"Kararı biz vereceğiz"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, seçim sistemine ilişkin üç öneri sunulduğunu ancak tekliflerin değerlendirmediğini ifade ederek, "Kararı vereceğiz ve o karardan sonra teklifi Meclis'e getireceğiz" dedi.
ADANA - Demokratikleşme paketiyle ilgili anamuhalefet partisinin "ikide bir bir şeyler söylediğini", yüzde 10 olan seçim barajının indirilmesini istediğini aktaran Erdoğan, ülkelerin istikrar ve güven politikaları olduğunu, anamuhalefet partisinin dünyayı takip etmediğini savundu. Türkiye'nin kendi iktidarlarına kadar istikrarı ve güveni yakalayamadığını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Koalisyon hükümetlerinde hep zarar. Hep aşağıya gittik ama bizimle istikrarı yakaladık ve onun için de ekonomi olarak güçlendik. 'Peki' dedik, 'Biz size üç tane teklif sunuyoruz'. Bir: dedik ki, 'Mevcut durumu koruyalım'. Beğenmiyorsunuz. Size ikinci bir teklifimiz daha var, barajı yüzde 5'e indirelim, daraltılmış bölge getirelim yani 5'li paketler halinde Türkiye'yi 110 bölgede seçime sokalım. 5 ile çarp 550 milletvekili. Bunu da beğenmediniz. Üçüncü teklif: barajı tamamen kaldıralım, hiç baraj olmasın ama 550 bölge olsun ve her bölgeden bir milletvekili çıksın. Baktım ki şimdi buna da pek yanaşmaya niyetleri yok. Bundan da rahatsız olmaya başladılar. Şimdi yeni hesaplar yapmaya başladılar. Şöyle olsa, böyle olsa, ne olur. Kardeşim kusura bakma, onu teklif ediyoruz, yok. Bunu teklif ediyoruz, yok. Şimdi biz oturup konuşacağız, kararı vereceğiz ve o karardan sonra teklifi Meclis'e getireceğiz."
"Halkımın da konuya yaklaşımı çok sağlam"
Başörtülü kızların üniversiteye gidemediğini ve meslek lisesi mezunlarına katsayı uygulandığını anımsatan Erdoğan, yaptıkları düzenlemelerle bu eşitsizliklere son verdiklerini, demokratikleşme paketiyle de kamuda başörtüsü serbestisini sağladıklarını dile getirdi.
"Çok sabrettik, belki 10 yıl sabrettik ama 10 yılın sonunda hamdolsun artık Parlamento da bu işe iyi yaklaşmaya başladı. Halkımın da ben durumuna bakıyorum, halkımın da bu konuya yaklaşımının çok çok sağlam olduğunu, diri olduğunu görüyorum" diyen Başbakan Erdoğan, bu kararlarının birliği, beraberliği, dayanışmayı getirdiğini ve ayrımcılığı ortadan kaldırdığını ifade etti.
Başbakan Erdoğan, "Alevilere hak verilmedi" yönündeki sözlere de değinerek, şunları belirtti:
"Benim Alevi vatandaşım milletvekili olabiliyor mu? Olabiliyor. En üst makamlarda görev alabiliyor mu? Alabiliyor. Nevşehir Üniversitesinin adını Hacı Bektaş-ı Veli Üniversitesi koyduk. Bu da bir mesaj. Bunun dışında da ben başbakan yardımcımı da görevlendirdim, sen de bir çalışma yap. Daha önce çalışmalar yaptık, yine yapın. Nerede bir sıkıntı var bunu da dinleyelim. Yapılabilecek ne varsa bunları da yapalım.
'Ruhban Okulu niye açılmıyor?' dediler. Ben de onlara 'Ruhban Okulunu açmak bizim için mesele değil' diyorum. Soruyorum: 'Batı Trakya'da benim 150 bin vatandaşım var. Onların başmüftüsünü sen neden tayin ediyorsun da oradaki soydaşlarıma onu seçme hakkını vermiyorsun'. 'Yapacağız' dediler. 10 yıldır hala yapacaklar. Atina'da iki tarihi camimiz var, yıkılmış. 'Bu camileri, müsade edin biz yapalım' dedik. 'Tamam, yapacaksınız' dediler. Hala müsade edecekler.
Bakınız, Lozan Anlaşması'na göre Sen Sinod Meclisi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından oluşur. Artık Türkiye'de vatandaşımız olan papaz kalmadığı için Sen Sinod Meclisi bitmişti. Sadece patrik kaldı. Biz de 'Siz dışarıdan papaz getirin, biz onları vatandaş yapalım, böylece Sen Sinod Meclisi'ndeki o sıkıntıyı gidermiş olalım' dedik. 17 tane getirdiler, vatandaş yaptık. Bizim bu iyi niyetimiz yeter. Yetimhaneyi verdik, şu ana kadar 2 buçuk milyar liralık gayrimenkullerini, Rumların, Musevilerin, Ermenlerin iade ettik. Biz bunu da yaptık. Niye? Dedik ki 'Bu onların hakkıdır, bugüne kadar burada bir yanlışlık oldu, bu yanlışı da biz düzeltelim'. Zira bizim tarihimizde, bizim medeniyetimizde Müslimin de gayrimüslimin de hakkını korumak devletin görevidir. Biz bunu yaptık."
"Esad er veya geç gidicidir"
Kurban Bayramı'nın İslam dünyasının birliğine vesile olmasını dileyen Başbakan Erdoğan, "Suriye'de 100 bini aşkın kardeşimiz zalim Esed tarafından maalesef öldürüldü. Türkiye'nin içinden hala bunlara destek verenler, onlarla beraber yürüyenler var. Tayyip Erdoğan'a hakaret ediyor diye Türk medyasında bunu yazanlar var. Bunları neyle izah edeceksiniz? Esed er veya geç gidicidir. Çünkü zulme rıza zulümdür, zulümle abat olunmaz. Mısır'daki darbeci rejim de kalıcı değildir. Biz halkın iradesine saygı duymayanlara asla saygı duymayız" diye konuştu.
Kenya'da bir alışveriş merkezini basarak Müslümanları dışarı çıkarıp diğer dinlerdeki insanları öldürenleri de telin ettiğini, lanetlediğini bildiren Başbakan Erdoğan, İslam'ın barış dini olduğunu, İslamı terörle anmaya yönelik her girişimin karşısında olduklarını söyledi.
Konuşmanın ardından Erdoğan, kendisine el sallayan Ayşe Müberra Kahraman isimli çocuğu yanına çağırarak sarıldı. Açılış kurdelasını beraberindeki bakanlar ve Ayşe Müberra Kahraman ile kesen Erdoğan, tören alanından ayrılırken kendisine seslenen vatandaşlarla da sohbet etti.