükümetimizin gençlere olan bakışının da bir göstergesi aslında. Biz ötekileştirmedik, ayrıştırmadık, dışlamadık, başkalaştırmadık. Bilakis, konuşmaya, dinlemeye, anlamaya, empati kurmaya, bizim gibi düşünmeyenlerin olaylara bakış açısını kavramaya gayret ediyoruz. Emre ile olan diyaloğumuz da bu çerçevede gelişti. Farklı olanı anlamaya çalışmanın, çabalamanın zannederim kimseyi rahatsız edecek bir boyutu olmamalı" sözlerini sarf etti.
 
Yakasında İstanbul 2020 rozeti taşıyor
"Yakanızda İstanbul 2020'nin rozetini taşıyorsunuz" sözleri üzerine ise Kılıç, rozete bugün ilk kez kendisinin taktığını, yakında bütün milletvekillerine göndereceğini söyledi.
Kılıç, İstanbul'un dışında Tokyo ve Madrid'in de aday olduğunu, ancak İstanbul en güçlü aday olduğunu belirtti. Olimpiyatın temel ilkeleri ve evrensel kriterleri doğrultusunda, aday kent İstanbul'la ilgili çalışmalarının devam ettiğini ifade eden Kılıç, "Tüm imkanlar seferber. Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Başbakanımız tüm imkanlarıyla seferber. Devlet ve özel sektör, İstanbul için adete yemin etmişcesine bir sinerji meydana getirdi. İnşallah 2020 markasını İstanbul ile buluştururuz" dedi.
"Rozetin sarı lacivert olması da ilginç bir tesadüf herhalde" sözleri üzerine Kılıç, "Turuncu turkuaz aslında. Renkler baskıda tam istenildiği gibi çıkmamış olabilir. Elbette sarı lacivert de bu ülkenin renklerinden biri, sarı kırmızı da öyle, bordo mavi de öyle, siyah beyaz da öyle ama rozet, turuncu turkuaz" diye konuştu.